Bir yiğidin sesi, Barla’dan uzanan telefonla kulaklarımda.
Hür Adam çekiminde, film setinde Abdurrrahman Iraz beyin tavassutuyla görüşüyoruz... Filminde, kullanılmamış resimler ve kareler arıyor.
Kendinden emin, Üstada ait bir duyguyla ortaya çok mükemmel bir film çıkacağını paylaşıyor.
İnanarak yola çıkmış. Kendi başına karar vermiş, iradesini ortaya koymuş. İddiasının her aşamasında ise ağabeylerin hem duasını, hem fikirlerini almış ve yüksek bir bütçe ile kendi kaynakları ile girmiş.
Tüccarlıktan sanata geçiş öyküsü ayrı bir konu.
Minyeli Abdullah ile yakaladığı ayrı bir performans
.
20 yıldır peşinde koştuğu ise Bediüzzaman Said Nursi filmi.
Her defasında farklı tezahürlerle yönlendirilmiş, durdurulmuş ve kırmızı ışıklara, sarı ışıklara riayet etmesinin mükafatı olarak yeşil ışıkta geçmiş ve yollar tamamen açılmış.
Yeşilin kazak rüyası bile var.
Maksadım, bir faniye çok anlam yüklemek değil, ama bir faninin, serdengeçtinin istihdam edilişini, mazhariyetini ve muvaffakiyetini ise duayla ve takdirle yad etmektir.
Uzun yılların hasreti var içimizde.
Kendini aşmış, macerasına kilitlenmiş, sevdasına “amenna” deyip, tüm risklere göğüs gerip teşebbüs ruhunun yeni dalgalarını bize sunacak kahramanlar arıyoruz.
Tıpkı 1970 öncesinin o vazgeçilmezleri gibi. O eli öpülecek ağabeyler zinciri gibi.
Kimi saysam ki…
Zübeyir, Tahiri, Sungur, Bayram, Abdullah, Said ağabeyler…
Üstadın diğer pervaneleri.
Bekir Berk aşkı, Birinci ve Fırıncı mahviyeti… Diğer ağabeyler...
Saff-ı evvelin bu asil ruhlarına Anadolu bağrından binlerce büyük ruhlar dahil oldu.
Ama sarsıcı ve cihanşümul manaya masadak yeni projelere, yeni heyecanlara ve alışılmışın dışında yeniliklere, ilklere ve sevdalara yelken açmış ve sahil-i selamete giden şevklere, son yıllarda o kadar çok muhtacız ki...
Diz çöken milyonlarca Nur Talebesinin duasıyla evrensel inkişaflara ve sınır tanımayan medya ve sanat coşkusuna ihtiyacımız var.
Hür Adam filmi, bu anlamda, kendi kategorisinde bir ilk.
Artık barajın kapağı açıldı.
Müteşebbis ruhların proje odaklı, hedefe kilitlenen ve ehliyle istişare eden, şahs-ı manevinin ruhuna mazhar kılan faaliyetlerine kapı açan cesaret örnekleri arıyoruz.
Tıpkı Üstad gibi, Hür Adam psikolojisi veren halis niyetle yola koyulacak, farklı alanlarda binlerce ilki başlatacak ve tetikleyecek güzel bir başlangıçtır bu.
Şimdi İlim adamları, tüccarlar, sanatçılar, siyasetçiler, eğiitmciler, gençler, kadınlar, alimler ve idareciler…
İşçiler, memurlar, köylüler, hastalar, yaşlılar, ebeveynler, uzmanlar, çocuklar..v.s…v.s..
Lütfen herkes ama herkes bir macerasına, sevdasına tutunsun.
Risale-i Nur ile alakalı bir merakın izini sürsün, yüksek sesle bunu haykırsın, iddiasının arkasında dursun, nefsin çemberini kırsın ki, örülü duvarlar boğmasın...
İstidat-inbisat-inkişaf yaşasın alemdeki her zerre. Öncelikle zerrelerimizi harekete geçirerek.
..
İyi ki varsın Mehmet bey.
Sen bu idrakin ve istihdamın şuurunda devam et.
Şimdiden üç Said’den, üçüncüsünden, yani en sondan başla... Devam et ikinci filmine.
“Dağları aşta gel...” diyenlerden değiliz. Dağı engel görenlerden de. Çünkü dağlar müheyyadır bu dağ gibi gönüllere ve taht kurmuş sevdanın büyük davasına..
Hür Adam, hürriyetin tadını doyasıya bütün sebepleri ve beşeri putlara karşı, nefsin hile ve istismarından uzak bir izanla, bize Hür Adamı, hürce anlatacak.
Ortada sadece Said Nursi var. Ve bu projeye vesile olan bir ekip var.
Grup psikolojisi olmayan, profesyonel, mütevazı ve davası adına iddialı bir ekip.
Başka proje ve teşebbüsler için çok iyi bir model.
Dünyanın cemaat, yeryüzünün medrese, Üstadın ders arkadaşımız olduğu bir demde ve özgürlükte, sakınılası ne var ki?...
Yeter ki satırlarda, Risalede karşılığı olsun.
Tebrikler sayınTanrısever, can insan, sen beni duygulandırdın ya, beni duygulandıran her dava serencamı, şahsiyetini aşmış her nur talebesi gibi coşturdun ya…
Gam yemiyorum.
Son bir ricam:
Risale-i Nur televizyonunu kurar mısın Mehmet bey?
Sadece Hür Adam'ın mesajlarını versin. Sanatını taçlandır, ruhunu azade et çevrelerden ve alışılmışın bütün kalıplarından.
Sağ ol Mehmet bey. Halimizden memnunken(!), huzurumuzu kaçırdın! Herkesi dürttün.
Anlaşılan o ki, artık bize rahat yok.
Projeksiyonu ve projesi olan girişimciler, sevdalılar, serdengeçtiler, Said Nursi’ye koşacak, etrafı dalgalandıracak.
Demek ki Said Nursi’yi sevmenin yeni dili bu.