İhsan Kasım Essalihi
Her gün yediğimiz yemekler farklı terkiplerden oluşuyor. Yalnızca yüzde birini uzman insanlar bilirler diğer insanlar da onların ağızlarından alıp kendileri bilirmiş gibi görünürler.
İnsan yediği bir yemeğin terkibini bilmese de vücudunun içindeki zerreler yediği yemeğin nereye gideceğini bilir ve hiçbir şekilde yanlış yapmazlar, şaşırmazlar.
Bu tespite göre her yediğimiz yemek, içtiğimiz içecek, aldığımız hava bile gideceği yeri bilir. Örneğin kırmızı et yediğimizde B12 vitaminine iyi gelirken, mandalina yediğimizde C vitaminine fayda sağlar, ancak sağlayan “kendisi” değildir. Sistemli bir şekilde her yemek, içtiğimiz her içecek hatta nefesimiz bile gideceği kısmı bilir ve ona göre fayda verir.
Maddi zerreler bile gittiği yeri biliyorsa, tesadüfen gitmiyorsa acaba okuduğumuz Kur'an-ı Kerim ayetleri veya Hadis-i Şerifin evrad ezkarları veya evliyaullahtan rivayet olan evrad ve ezkarlar nasıl yerlerini bilmezler?
Biz dümdüz Arapça okuyup bize fayda sağlamadığını, ruhumuza iyi gelmediğini, tad alamadığımızı düşünüyoruz ama biz fark etmesek de ruhumuz, kalbimiz ve bütün latifelerimiz kendilerine mahsus olanı alır ve o evradlarla beslenirler. Okuduğumuz her cümle Ruhumuzu, kalbimizi, latifelerimizi iyileştirir.
Bu yüzden ayetlerin, hadislerin, evradların manasını bilmediğimiz için, anlamadığımız için bize faydası olmadığını düşünmeyelim. Yediğimiz yemek bile nereye gideceğini bilirken, okuduğumuz güzel kelamlar nasıl olur da gideceği yeri bilmesin, fayda sağlamasın?