İç barışı tesis etmek

Ömer ÇELEBİ

Dünya büyük bir buhran geçiriyor.

Özellikle İslam Âlemi tüm zamanların en kargaşalı dönemini yaşıyor.

İfsad ve şer komiteleri tüm gücüyle bu kargaşadan bir pay çıkarmanın hesabını yapıyor ve adım adım planlarını hayata geçiriyor.

Irak ve Suriye’de gözler önünde yaşanan trajedi yürekleri burkarken son olarak Katar’a yapılan taarruz Müslüman coğrafyadaki fitne ateşinin nasıl yakıldığını veya yakılmak istendiğini açıkça ifşa ediyor.

İslam coğrafyasının içindeki bu ihtilaf o kadar tesirli ki; Ramazan ve Ramazan içindeki Savm’ı dinlemiyor.

Kardeş, kardeşi düşman addediyor.

Bazı İslam ülkelerinin liderleri emperyalistlerin kuklası gibi Ortadoğu’da Amerika’nın menfaati için hizmet ediyorlar, Ortadoğu’nun yeni haritasını çiziyorlar.

Ve o kadar kötü bir senaryo hazırlanmış ki; Siyonizm’e ve Emperyalizm’e karşı ittifak edemeyen Arap kavmi, kendinden olan bir kavme karşı anında ittifak ediyor.

İşte İslam coğrafyasında bütün bunlar yaşanırken asıl gayenin Türkiye’yi tarumar etmek olduğu açık açık görülüyor.

Yani Türkiye’nin bölünüp-parçalanması için teorik çalışmalar çoktan yapılmış, düşman artık uygulamaya geçmiş.

Güneyde terörist dediğimiz güruh koca Amerika Emperyalizmi’nin sözde müttefiki olmuş, ağır ve tehlikeli silahlarla ödüllendiriliyor.

Hariçten böyle hadiseler yaşanırken dâhilde de düşman kılıç kuşanmış fırsat kolluyor.

Gezi olayları ve 17-25 Aralıkla başlayan süreç Türkiye’yi 15 Temmuz gibi ciddi bir imtihanla baş başa bıraktı. Hamd olsun, atlattık.

Ama hem hariçten hem de dâhilden bu kadar büyük oyunlar oynanırken ve Türkiye açık hedef haline gelmişken en büyük kurtuluş reçetemiz şüphesiz iç barış…

İç barışı tesis etmeden ne içerdeki, ne de dışarıdaki düşmanı mağlup edemeyiz.

İç barış olmadan düşmana meydan okuyamayız.

Barıştan bahsetmişken aklıma hep Hasenan aşireti gelir.

“Bedevi aşiretlerinden Hasenan aşiretinin birbirine düşman iki kabilesi varmış. Birbirinden belki elli adamdan fazla öldürdükleri halde, Sipkan veya Hayderan aşireti gibi bir kabile karşılarına çıktığı vakit, o iki düşman taife, eski adaveti (düşmanlığı) unutup, omuz omuza verip o harici aşireti defedinceye kadar dâhili adaveti (düşmanlığı) hatırlarına getirmezlerdi.” (Mektubat)

İşte birbirimizi sevmesek de, beğenmesek de iç barışı tesis etmeliyiz, etmek zorundayız.

Çünkü harici düşmanlar yedi düvel olup üzerimize geliyor.

Twitter: https://twitter.com/omercelebiresm

İlk yorum yazan siz olun
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.