Hz. Muhammed (s.a.v) hangi üniversiteden mezun olmuştu?(III)

Vehbi KARAKAŞ

21-Onun yanında, onun dininde hiç kimse imtiyazlı durumda değildi. Ona göre herkes tarağın dişleri gibi eşitti. Onun dininde, onun yanında takvası ve Allah’a sevdası olanlar üstündü; parası, makamı ve şöhreti olanlar değil.

22-Herkesi sevdi, herkes tarafından sevildi. Ashabı buna şahit;  ailesi, çocukları, torunları buna şahit, komşuları, kabilesi buna şahit, veda hutbesinin muhatabı olan yüz binler buna şahit, hacerü’l-esved buna şahit, kuru kütük buna şahit, uhud dağı buna şahit; hatifler, ağaçlar, taşlar, güvercinler, kuşlar buna şahit; mucizeleri buna şahit, kâinatın zerreleri ve küreleri buna şahit.  Allah Teala hepsine şahit. Bunların hepsine misal vermeye kalksam, bu makale makale olmaktan çıkar, kitaba dönüşür. İnşaallah bir gün o kitap da gelir. 

23-Peygamberimiz, Habibullah’tı. Allah’ın sevgilisi idi. Allah Onu sevmişti. Çünkü O, tam Allah’ın istediği gibi bir kuldu. İşte bunun için Allah Onu, alınması gereken güzel bir model, uyulması gereken güzel bir örnek gösterdi. Onu örnek almayan ve Onu sevmeyen Allah’ın sevgilisi olamayacaktı. Allah’ın sevmediği insan da cennete giremeyecekti.

24- Peygamberimiz, üstünde konuşma yaptığı kütüğü terk edip minbere çıkınca, bu ayrılığa dayanamayan kütük, mescid dolusu Ashabın gözleri önünde ağlamaya başladı. Efendimiz, minberden inip kütüğün yanına gitti. Onu okşadı, teskin ve teselli etti, kütük sustu. Peygamberimiz: “Buna çok görmeyin, Allah’ın Rasulü’ne alışan her şey, ondan ayrı düşünce işte böyle ağlar.” buyurdu. Sonra kütüğe sordu: “Hangisini istersin: Dünyaya dikilmek mi, cennete dikilmek mi?” Kütük, cenneti istedi. Efendimiz de: “Seni cennete diktim” dedi. Sonra Efendimiz emir buyurdu, kütük minberin altına konuldu. Sonra ashabına döndü: “Bu kütük, beka yurdunu fena yurduna (ahireti dünyaya) tercih etti.” buyurdu.

Daha sonra bir Hasan-ı Basri gelecek, bu olayı talebelerine anlattıktan sonra: “Dikkat edin çocuklar, dikkat edin. Eğer bu kuru kütük kadar olamazsak, çok ayıp olur, çok yazık olur bize!” diyecek.

25-Peygamberimiz, ordusuyla sefere giderken yolda yeni doğum yapmış köpek ve yavrularını gördü. Onlar rahatsız olmasın diye, onların başına nöbetçi dikti. Ordusunun yolunu değiştirdi.

Bu muhabbet fedailer ordusunun sultanı Peygamberimiz, acaba hangi üniversiteden mezun olmuştu?

26-Hz. Muhammed (s.a.v) Efendimiz, sadece Araplara değil, âlemlere rahmetti. Tıpkı güneş gibi, hava gibi, toprak gibi, su gibi. Bu ve benzeri nimetlerden nasıl kâfirler, münafıklar, fasıklar ve müfsitler istifade ediyorsa Peygamberimizden de herkes istifade ediyordu. Müminlere rahmetti; çünkü hidayetlerine vesile olmuştu. Münafıklara rahmetti; onları çok iyi bildiği halde onları öldürtmedi. Kâfirlere rahmetti; çünkü onların cezasının ahirete bırakılmasına vesile oldu. Hayvanata, nebatata ve cemadata rahmetti; çünkü her şey onun yüzü suyu hürmetine yaratılmıştı. Eğer onu getirmek Yüce Allah’ın kudsî gayesinde olmasaydı, hiçbir şey olmayacaktı ve Allah hiçbir şeyi yaratmayacaktı.

27-Bir eli vardı ki o el kimi zaman zikirhane oluyordu; avucuna aldığı taş ve toprak Allah Allah Allah diye zikrediyordu. Aynı el, kimi zaman cephane oluyordu; avucuna aldığı taş ve toprak düşmana kurşun, bomba ve gülle gibi gidiyordu.  Aynı el, kimi zaman da eczahane oluyordu; hangi hastaya deyse o hasta iyileşiyor, sağlığa kavuşuyordu. Celal ile kalktığı vakit aynı eli ile ayı ikiye bölüyor; cemal ile döndüğü zaman da aynı elin parmakları on musluklu çeşme oluyor, su akıtıyordu. Demek bu elin sahibinin Allah katında hatırı çok büyüktü ki o ele Allah bu mucizeleri vermişti. Öyle anlaşılıyordu ki bu el ile biat edenler bahtiyar olacaklardı. İşte bu sebepten dolayıdır ki Allah, Peygambere biatı, kendine biat saymıştı. Çünkü Peygamber Allah’ın sözcüsü ve temsilcisiydi. Onu sevmek, Allah’ı sevmekti, Onu reddetmek te, Allah’ı reddetmekti. 

