Hz. Ömer’in hayran kaldığı insan

Şaban DÖĞEN

Bir hadis-i şerifte, “Bir kimse kendisi için istediğini diğer bir mü’min kardeşi için de istemedikçe tam inanmış olmaz” buyurulur.
İnsan kendisi için neler ister?
Bolluk ve bereket içinde sıkıntısız, huzur ve mutluluk dolu bir hayat! İyilik ve güzelliklere sahip olarak yaşamak!
İşte iman kendimiz için istediğimiz ne kadar güzellik varsa diğer bir mü’min kardeşimiz için de istememizi emreder.
Allah kalplerimize, kalplerdeki niyetlerimize baktığı için biz başkaları hakkında iyi ve güzel şeyler isteyince bize de iyi ve güzel şeyler ihsan eder.

Hz. Ömer’in emekli valisi Amr bin Sa’d’ın uygulaması gerçekten bu hadis-i şerifteki hakikatle tam örtüşüyor ve onun bu hâli Hz. Ömer’in tebrik ve takdirini celbediyor.
Emekli bir valiydi Amr bin Sa’d, fakat iktisâdî durumu iyi değildi. Yediği arpa ekmeği, içtiği suydu. Şikâyetçi miydi? Hayır. Her şeye rağmen halinden memnundu. Zâten halk da ondan farklı bir yaşayışın içinde değildi.
Hz. Ömer emekli valisini sorup soruşturmuş, Medine’nin iki mil güneyindeki Kuba’ya yerleştiğini öğrenmişti. İhtiyaç içinde olabileceğini düşünerek para gönderdi.

Görevli, parayı getirip teslim etti. Fakat Amr, “Muhtaç değilim” diyerek almak istemedi. Ancak karısının, “Al da bir yere koy, lâzım olur” demesi üzerine alıp bir kenara koydu.
İhtiyaçlar içinde yüzerken, para da tam zamanında gelmişken böyle davranmıştı.
Çünkü Amr bin Sa’d’ın aklı sorular yumağıyla dop doluydu. İdareciliği esnasında hep halkı düşünmemiş miydi? Kendi muhtaçtı, ama kendinden daha çok muhtaç olanlar vardı. Parayı aldığı gibi dışarı fırladı. Ne kadar şehit çocukları, harp malûlü gaziler, yetimler, yoksullar, dullar varsa hepsini onlara dağıttı. Beş kuruşsuzdu artık. Fakat neşeliydi, gülümsemekteydi. Fakirlerin sevindiğini gördükçe kendi ihtiyaçlarını bile unutmuştu.

Çok zaman geçmeden Hakkın rahmetine kavuştu Hz. Amr. Hz. Ömer vefatını duyduğu zaman çok üzüldü. Bunu büyük bir kayıp olarak gördü. Bir grup arkadaşıyla birlikte onun mezarı başına geldi duâ etti. Şu dileklerde bulundu: “Ya Rabbi! Merhum Sa’d’in oğlu Amr temiz, dindar, feragat sâhibi, iyi huylu birisidir. Kıyamet gününde onunla dost olmayı, Müslümanların ondan gereği gibi faydalanmalarını içtenlikle diliyorum. Dileğimizi kabul eyle!”
“Bir kimse kendisi için istediğini diğer bir mü’min kardeşi için de istemedikçe tam inanmış olmaz” hadisi şerifi gerçekten bir şablon. Amr bin Sa’d belki bir istisna. Ama biz ne ölçüde uyuyoruz?

Yeni Asya

İlk yorum yazan siz olun
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.