Haftada birkaç gün sohbete gitmek, günde şu kadar Risale ve benzeri kitaplar okumak, şu kadar zikir çekmek, yüksek fikirler söylemek, yazılar yazmak vs. hayata güzel ahlak olarak yansımıyorsa bir şeylerde eksiklik var, bir yerlerde kaçak vardır. Eksikliği bulmak, kaçağı keşfetmek; en birinci vazife, en öncelikli iş!
Zihnin çarkları arasına kum kaçmış, kalpte çöp birikmiş, akıl tozlanmış, hislerde istikamet kayması olmuş olabilir!
Biraz hasta olunca doktor, aktar, hastane ararız da böylesi içsel bir arıza olduğunda aynı refleksi göstermeyiz? Keza arabası olanların aylık, yıllık bakımları servis kontrolleri!
Rahatsızlık olduğunun farkında değiliz ki nasıl refleks gösterelim, rehavetin kollarında uyuyan ne yapar?
Evet güzel ahlak; genelde eksik olduğumuz şey. Tebliğin en etkilisi de ahlak üzerinden oluyor. Endonezya, Malezya, Çin tarafları büyük orduların fethinde sonra Müslüman olmadı; birkaç dürüst tüccarın etkisiyle İslamiyeti seçtiler, bugün milyonlarca Müslüman yaşıyor o diyarlarda.
Rehber-i Ekmel Resul-ü Ekrem (a.s.m.) önce El-emin idi, sonrasında Abdühü ve Resulühü. Onu öldürmek isteyen düşmanları eşyalarını ona teslim etmişlerdi.
Bugün iman, teslim, tevekkül zirvesine yakın olsaydık; cebimizde kredi kartları olur, ayaklarımız banka kapılarına gider, gözlerimiz vitrin markalarına seyreder, kulaklarımız kampanyaları dinler, ellerimizde akıllı telefonlar bu denli olur muydu?
Kalbimizde ne varsa hayatımıza o yansır. Halimiz hayatımızın dili değil mi?
Neyin derdini çekiyor, neyin ıstırabıyla yaşıyoruz?
Farzların edasına iştiyak, sünnete ittibaya şevk eksikliği; evet hastayız, arıza var, eksiklik var!
Ne yapacağımızı, nerede noksanlık olduğunu önce kendi dünyamızda arayacak, bulacak, tedavi olacak; sonrasında örnekliğimiz, halimizle etrafımıza tebliğ edeceğiz.
Yalın hal, sade tavır, görünür güzel ahlak; vicdanı sönmemiş, aklı bozulmamış, kalbi ölmemişe bir şekilde tesir eder.
Vazifeyi güzel ahlakla güzel yapmak vazife olmayan şeye karışmamak; ubudiyet talimi ile ömrü geçirmek; dünya da güzel, ahiret de güzel inşaallah.