Hud peygamber Nuh’un gemisinden felah bulanlar içinden çıkmıştır. “Onlardan sonra başka nesiller yarattık. 23/31 Onların içinden “Yalnız bir Allah’a ibadet ediniz, zira sizin ondan başka tanrınız yoktur. Gerçek bu iken hala şirkten sakınmaz mısınız” diyen bir peygamber gönderdik. 23/32
Allah Ad ümmetinin peygamberini anlatır. “Ad halkına da kardeşleri Hud’u elçi olarak gönderdik. “Ey benim halkım dedi, yalnız Allah’a ibadet edin, O’ndan başka Tanrınız yoktur. Hala ona karşı gelmekten sakınmayacak mısınız? Kavminin kafir yetkilileri “Biz dediler seni bir çılgınlık, bir beyinsizlik içinde bocalar görüyoruz ve senin yalancılardan biri olduğunu düşünüyoruz “Ey halkım” dedi “Bende çılgınlık, beyinsizlik yok, fakat ben sadece Rabbülalemin tarafın dan size bir elçiyim. Size Rabbimin buyruklarını tebliğ ediyorum. Ben sizin iyiliğinize çalışan sizi uyaran güveneceğiniz bir insanım. Sizi başınıza gelebilecek tehlikeler hakkında uyarmak için sizden birine Rabbiniz tarafından bir tebliğ gelmesine hayret mi ediyorsunuz ? Hatırlayın ki O sizi Nuh kavminden sonra onların yerine geçirdi ve sizi bedenen güçlü, kuvvetli, gösterişli kıldı. O halde Allah’ın nimetlerini unutmayıp zikredin ki felah bulasınız. “
“Ya” dediler “Sen bize yalnız Allah’a ibadet edelim, atalarımızın taptıklarını ise bırakalım diye mi geldin?Eğer doğru söyleyenlerden isen haydi bizi tehdid edip durduğun o felaketi başımıza getir de görelim.”; “işte dedi “üzerinize Rabbinizden bir azap fırtınası ve hışım indi. Siz ve sizin atalarınızın uydurduğu ve zaten tanrılaştırmalarına dair Allah’ın da hiçbir delil göndermediği birtakım boş isimler hakkında mı benimle tartışıyorsunuz? Gözleyin öyleyse azabın gelişini. Ben de sizinle beraber gözlüyorum” 7/65-72
Hud kavmine tevhidi, ahireti anlattı. Onların aklı almadı. “Onlardan sonra (Nuh) başka nesiller yarattık. Onların içinden “yalnız bir Allah’a ibadet ediniz, zira sizin O’ndan başka tanrınız yoktur. Gerçek bu iken hala şirkten sakınmaz mısınız ? diyen bir peygamber gönderdik. Onun halkından kafir olup ahiret buluşmasını yalan sayan ve kendilerine dünya hayatında bol nimet verdiğimiz eşraf takımı “Bu” dediler “Sizin gibi bir insandan başka bir şey değil, baksanıza sizin yediklerinden yiyor, sizin içtiklerinizden içiyor. Eğer siz sizin gibi bir beşere itaat edecek olursanız, büyük bir kayba ve hüsrana uğrarsınız. Ne o dediler bu adam siz ölüp de toprak ve kemik haline geldikten sonra sizin dirilip mezardan çıkacağınızı mı vaad ediyor? Hayat sadece dünya hayatından ibarettir, ölür gideriz, ancak bir kere yaşarız ve ölümden sonra asla diriltilmeyiz” Bu adam uydurduğu yalanı Allah’a mal eden bir iftiracıda başkası değildir ve hiçbir surette ona inanmayız. 23/31-38 Bu ve benzeri kavimler kanaatlerinin yanlışlığı yüzünden helak edildiler. “Ad ve Semud’u, Ress halkını, bu arada daha birçok nesilleri de inkarda ısrarları sebebiyle helak ettik.” 25/38
Allah peygamberlerini yalanlayanların tarihsel zincirini anlatır, bu halkalardan biri de Hud kavmidir. Hitap Cenab-ı Nebi Efendimizedir” Eğer onlar seni yalanıcı sayıyorlar sa sen bil ki, onlardan önce Nuh, Ad ve Semud halkı da, İbrahim’in halkı da, Lut’un halkı da Medyen ahalisi de resullerini yalanlamışlardı. Musa da yalancı sayılmıştı. Ben de şöyle yaptım. Her seferinde inkarcılara mühlet verdim, sonra da tuttuğum gibi işlerini bitirdim. Onların inkarına mukabil nasıl olurmuş, Benim inkarım cümle alem görüp bildi. “22/42-44