28-Hz. Peygamber, Allah Teala’nın kanunlarının çiğnenmesine fırsat vermiyor; şeriatın kanunlarını ihlal eden kızı Fatma da olsa hak ettiği cezayı vereceğini söylüyordu. Allah Teala da, Hz. Peygamber’in hatırının çiğnenmesine razı olmuyor, bu cürmü işleyen, onu taşlayan Ebuleheb ve benzerlerini kınayan sure ve ayetler indiriyor, Ebuleheb ve benzerlerinin ellerinin kuruyacağını, iflah olamayacaklarını haber veriyordu.

29-Her konuda en büyük, en güzel inkılabı  o yaptı. Kötüyü kaldırdı, iyiyi koydu. Zulmü kaldırdı, adaleti koydu. Karanlığı kaldırdı, nuru koydu. Cehaleti kaldırdı, ilmi koydu. Şiddeti kaldırdı, hilmi koydu. Hiyaneti kaldırdı, emaneti koydu. Tembelliği kaldırdı, çalışkanlığı koydu. Gayr-i meşru eğlenceleri kaldırdı, meşru ve masum eğlenceleri getirdi. Üstünlerin hukukunu kaldırdı, hukukun üstünlüğü ilkesini getirdi. Herkesi isar ahlakına kavuşturdu. Helaket ve felaket asrını saadet asrına dönüştürdü. 23 sene gibi kısa bir zamanda bu olumlu inkılabı gerçekleştiren bu Şanlı Peygamber acaba hangi üniversiteden mezun olmuştu?

30-Polonyalı bilim adamı Kopernik, âlemin merkezini dünyadan güneşe taşımış. Merkez güneş, dünya ve ay gibi gezegenler de onun  peykidir, demiş. Bu görüş fizik ve kozmik açıdan doğru olabilir. Türkiye’li ilim adamı Vehbi KARAKAŞ da âlemin merkezi dünyadır, diyor. Çünkü dünya bir saraydır. Hz. Muhammed (s.a.v) Efendimizin köşküdür. Güneş bu sarayın ve bu köşkün lambasıdır. Hz. Muhammed (s.a.v) Efendimiz nerde ise merkez orasıdır. Kâinat ve içindekiler onun peykidir. Zaten Kur’an da, güneşin kâinat sarayının tavanında insanın emrine verilmiş bir lamba olduğunu söylemiştir. İnsan saray için değil, saray insan için vardır. Öyleyse merkez, saraydaki sultandır. Saraydaki her şey sultan içindir. Lamba nasıl merkez olabilir?

31-Allah’ın iki güneşi var, biri gök yüzünde biri de yer yüzünde. Yeryüzünün güneşi Peygamberimizdir. Gökteki güneş ışığını yerdekinden almıştır. Yani yerler, gökler, gökteki güneşler Hz. Peygamber’in yüzü suyu hürmetine yaratılmıştır. 

32-O şanlı Peygamber, dünyaya gelirken, “ümmetî ümmetî” diyerek geldi. Ümmetini dünya ve ahiret cehenneminden kurtarmak için geliyordu. Ömür boyu hep “ümmetî” dedi. Yerde “ümmeti” dedi. Göklere çıkt, Miraç’ta “ümmetî” dedi. Dünyadan giderken “ümmetî” dedi. Ahirette “ümmetî” diyecek. Her zaman ve her yerde ümmetini düşünen bir Peygamberi acaba ümmeti ne kadar düşünmektedir? Onun için ne yapmaktadır. Onun davasına hizmetin neresindedir? Bir muhasebe yapmanın ve bunu düşünmenin vaktidir.

O şanlı ve ihtişamlı Peygamberin ümmeti üzerindeki hakkına karşılık ben birkaç başlıkla vazifelerimizi hatırlatayım:

a-Allah Tealâ’dan sonra her şeyden çok onu sevmeli,

b-Salat ve selamlarla onu sık sık anmalı,

c-Onun sevdiklerini sevmeli, sevmediklerini sevmemeli,

d-Bid’atçılardan uzak durmalı, onlara ancak onları bid’atten kurtarmak maksadıyla yaklaşmalı,

e-Emr-i bilma’rûf, nehy-i anilmünker görevini yapmalı, yani iyiliği yaşayıp emretmeli, kötülükten uzak durup sakındırmalıdır,

f-İslam’ın, Kur’an’ın ve sünnetin alimi olmalı veya böylesi alimlerin dizinin dibine çökmeli. Bu asırda en şaşmaz ve şaşırtmaz alimlerden biri Risale-i Nur’dur. Onu bulmalı, onu bulan alimlere takılmalıdır.

g-Farzları yapmalı, yasaklardan kaçmalıdır,

ğ-Sabırlı ve şükürlü olmalıdır,

h-Hakk’ın hatırını her şeyden üstün tutmalıdır,

i-Takvayı şiar edinmelidir,

ı-Kur’an ve Sünnetin ölçülerine göre yaşamalı, yemeli, içmeli, örtünmelidir,

j-Ta’dil-i erkân ve huşû ile namaz kılmalı,

k-İlim ve hilim sahibi olmalı,

l-Peygamber ahlakıyla ahlaklanmalıdır,

m-Kendisi için değil, başkaları için yaşamalıdır; kısaca söyleyecek olursak:

n-Helallerle yetinmeli, haramlara tenezzül etmemelidir.

o-Kur’an, Cevşen ve iman hakikatlerine tahsis etmemiz gereken zamanı televizyon dizilerine ve benzeri eylence aletlerinin abur-cubur programlarına harcayarak zamanı israf etmemeli. Ahirete müflis olarak gitme tehlikesiyle karşılaşılabilir. Allah bu akıbetten hepimizi korusun.

ö-Kur’an’ı ve Hz. Peygamber’in yaşama tarzını, hayat tarzı olarak seçmelidir.

Allah hepimizi bu hususta muvaffak eylasin.

İlk yorum yazan siz olun
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.