Hz. Peygamber'in (asm) sağlığa verdiği önemi, koruyucu hekimlik ve tedavi olarak ikiye ayırmak mümkündür.
Koruyucu hekimliği, temizlik, sağlıklı ve helal beslenme, helal olan spor ve eğlence, zamanında ve yeterince istirahat, ibadetleri gereği gibi ve zamanında yerine getirmek, dua etmek ve haramlardan uzak durmak gibi yöntemler olarak görmekteyiz.
Tedavi konusunda ise şu esaslara dikkat edilmesinin tavsiye edildiğini görmekteyiz: Hastalığı da şifayı da veren Allah'tır. Allah her hastalığın şifasını yaratmıştır. Hastalanınca şifa aranmalıdır.
Şifa için başvurulacak çeşitli tedavi yolları ise, perhiz, kan aldırma, dağlama, ameliyat, ilaç, tebdîl-i mekan, rukye, dua, kuvve-i maneviyeyi takviye, sabır, gayr-i müslim tecrübe gibi yöntemler olarak bildirilmektedir. (İbrahim Canan, Kütüb-i Sitte Tercüme ve Şerhi)
Hazreti Peygamberin (asm) her sözü ve uygulaması başta sahabe olmak üzere bütün Müslümanlar tarafından titizlikle takip edilmiş ve yaşama biçimi haline getirilmeye çalışılmıştır. Günlük hayatla igili uygulamalar da, neredeyse aynı kapsamda değerlendirilmiştir. Bu anlayışın izlerine, daha sonra telif edilen hadis kaynaklarının bir çoğunda rastlamak mümkündür. Nitekim hadis kaynaklarında et-Tıbbu’n-Nebevi ile ilgili özel bölümler ayrılmakla yetinilmemiş, bu sahada müstakil eserler bile yazılmıştır. Bu bağlamda et-Tıbbu’n-Nebevî Literatürü oluşmuştur. Ebû Nuaym el-İsfahânî’nin et-Tıbbu’n-Nebevî’si, bu alanda kaynak niteliği taşıyan en eski ve orijinal eserlerden biridir.
Peygamber Efendimizin (sav) koruyucu hekimliğe verdiği önem ve tavsiyeleri
Bu eserlerin, hadisler ışığında zikrettiği hastalıklara sunduğu ilaç önerileri ve tedavi yöntemleri, Hz. Peygamber (asm) ve Sahabe döneminin tıbbını yansıtması bakımından önemlidir. Ancak en önemlisi sağlığın korunmasına yönelik “Koruyucu Hekimliğin” önde gelmesidir.
Ebû Nuaym ve Et-Tıbbu’n-Nebevî isimli eserini inceleyen Dr. Mustafa Dönmez, Peygamber Efendimiz (sav)'in koruyucu hekimliğe verdiği önemi ortaya koymuştur. Bu bağlamda Efendimizin (sav) tavsiyeleri şöyle özetlenebilir:
Oruç, gece namazı, yolculuk sırasında sağlığın korunması, bu esnada ortaya çıkabilecek sıkıntıların giderilmesi, dengeli beslenme, hijyen, soğuktan korunma, manzaralı mekânlarda oturma, sağlıklı ev ve memleketlerde yaşama, seyahat etme, kötü iklim koşullarında yolculuktan sakınma, salgın hastalıkların bulunduğu ortamlardan uzak durma, güneşte fazla kalmaktan kaçınma, şiddetli sıcaklarda beden ısısının düşürülmesi, düzenli uyku için uygun vakitleri seçme, zararlı yiyeceklerden kaçınma, sağlıklı kalmak için bal, turunç yeme, vücudu kuvvetlendirmek için özel hazırlanmış macunlar kullanma, mahiyeti bilinmeyen ve iştahı çekmeyen yiyeceklerden uzak durma, yiyeceklerden kaynaklanan bir takım zararları içeceklerle giderme, ishale karşı sinameki bitkisini kullanma, burun otu ve ağız ilacına devam etme, belirli aralıklarla hacamat yaptırma, vücut direncinin düşmesi durumunda besin değeri yüksek gıdalar alma, şifalı hamamlarda yıkanmanın yararları, ishal rahatsızlığında istifra etmenin faydaları, zehirlenmeye karşı acve hurmasını yeme, koku kullanma, göze sürme çekme, saç bakımı ve elbise temizliğine dikkat etme, gözü dinlendirici manzaralara bakma ve giyim kuşamda renk seçme gibi konular yer almaktadır.
Hz. Peygamberin (sav) amacının, bu hadisleriyle insanları hayır ve iyiliğe teşvik, kötülükten de sakındırma konusunda kendi sağlığıyla ilgili uygulamalarla da örnekler verdiği dikkati çeker. Bu tedbirler, modern tıbbın, üzerine basarak vurguladığı ve çeşitli dillerde farklı şekillerde ifadesini bulan “sağlığı korumak, ilaç kullanmaktan daha iyidir” ilkesiyle tamamen örtüşmektedir. (Dr. Mustafa Dönmez, Ebû Nuaym ve Et-Tıbbu’n-Nebevî İsimli Eseri Üzerine Uludağ Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi Dergisi, Cilt: 16, Sayı: 1, 2007 s. 321 vd.)
Rivayetlerde hastalıkların temel nedeni olarak aşırı üzüntü (bk. Ebû Nuaym, et-Tıbbu’n-Nebevî, I/315) gösterilmektedir. Tedavi yöntemleri olarak da, aşırı üzüntü ve bunalımın giderilmesi için bazı maddî ve manevî tedavi önerileri bulunmaktadır. O dönemin hastalıkları ve bu hastalıklar için önerilen ilaç ve tedavi şekilleri dikkate alındığında, hastalık çeşitlerinin fazlalığına karşılık tedavi yöntemlerinin ve tıbbî materyallerin nispeten daha sınırlı olduğu görülmektedir. Hatta bazı hastalıklar için bir tedavi bile önerilmediği, bunun yerine o hastalıkla ilgili daha çok koruyucu hekimlik tedbirlerinin tavsiye edildiği dikkati çekmektedir. (a.g.m. a.y)
Sorularla İslamiyet