Yalan konusunda her anlatımda yeni ayrıntılar ilave eder Allah” Ad kavmi de peygamberlerini yalancı saydı. Nasılmış benim cezalandırmam ve tehdidim görsünler bakalım! Biz onların üstüne o pek talihsiz günde her şeyi söküp atan bir kasırga gönderdik. Öyle ki insanları kökü sökülmüş, içi boş hurma kütükleri gibi fırlatıp atıyordu. Nasılmış benim cezalandırmam ve tehdidim görsünler bakalım. 54/18-21
Yalanın yeni boyutu süresidir; “işte Semud ve Ad milletleri de o kafalara çarpan kıyamet dehşetini yalan saymışlardı.. Ad ise azgın bir kasırga ile imha edildi. Allah o kasırgayı üzerlerine yedi gece sekiz gün kesintisiz olarak salıverdi. Öyle ki sen o halkı içi boş hurma kütürleri gibi yerlere serilmiş gördün. Şimdi onlardan geri kalan bir şey görebilir misin? 69/4-8
Hud yalanlardan müteessir oldu ve dua etti. “Ya Rabbi dedi, beni yalancı saymalarına karşı Sen bana yardım eyle “Allah buyurdu “Tasalanma çok geçmeden onlar pişman olacaklardır. Derken korkunç bir ses onları bastırıverdi, adalet yerini buldu. Onları sel süprüntüsüne çevirdik, zalimler güruhunun canı cehenneme. “23/39-41
Onlardan önce Nuh halkı, Ashab-ı Ress, Semud, Ad ve Firavun halkları, Lut’un hemşehrileri, Ashab-ı Eyke ve Tubba halkı da hakkı yalanladılar. Evet onların hepsi peygamberleri yalancı saydılar da tehdidime müstahak oldular, azaba çarpırtıldılar. 50/12-14
Ad halkı da resulleri yalancı saydı. Kardeşleri Hud onlara şöyle dedi “Hala inkar ve isyandan sakınmayacak nısınız ? Bilin ki ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim. Öyleyse Allah’a karşı gelmekten sakının da bana itaat edin. Bu hizmetten ötürü hiçbir ücret istemiyorum. Benim ücretimi verecek sadece Rabbülalemindir” 26/124-127 Siz her yol üzerinde gelip geçenleri şaşırtmak için bir alamet yapıp saçma sapan şeylerle mi uğraşırsınız ? O muazzam yapıları dünyada ebedi kalmak gayesiyle mi inşa ediyorsunuz? Başkalarının hukukuna karşı hiç sınır tanımadan hep böyle zorbalık mı yapacaksınız?” 128-130
Yalan konusunda Hud ile kavmi arasında konuşmalar, münakaşalar olur. “Ad halkı da resullerini yalancı saydı. Kardeşleri Hud onlara şöyle dedi “Hala isyan ve inkardan sakınmayacak mısınız? Bilin ki ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim, öyle ise Allah’a karşı gelmekten sakının da bana itaat edin. Bu hizmetlerden ötürü sizden hiçbir ücret istemiyorum. Benim ücretimi verecek olan ancak Rabbülalemindir. Siz her yol üzerinde gelip geçenleri şaşırtmak için bir alamet yapıp saçma sapan şeylerle mi uğraşırsınız ? O muazzam yapıları dünyada ebedi kalmak gayesiyle mi inşa ediyorsunuz? Başkalarının hukukuna karşı hiç sınır tanımadan hep böyle zorbalık mı yapacaksınız? Allah’a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin. Size bildiğiniz bunca nimetleri veren, sizi davarlar ve evlatlar ihsan eden, bağ ve bahçeler, pınarlar lütfeden o Rabbinize karşı gelmekten sakının. Müdhiş bir günün azabının tepenize ineceğinden gerçekten endişe ediyorum. “Sen” dediler “Ha böyle nasihat etmiş ha etmemişsin bize göre hepsi bir. Bizim tuttuğumuz yol önceki atalarımızın sürüp gelen adetlerinden başka bir şey değildir. Biz bundan ötürü de cezalandırılacak değiliz.” 26/123-128
