Türkiye günlerdir kamuoyunda ‘’İhanet Belgesi’’ olarak adlandırılan anti demokratik ve hukuk dışı belgeyi konuşuyor. Genelkurmay’da görevli Albay Dursun Çiçek’in imzasını taşıyan belge ile Türkiye bir kez daha gerçek gündemine döndü. Gerçek gündem diyorum, çünkü Türkiye ne yazıktır ki elli senedir darbeleri ve hukuk dışı müdahaleleri gündeminden çıkarmayı başaramadı.
Taraf Gazetesi tarafından ‘’AKP’yi ve Gülen’i Bitirme Planı’’ başlığı ile kamuoyuna duyurulan belge ile bir kez daha görülmüştür ki, darbe hevesleri ve niyetleri cüretkar bir şekilde varlığını devam ettiriyor. Geçmiş yıllarda yaşanan antidemokratik müdahaleler ile yüzleşemeyen ve hesap soramayan bir Türkiye’de bu tür çalışmaların yapılması asla sürpriz değil.
Askeri Savcılık tarafından yapılan kriminolojik inceleme sonucu imzanın Albay Dursun Çiçek’in imzası ile büyük oranda benzer olduğu ifade edildi. Bu açıklama ile kamuoyunda imzanın Dursun Çiçek’e ait olduğu kanaati büyük oranda hasıl oldu. Bu konuda verdiği beyanat ile taahhütte bulunan Genel Kurmay Başkanı Org. İlker Başbuğ’un ne yapacağı merak ediliyor. Birçok basın mensubu Başbuğ’un bu sözünün arkasında durarak istifa etmesi gerektiğini ifade ediyorlar. Birçoğu da eğer böyle bir istifa gerçekleşmezse, karargahına hakim olamayan bir Genel Kurmay Başkanı’nın görevden alınması gerektiğini söylüyorlar.
Sayın Başbuğ nasıl bir davranış tarzı sergilerse sergilesin, asıl belirleyici olan hükümetin ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın nasıl bir yol izleyeceğidir. Milletten aldığı emanetin gereği olarak milletin hukukuna tam olarak sahip çıkmak ve bu tür oluşumların bir daha böyle hukuk dışı teşebbüslere başvurmaya cesaret edemeyecekleri şartları oluşturmak hükümetlerin görevidir. Bugüne kadarki hükümetlerin bu konuda üzerlerine düşeni tam manasıyla yaptıklarını söylemek mümkün değildir.
Demokratik ülkelerde bütün kurum ve kuruluşların sistem içerisinde yeri ve önemi vardır. Ancak nihai karar mercii Meclis ve millettir. Meclislerin bu konuda gerekli olan bütün kararları almaları ve kanunları çıkarmaları beklenir. Demokrasinin en iyi şekilde uygulandığı ülkelerin başında gelen İngiltere’de yaşanan bir hadise, bu konudaki kararlılığın ilginç bir numunesi olarak anlatılır. On dokuzuncu yüzyılın sonlarında bir kişi oluşturduğu bir ekiple Avam Kamarasını basar ve milletvekillerini bir süre ile rehin tutar. Daha sonra olay bastırılır. Bu kişiye de ceza verilir. Aradan yıllar geçer. Bu olay tekrar Avam Kamarası’nın gündemine getirilir. Şiddetli tartışmalar yaşanır. Bu kişiye verilen cezanın çok yetersiz olduğu sonucuna ulaşılır. Milletin Meclisine silahlı bir baskın yapmanın cezasının idam olduğu sonucuna varılır. Bu kişi ölmüştür. Ancak işin peşi bırakılmaz. Kemikleri mezarından çıkarılır ve Meclis’in önünde kurulan bir darağacına asılır.
Demokratik düzenin hiçbir tereddüde yol açılmayacak şekilde teminat altına alınması gerekir. Ordunun veya silahlı güçlerin demokratik işleyişe müdahale etmesinin önüne güçlü bir halk ve meclis iradesi ile çıkılmadığı sürece, bu tür ihtilal ve müdahale hevesleri hep olacaktır. TBMM’nin bu konu ile ilgili olarak özel bir oturum yaparak tepkisini kamuoyuna duyurması gerekir. Yargı organlarının da cunta heveslilerinin heveslerini kursaklarında bırakacak bir karar alması tüm milletimizin beklentisidir.
Bu kanun dışı ve gizli güçler ile dehşetli komiteler, Bediüzzaman Hazretleri ve Risale-i Nur Talebeleri ile yıllardır uğraştılar ve çok büyük zulümlere vesile oldular. Şimdi Türkiye’nin önünde bu dehşetli komitelerden ve cunta artıklarından kurtulmak için bir şans bulunmaktadır. Bütün Nur Talebelerinin hiçbir önyargı ve siyasi mülahaza içinde olmadan bu konuda yapılan çalışmaları sonuna kadar desteklemek ve dua etmeleri gerekmektedir. Bunun neticesi ne olursa olsun ve hangi siyasi parti bundan siyasi rant elde ederse etsin böyle bir netice tüm Türkiye’nin ve özellikle Nur Talebelerinin yararına olacaktır. Böyle bir destek, her türlü siyasi görüş ve mülahazanın üstündedir. Bu durum, yıllardır demokrasinin şahane uygulanması için her türlü bedeli ödemekten çekinmeyen Nur Talebelerine de çok yakışan bir tavır olacaktır.