Cennet ehline hitap eden yüce Allah şöyle buyurur:
“Ne arzu ederseniz, isteyin benden... Bundan sonra sizin için fakirlik, ihtiyaç, sıkıntı, hastalık, güçsüzlük, ihtiyarlık yoktur... Bundan böyle size gücenmem asla söz konusu olmaz.. İçinde bulunduğunuz nimetler, tükenmez, sonu gelmez, ebediyete kadar akıp gider. Siz bundan böyle huzur ve emniyet içerisinde olacak, ebediyen cennette kalacak, sürekli nimetler ve ikramlar göreceksiniz.”(bk. Futuhat, 1/320-321). İbn Arabî, bu hususları bir hadis rivayetinin ışığında anlatmıştır.
Cennetin devamlılığı konusunda alimler arasında hiç bir ihtilaf yoktur. Çünkü bu konuda, açık ayetler vardır. Bir misal olarak şu ayetlere bakılabilir:
”Cennet ehli tükenmeyen, eksilmeyen, hiçbir surette esirgenmeyen bir çok meyveler içindedirler.” (Zariyat, 56/32-33).
“İman edip salih amel yapanlara gelince, onlar için hiç eksilmeyen ve tükenmeyen bir mükâfat vardır.”(Tin, 95/6).
“Onların (İman edip Allah yolunda can ve mallarıyla cihat edenlerin) Rabbi, kendilerinin, katından bir rahmete, bir rıdvana ve içinde daimî nimetler bulunan cennetlere gireceklerini müjdeler. Onlar o cennetlerde ebediyen kalacaklardır.”(Tevbe, 9/21-22).
- İbn Arabi’nin Cehennem hakkında söyledikleri ise şöyle özetlenebilir.
“Kur’an’da Mücrim/suçlu olarak belirtilen ve cehennemden asla çıkamayacak olan cehennemlikler dört kısımdır:
Birinci kısım: Nemrud, Firavun ve benzerleri kimselerdir ki, Allah’a karşı büyüklenmeye kalkışmış, rablık dava etmişlerdir.
İkinci kısım: Allah’a ortak koşan müşriklerdir.
Üçüncü kısım: Muattıla/ateistlerdir.
Dördüncü kısım: İçlerinde küfür olduğu halde, dışarıya İslam görüntüsünü veren iki yüzlü/münafıklardır. İnsan ve cinlerden oluşan bu dört grup, cehennemin asıl sakinleridir, oradan asla çıkmayacaklardır.(bk. Futuhat, 1/301-302/62. Bab).
- Söz konusu bu dört grub cehennemden asla çıkmayacaklarına, -Kur’an’da ifade edildiği üzere- ölerek yok olmayacaklarına ve cehennemden çıkıp cennete giremeyeceklerine göre, Allah’ın sonsuz rahmeti ve lütfu, onlar hakkında da -bizzat ateşin içinde- bir şekilde tecelli etmesi gerekir. Bu da şöyle olur/olabilir: Cehennemde ebedî kalanlar -Allah’ın haklarında tayin ettiği- cezalarının süresi bittikten sonra, artık ateşe karşı bir alışkanlık, bir muafiyet kazanacaklar. Acıyı hissetme duyuları kaybolup, artık elemi, sızıyı, ağrıyı duymaz hale geleceklerdir. Hatta, uykuda olan birinin -rüyada- gördüğü türden hayalî bir lezzeti bile hissedebileceklerdir.(bk. Futuhat, 1/303).
Görüldüğü gibi, Şeyh-i Ekber İbn Arabî, Cehennemin ebedî olduğunu ısrarla vurgulamakta ve dört grup insanların orada ebedî kalacaklarını belirtmektedir.
Sorularla İslamiyet