Başka yerde daha başka türlü anlatır Allah” Ad kavmine de kardeşleri Hud’u peygamber olarak gönderdik. O da “Ey benim halkım, yalnız Allah’a ibadet edin, zaten sizin O’ndan başka ilahınız yoktur. Siz şirk koşmakla iftira etmekten başka bir şey yapmıyor sunuz”; “Ey halkım Risaleti tebliğden dolayı sizden hiçbir ücret beklemiyorum. Ben mükafatımı yalnız ve yalnız beni yaratandan beklerim. Hiç düşünmez misiniz?”; “Ey halkım haydi Rabbinizden af dileyin, sonra ona tevbe edin. Ona dönün ki gökten size bol bol yağmur göndersin, gücünüze güç katsın, nolur yüz çevirip suçlu
durumuna düşmeyin”; “Ey Hud” dediler, sen bize açık bir belge, bir mucize getirmedin. Biz de senin sözüne bakarak tanrılarımızı bırakacak değiliz. Sana asla inanacak da değiliz, galiba tanrılarımızdan biri seni çok fena çarpmış “demekten başka bir şey söylemeyiz.” Hud “dedi ki “Ben Allah’ı şahid tutuyorum, siz de şahid olun ki ben sizin Allah’a şerik koştuklarınızdan hiçbirini tanımıyorum. Artık hepiniz toplanın bana istediğiniz tuzağı kurun hiç göz açtırmayın, hiç süre tanımayın. Ben benim de sizin de Rabbiniz olan Allah’a dayanıp güvendim. Hiçbir canlı yoktur ki mukadderatı O’nun elinde olmasın. Rabbim elbette tam istikamet üzeredir. Eğer haktan yüz çevirirseniz, ben müsterihim, zira size ulaştırmakla görevli olduğum buyrukları size tebliğ ettim. Rabbim dilerse sizi gönderip yerinize başka bir topluluk getirir. Ama siz ona hiçbir şekilde zarar veremezsiniz ? Muhakkak ki Rabbim her şeyi denetlemektedir. Azaba dair emrimiz gelince Hud ve beraberinde olan müminleri tarafımızdan bir rahmet eseri olarak kurtardık, onları pek ağır bir azaptan selamete çıkardık. İşte Ad halkı buydu. Rablerinin ayetlerini inkar ettiler, O’nun peygamberlerine isyan ettiler ve Hakka karşı gelen her inatçı zorbanın isteklerine uydular. Hem bu dünyada lanete tabi tutuldular, hem de kıyamet gününde. Evet Ad halkı Rablerini tanımayıp inkar yolunu tuttular. Dikkat et, nasıl da defoldu gitti o Hud’un kavmi” 11/50-60
Bir anlatımında Allah Hud kavminin mekanına da vurgu yapar. “Bir de Ad halkının kardeşleri Hud’u hatırla. O Ahkaf da kavmini uyarmıştı. Gerçekte ondan önce de sonra da birçok uyaran peygamberler gelip geçmişti. O yalnız Allah’a ibadet edin. Doğrusu ben sizin başınıza gelecek müdhiş bir günün azabından endişe ediyorum” demişti. Onlar “Sen bizi tanrılarımızdan vazgeçirmeye mi geldin. Haydi iddianızda tutarlı isen, geleceğini bildirerek bizi tehdid ettiğin azabı başımıza getir bakalım “dediler. O şöyle cevap verdi (Allah bazan kahramanının dilinden konuşur, ondan nakil yapar, bu roman sanatında çok kullanılan bir konuşma biçimidir, malımızı bizden nasıl almış kullanmışlar)”Azabın vakti hakkında kesin bilgi Rabbimin nezdindedir. Ben sadece benimle gönderilen mesajı size duyuruyorum. Ne var ki sizi cahilce davranan bir toplum olarak görüyorum. Vakta ki bildirilen azabı vadilerine doğru enlemesine yayılarak ilerleyen bir bulut halinde görünce; “Bu dediler bize yağmur getiren bir bulut” Hud; “Hayır” dedi, Bu sizin gelmesi için acele edip durduğunuz şeydir yani can yakıcı azap taşıyan bir rüzgardır. Rabbinin izniyle herşeyi devirip yerle bir eden bir kasırgadır. “Derken hepsi helak olup sadece meskenleri kaldı. işte biz suça gömülmüş güruhu böyle cezalandırırız. Gerçekten biz onlara size vermediğimiz imkanlar vermiştik. Kulaklar, gözler, gönüller lütfetmiştik kendilerine. Fakat ne kulakları, ne gözleri, ne de gönülleri kendilerine hiçbir fayda vermedi. Çünkü onlar Allah’ın ayetlerini bile bile inatla inkar ediyorlardı. Neticede alaya aldıkları o azap kendilerini her taraftan sarıverdi. 46/21-26
