Hz. Hacer misali yüreğim (son)

Nur KABADAYI DEMİR

Umut tükenir mi? Umudu tükenir mi insanın? İnsanın umudu tükenirse sağa sola düşmeye başlar mı? Kanat çırpmaz mı hiç? İnsan zorluklara direnemez mi? Ayrılık acısını yüreğinde eritmeyi başaramaz mı?

Umut tükenirse insanın kendiside tükenir o an. “An”ların hepsi, yerini bir boşluğa bırakır. İnsan sağa sola koşmaya başlar.

İnsan düşmeye başladığı boşluğun içinde kaybolmamak ve yaratıcıdan ayrılmamak için koşar. Adımlarını hızlandırarak koşar.

 

İnsan Safa ve Merve arasında koşar. Yedi kez, yetmiş kez, yetmiş bin kez koşar. “Tükendim”, “bittim” dediği anda “zemzem” fışkırır yeryüzüne. Yanan yürekler serinler, yüzler güler, gözler seyreder, dil şükreder, gönül secde eder.

Zemzemin yeryüzüyle buluştuğu gibi, Allah kulunun hayatına umut akıtmaya başlar. Nimetlerini akıtır kulunun yaşamına.

 

Bundan dolayı “an”larda gizlidir her şey, tarihlerde saklıdır. Tarihlerin içindeki hikmetlerde gizlidir. Kavuşma zamanını da ayrılık zamanını da Allah (cc) bilir. O bilir her şeyi,  atacak kalbin ne zaman atacağını ve atan kalbin ne zaman duracağını. O bilir damarda akacak kanı ve akacak kanın ne zaman duracağını. O bilir gönlün gizli köşesindeki sevgiyi ve sevgiliyi. O bilir insanın nasıl ve neyle teselli olacağını. O bilir gerçek muhabbeti ve muhabbetin nasıl olacağını. O bilir her şeyi, O yardım eder her şeye; her şeyde O yâr ve yardımcı olur.

 

İşte Allah, kullarını böyle dener. Sevgi verir yüreğe ardından ayrılık verir sonra kavuşmayı getirir. Umudu son damlasına kadar Onun yolunda sarf etmemizi ister. Ve umudun son damlası biterken zemzem gibi nimetlerini gönderir.

Allah, o “an”larda bize zenginliğinin yâkinine ulaştırır.  Acizlik içinde Ona yalvarırken cevaplarıyla bizi duyduğunu bildirir. Âdeta “Kullarım, ben sizlerin ibadet hükmüne geçen yakarışlarınızı izliyordum ve sizi en güzeliyle mükâfatlandıracağım” dercesine nimetlerini sağnak sağnak ihsan eder.

 

İnsan o “an” larda daha çok anlar Rabbinin kudretinin büyüklüğünü, sesleri her daim duyduğunu. Yâkin “an”lardır o anlar ve insanı ancak “Rabbi anlar.”

İnsan dünya mekânlarından, onsekizbin âleme hicret eder. Kolu kanadı kırık, kalbi hüzünlü, dili niyazda; dünyanın güzel yüzüne kanmadan, harama dalmadan, ifrat ve tefrite bulaşmadan hicret eder.

 

Hz. Hacer’in hayatı gibidir hayatlarımız. Kimimiz farkına varırız, kimimiz farkına varmadan yol alırız. Her ne olursa olsun göçer gideriz bu âlemden ebedi âleme.

Kimi zaman döner dururuz olduğumuz yerde, olduğumuz yerde de sınavlara tabii oluruz. Kaçamayız sorgudan sualden. Kaçamayız hesaptan, kitaptan. Ve ayrılamayız doğruluktan, imandan, sevgiden, muhabbetten…

Kimimiz İbrahim olur ateşe atılır, kimimiz Hacer olur kovulur, kimimiz Sâre olur İbrahim’iyle kalır. Kimimiz İsmail olur kurbanla imtihan olunur. Ne olursak olalım hepimiz döneriz aynı yerde. Yönümüz kıblede, kalbimiz Rabbimizde, dilimiz duada, alınlarımız secdede; döneriz hepimiz Kâbe’de, dönerken yol alırız, gideriz uzaklara, uzaklarında uzağına…

Öyle anlar gelir ki yüreğimiz Hacer misali olur, yüreğimiz dil, yüreğimiz kalem. Yazarız uzun uzun, nükte nükte…

 

Hz. Hacer misali hicret etmeye çalışırız Rabbimize, zamana ve mekâna bağlı kalmadan. Hicret etmeye çalışırız; yanlışlardan doğrulara, yalnızlığımızdan tekbir olan Allah’a. Hicret etmeye çalışırız, kalabalıklar arasından Kâbe’ye, dünyadan bâki âleme.

