Iğdır Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğretim üyelerinden Yasin Yiğit, öğretim teknikleri ve materyal geliştirme dersinde sanatla dini uzlaştıran bir teknik uygulamış. "Din Öğretimi Materyal Sergisi", Kur’an’da peygamber vakalarını ve önemli olaylarını, İslam’ın büyük olaylarının mekanlarını, şehirlerini, İslam’ın ve imanın şartlarını, küçük heykelcikler diyeceğimiz bir teknikle biçimlendirmiş hem düşünmeye hem görmeye matuf çalışmalar yaptırmış öğrencilerine.
Sergi, öğrenci kantininin önündeki boş alanda konumlandırılmış. Uygun bir yer, herkesin görebileceği bir geçiş yolu. Ben görünce etkilendim, bütün hayatım boyunca edebiyat, din, sanat, estetik, roman ve tasarım romanlarındaki odak sahneler üzerine çalıştım. Gücüm yetseydi Kur’an’daki önemli olayların içine alan bir görsel Kur’an-ı Kerim ortaya çıkarırdım.
Çıplaklığın ayyuka çıktığı bir toplumda hala resmi yasak olarak göstermek insanlarda ne tür duygular uyandırır? Yahya Kemal, resimsiz olmamızın bizim olayları canlı yaşamamıza neden olduğunu yana yakılan anlatır. Ne olurdu Kosova, Niğbolu, Sakarya, Malazgirt gibi savaşların resimleri olsaydı. Vakanüvistler savaşları seyredip yazmışlar, vaka; olay yazan demek. Resim olsa ne olurdu? Fatih Sultan Mehmet’in ressam Bellini’ye tablo yaptırması kıyameti koparmadı.
Sergiyi gezdim sergiden başka bir kelime kullanayım dedim. Ne yazayım? Mekanların, insanların, diğer canlıların küçük heykellerinden oluşan olayın gerçekliğini vermeye çalışan çok düşünülmüş bir sergi. Kur’an ve Roman diye bir kitabım var yayınlanmadı daha. Romanın atası mukaddes kitaplar. Romanın ana unsurları Kur’an’da da var. Roman sanatında olayların dönüm noktaları ve yoğunluk anları anlatılmaz gösterilir. Kur’an’da da böyledir.
Hz. Musa, Kızıldeniz’in kıyısına gelir, arkasından Firavunun ordusu gelmektedir. Ümmeti “Ya Musa, önümüz deniz, arkamız firavun” derler. Hz. Musa “Beni Allah hiç mahcup etmedi” der. O sırada Allah “Musa, asanı denize vur” buyurur. O da vurur deniz yarılır karşıya hasarsız geçerler. Böyle vakalar çok.
Biçimlendirilmiş görsel sergide saydım, altmış beş olay biçimlendirilmiş. Öğrencilerin isimleri yazılmış. Ayrıca olayın adı da bir etiketle üzerine konulmuş. Sergi bir din, sanat ve renklendirme mantığı ile biçimlendirilmiş.
Abdestin nasıl alındığı resimlerle anlatılmış.
Peygamberimizin (asm) şefaatinin, yardımının görsel olarak tasarlanması yapılmış.
İslam dininin temel kaynakları; Haccın icra edilişi yine biçimlenmiş. Küçük tablolarla anlatılmış. Haccın icra edilişi göz önüne geliyor, sıcaklığı hissediliyor.
Kur’an okumakta tecvit kuralları, dine ve hayata zarar veren uyuşturucular ve kötü alışkanlıklar, sigara, içki ve uyuşturucu gösterilmiş. Şişe, sigara ve şırınga ile.
Peygamberimizin (asm) hayatı ve önemli olayları bir resimli biyografi gibi döner dairelere işlenmiş. Mescid-i Nebevinin inşası gösterilmiş.
Kur’an’daki Hz. Yusuf’un vakası yine gösterilmiş. Atıldığı kuyu, kuyunun üzerinde uçuşan kuşlar, kervancının gelmesi ve diğer olaylar. Züleyha, hapishane, kadınların Yusuf ve Aziz’i dedikodu etmeleri… Canlı tablolar halinde biçimlendirilmiş. Öğrenciler kendilerini vermişler. Sağolsun varolsunlar. Nengi Şahin, Mümine Kaya, Büşra Yaprak, İlknur Avcı yapmış.
Hz. Süleyman’ın kıssası canlandırılmış. O, hayvanlarla konuşur, onları istihdam eder. Hüdhüd kuşu Belkız’ın hükümdarlığını görmüş, gecikmiş cezalandırılacakmış. O da “Efendim bir millet gördüm çok zengin ve refah içindeler ama Rabbimizi bilmiyorlar” demiş. O da Belkız’a “Nehü Bismillahirahmanirrahim” diye bir mektup göndermiş. Belkız zeki bir insan, işin içinde büyüleyici bir durum görmüş. Belkız Hz. Süleyman’a hediyeler göndermiş. Peygamber-i azimüşşan iltifat etmemiş. İnsanları ve eşyaları getiren bir celp ustası Belkız ve tahtını getirmiş, onun insanları hayret etmiş. Tablolarda bu vakanın önemli olayları, insanlar ve küçük heykelciklerle biçimlendirilmişler. Hayvanlarla konuşma, mektup hepsi var. Muhayyilenize sağlık çocuklar.
