Bismillahirrahmanirrahim
Altıncısı: Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm, küçüklüğünde Halime-i Sa'diye'nin yanında iken, Halime ve Halime'nin zevcinin şehadetleriyle, güneşten rahatsız olmamak için, çok defa üstünde bir bulut parçasının ona gölge ettiğini görmüşler ve halka söylemişler ve o vakıa sıhhatle şöhret bulmuş.
Hem, Şam tarafına on iki yaşında iken gittiği vakit, Bahîra-yı Râhibin şehadetiyle, bir parça bulut Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın başına gölge ettiğini görmüş ve göstermiş.
Hem yine bi'setten evvel, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm, bir defa Hatice-i Kübrânın Meysere ismindeki hizmetkârıyla ticaretten geldiği zaman, Hatice-i Kübrâ, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın başında iki meleğin bulut tarzında gölge ettiklerini görmüş, kendi hizmetkârı olan Meysere'ye demiş. Meysere dahi Hatice-i Kübrâya demiş: "Bütün seferimizde ben öyle görüyordum."
Yedincisi: Nakl-i sahihle sabittir ki, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm, bi'setten evvel bir ağacın altında oturdu. O yer kuru idi, birden yeşillendi. Ağacın dalları, onun başı üzerine eğilip kıvrılarak gölge yapmıştır.
Sekizincisi: Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm ufak iken Ebu Talib'in evinde kalıyordu. Ebu Talip, çoluk ve çocuğu ile, onunla beraber yerlerse karınları doyardı. Ne vakit o zat yemekte bulunmazsa, tok olmuyorlardı. -2- Şu hadise hem meşhurdur, hem katidir.
Hem Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın küçüklüğünde ona bakan ve hizmet eden Ümmü Eymen demiş: "Hiçbir vakit Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm açlık ve susuzluktan şikâyet etmedi-ne küçüklüğünde ve ne de büyüklüğünde."
Dokuzuncusu: Murdiası olan Halime-i Sa'diye'nin malında ve keçilerinin sütünde, kabilesinin hilâfına olarak çok bereketi ve ziyade olmasıdır. Bu vakıa hem meşhurdur, hem katidir.
Hem sinek onu tâciz etmezdi, onun cesed-i mübarekine ve libasına konmazdı. -5- Nasıl ki, evlâdından Seyyid Abdülkadir-i Geylânî (k.s.) dahi, ceddinden o hali irsiyet almıştı; sinek ona da konmazdı. (Mektubat Sh. 177)
Bediüzzaman Said NURSİ
SÖZLÜK:
HALİME-İ SA\'DİYE : Hz. Muhammed\'in (a.s.m.) süt annesi.
ZEVC : Erkek eş, koca.
BAHÎRA-İ RÂHİP : Süryanî rahiblerindendir. Peygamberimiz amcası Ebu Talib ile Suriye taraflarına gittiklerinde bu rahip kilisesinden çıkıp Hz. Muhammed\'i işaret ederek onun peygamber olacağını söylemiştir.
ŞEHÂDET : Şâhitlik
Bİ\'SET : Başlangıç, geliş, çıkış.(Peygamberliğin başlangıcı)
NAKL-İ SAHİH : İçinde yalan yanlış olmayan doğru nakil, rivâyet.
MURDİA : Süt anne.
HİLAFINA : Zıddına, tersine, aksine.
CESED-İ MÜBÂREK : Mübârek ve kıymettâr vücût, ceset.
LİBAS : Elbise.
CEDD : Babanın babası veya ananın babası.
İRSİYET : Aslından gelen benzerlik, soya çekme.
SEYYİD : Efendi, büyük, önder.