Kimi zaman bizi anlayacak bir insana seslenmeye çalışırız, bizi duymasını isteriz. Duyduğunu duyurmasını…

Ey Annemiz Hacer! Çıkmaza girdiğimizde, Rabbim yolladı seni bize. Seni tanıttı, teslimiyetini öğretti. İbrahim’in sevgisine ve muhabbetine olan bağlılığını örnek olarak gösterdi. İbrahim’den geçerek, kurak çöllerde, çölleri Yaratan’ı tümüyle bulduğun halleri misal verdi; sevgiyle yanan gönlümüzde.

Ey Annemiz! Sabrı sende görüyoruz. Atamız İbrahim’i severken ve ayrılığın acısını yaşarken Allah’a yakarışlarını görüyoruz.

Ey Annemiz! Gönül evimize gelerek bize mutlu ettin, nasihat ettin; örnek oldun.

Ey Annemiz! Seni tanımaya çalışırken ayrılık acına ortak olduk, gözyaşlarımıza boğulduk.

Ey Annemiz! İbrahim (as), seni Safa ve Merve arasına bıraktığı gibi kendisi de Sâre annemle senin aranda kalmıştı.

 

Ey Annemiz! İbrahim (as) ve sende biliyordunuz ki bu zorlu bir imtihandı. Ama sen öyle dirayetli, iffetli ve sebatkâr bir kadındın ki, İbrahim’e eş, İsmail’e anne olmuştun.

Ey Annemiz! İbrahim vari diyordun: “Hasbünallahu ve ni’mel vekil.”  Allah (cc) kuluna kâfidir. Allah’ı vekil tutan neyi kaybederdi ki? Sen de kazanmıştın: muhabbeti, sevgiyi, doğruluğu, ebedi saadeti…

İnsan kimi zaman yalnızlığı arasında Hz. Hacer misali seslenir. Çığlıklarının şiddeti gücünü tüketse de kendisini duyurmak için seslenir.İbrahim’ine seslenir, Sevdiğine seslenir, özlediğine seslenir:

 

Yıllar birbirini kovalarken Ey İbrahim nerdesin! Rabbimin iznini bekliyorum, konuşma yasağının kalkmasını, mutlu günleri bekliyorum.

Nerdesin Ey İbrahim! Hâlimizi merak etmez misin? Bu nasıl bir tevekkül, nasıl bir sabır?

Ey İbrahim! Adın aklımdadır anarım zaman zaman. Yüzünü görmesem de sesini işitmesem de kalbimdeki sevginle konuşurum.

Kitabımın arasındaki satırlara gizlerim seni; okurum, okurum durmaksızın. Dualarla sana gönderirim mektuplarımı; alıp almadığını merak ederim, yollarını gözlerim.

Ellerimden her şey giderken teslim olmaya çalışırım. Nefsim isyanlarda gerisin geriye kaçarken, bense Rabbime koşmaya çalışırım. Çırpınırım, düşerim ama tekrar doğrulurum. Esen rüzgârın arasındaki dualarım, kuruyan gözyaşlarım, zemzem ile can bulan hayatımla doğrulurum.

Ey İbrahim! Kalbim kalbine sevgi oldu, hasret oldu, sonra ayrılık oldu. Dünya bize ayrılık yurdu oldu, ahiret vuslatımız olsun. Bâki cennete hep birlikte girelim. Seyrü sefa eyleyelim bâki yurdu, kevseri…

 

Rabbimden ebedi bir saadet için sevgi ve muhabbet dolu bir yaşam diliyorum.

amin.amin.amin.

Yorum Yap
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
Yorumlar (6)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.