Allah Hud kavmini helak eden yıldızı belirtir. “Müşriklerin taptığı Şira yıldızının Rabbi de odur. Önceki Ad milletini yok eden de odur. 53/45-54. Ad kavmi İrem coğrafyasında otururlar. Allah anlatımı nasıl ayrıntılı ve yer yer anlatır, her sefer daha başka ayrıntılar. “Akıp giden geceye yemin olsun ki kıyamet gelecektir. Nasıl bunlarda aklı olan için yemin değeri vardır değil mi? Beldeler içinde benzeri yaratılmamış ve yüksek binalarla dolu irem şehrinde oturan Ad milletine. Rabbinin ne yaptığını görmedin mi ?” 89/4-10
Tekrar tekrar vurgu yapar kavmin helakine Allah “Ad halkına gelince onlar dünyada haksız ve sebepsiz yere büyüklük taslayıp “kuvvet yönünden var mı bize galip gelecek “dediler. Halbuki kendilerini yaratan Allah’ın o mahluklardan daha kuvvetli olduğunu görüp anlamadılar mı ?Onlar bizim ayetlerimizi bile inkar ediyorlardı. Biz de onların üzerine o uğursuz günlerde bir kasırga gönderdik, bunu onlara dünya hayatında bir rezillik ve rüsvaylık tattırmak için yaptık. Ahiret azabı ise daha çok rüsvay eder. Hem orada hiç kimse kendilerine yardım edemez. 41/15-16
Allah süpervizör bir anlatımla yorumunu yapar “Biz de onu ve beraberinde olanları tarafımızdan bir lütuf olarak kurtardık ve ayetlerimizi yalan sayıp iman etmeyenlerin ise kökünü kestik.” Romancılar bu kalıbı kullanmışlardır yüzyıllardır, olayı gösterip sonra yorumu yapıp bağlamak.
Allah’ın öğretisine lakayd kalan inkar edenler bütün insanlık tarihinde büyük felaketlere düşmüşlerdir Allah özetler. Anlatıcı herşeyi göstermez çok zaman özetler, çünkü bütün olaylar gösterilirse, dramatize edilirse ne kağıt dayanır, ne de kalem. Bu yüzden Allah özetler summarize eder. “Kendilerinden önce gelip geçmiş milletlerin başlarına gelen olaylara dair haber onlara ulaşmadı mı? Nuh kavminden Ad, Semud ve İbrahim kavminden, Medyen halkından ve şehirleri yerle bir edilen toplumdan haberdar olmadılar mı? Onlara peygamberleri açık deliller getirdi ama inanmadılar, bundan dolayı Allah’ın gazabına uğradılar. Ama onlara Allah zulmetmedi. Lakin onlar kendi kendilerine zulmediyorlardı. “9/70
Ad ve Semud kavminin ev ve harabeleri Mekkeliler tarafından bilinmektedir. “Ad ve Semud halklarını da imha ettik. Siz ey (Mekkeliler) bunu kalan ev harebelerinden anlıyorsunuzdur. Şeytan onlara yaptıkları kötü işleri süsledi ve onları yoldan çıkardı. Halbuki onlar aklı fikri yerinde, açık göz kimselerdi. “29/38
Allah’ın kuralı değişmez, tebliğ eder, kainatın ve olayların dili ile kendini tanıtır, tanımayanların akibeti hüsrandır. “Sizden önce gelip geçmiş ümmetlerin (peygamberimizin ümmetine hitap) Nuh, Ad ve Semud halklarının ve onlardan sonra gelip de Allah’tan başkasını tamtamına bilemeyeceği halkların başlarından geçen olaylardan haberdar olmadınız mı? Elçileri kendilerine delil ve mucizeler getirdiler de onlar ellerini ağızlarına götürüp “Biz dediler sizinle gönderilen talimatları kabul etmiyoruz. Çünkü biz bize yaptığınız davetin mahiyetinden derin bir kuşku içindeyiz” 14/9