Abdestin nasıl alındığını, peygamberin şefaatinin vaka ile resmedilmesini, İslam dininin temel kaynaklarını, Haccın icra edilişini, Kur’an-ı Kerim’in tecvit kurallarını, uyuşturucunun zararların. Peygamberimizin (asm) hayatı ve özellikleri döner bir tablo halinde tasarlanmış. Beyram Sekman ve Abüdlatif Çakan yapmış.
Biri renkleri tanıtmış. Mescid-i Nebi’nin inşasını. Yusuf kıssasını anlatmış birisi. Kuyuyu, hapishaneyi, kadınların Yusuf’u ve Azizin eşini dedikodu etmeleri. Bunu Mengi Şahin, Mümine Kaya, Büşra Yaprak, İlknur Avcı anlatmışlar. Hz. Süleyman’ın kıssasını anlatmış birisi. Onun hayatındaki olayların kişilerini tabloyla ortaya koymuş. Sanat işi düşünülmüş ve gerçekleştirilmiş.
Hz. Süleyman’ın hayvanlarla konuşması, kuşlarla işbirliği yapması hepsi tabloda yer alıyor. Bunu Zeynep Aydın, Gamze Şensoy canlandırmış.
Cenazenin yıkanması, yıkanma malzemeleri, sabun, lif, yıkama tahtası, tabuta konulma sahnesi… Bu güzel ve ürkütücü tablo iyi yapılmış. Bir tabloda Veda Hutbesi anlatılmış. Ramazan ayını anlatan bir kurgular dizisi, sahurun hikmeti, kim oruçluya iftar ettirirse oruçlunun sevabı kadar sevap kazanır hadisi oraya nakşedilmiş. Davul çalan bir Ramazan davulcusu ve orucun insanı koruyan nebevi bir kalkan olduğu anlatılıyor.
Hz. İsmail’in kıssası, babanın onu kesmek için yatırması, ateşe atılmak için yapılan mancınık. Bir mağara resmi yapılmış, çok canlı, gerçek mağara. Bu, ilk vahyin geldiği Hira mağarası. Bağımlılıktan kurtulmanın bağımsızlık olduğunu gösteren bir sahne.
Zekatın bölümleri ve safhaları, deve, koyun, inek, dört ilahi kitap isimleri üzerinde Hz. İsmail’in iki mucizesi, Mekke-i Mükerreme, Hendek savaşı, iki grup insan, siyahlar giyenler, beyazlar giyenler ve ortada hendek. Hz. İbrahim’i ateşe atacak mancınık, atmak için bir araç, bir cennet köşesi ateşin içinde icad edilmiş. Hz. İbrahim orada Cebrail’le oturmuş. Döndüğünde Firavun görünce şaşırmış, hayret etmiş ama anlamsız bakmış, salak, soysuz...
Peygamberimizin (asm) sade yaşaması tablo halinde gösterilmiş. Birgün Hz. Ömer yemek yerken birisi gelmiş. O da ona “Buyur ye” demiş. Cevaben “benim eşim güzel yemekler yapmış ya Ömer” demiş. Son konuşma şöyle devam etmiş: “Ben kimim”, “Sen halifesin Ya Ömer.” “Ben istediğim şeyi yiyebilirim değil mi?” “Evet Ya Ömer.” “Ben peygamberden ve Ebubekir’den sade yaşamayı ders aldım farklı yiyemem.” Bütün eazım sade yaşamışlar.
Sergide ahiret hayatı tabloları, aşamaları, bir terazi, cennet ve cehennem, vahiy ve vahyin gönderiliş amacı, İslam’ın beş şartı, Kabe’nin maketi, oruç, masa ve yemekler, koç, Kur’an, namaz kılan insanlar, Hz. Musa’nın Kızıldeniz’den geçme sahnesi, bir deniz ve geçen insanlar, Bilal-i Habeşi’ye yapılan zulüm ve esaret, savaş, Mekke’nin fethi, Hz. Nuh ve gemisi, insanlar, hayvanlar, dağa çıkan gemi…
Miraç’ın resmedilişi apokaliptik sahneler. Kabe, Arafat dağı, Mekke, Safa ve Merve, Şeytan taşlama.
Kaza ve Kader, Allah’ın sıfatları, Haccın yapılışı, safhaları, Peygamberin sıfatları, Allah’ın zati ve subuti sıfatları, hayatın safhaları, Hacer’ül Esved, Kudüs, Mescid-i Aksa, Ebabil Kuşları, Elemtere suresinin resmedilişi, Veda Hutbesi, Fil vakası…
Bu tablolar bir kitap halinde resimleri ile sergilenebilir. İnsanlar, çocuklar gelir seyrederler, ders alırlardı. Hocamız Yasin Beyefendi’ye ve öğrencilerimize teşekkür ederiz böyle harika bir sanat faaliyetini canlandırdıkları için. Kur’anımızı ve dinimizin önemli vakalarını gösterdikleri için. Şehrimizin koruyucusu Ahmed-i Hani adına teşekkür ederiz. Sayın rektörümüz de sağolsun.
Kur’an’a hizmettir bu yapılan. “Kuran’ımız yeryüzünde cemaatsiz kalırsa cenneti de istemem” diyen zat-ı alişan kadr da size kabrin arkasından teşekkür eder.
Serginin açılışı Yasin Yiğit hocamız, rektör yardımcısı Senayi Dönmez ve öğrencilerle yapılmış. Dekan vekili öğrencilerle sohbet etmiş. Nice güzel faaliyetlere. Ayrıca faaliyet üniversitenin resmi sitesinde de yayınlanmış.