Sanki sahihlik onların eline verilmiş, kılıç ellerinde kesip biçiyorlar; bülbülü ürkütüyor, gülü incitiyor, hakikati örtüyorlar yaptıklarıyla; sorsan tam tersini söylerler!
Tevil bu ya; şöyle oldu böyle oldu; ortada onlar kaldı; kendileri fırka-i Naciye!
Fikri vasat, aklı istikamet, kalbi selim yitirilince; ortada tutunacak yer bulamaz; ya ifrat dağlara çarpar ya da tefrit çukurlara düşerler! Acınası hallerini necat gibi görmeleri ayrı bir garabet…
Ahmaklığın tedavisi var mı? Ölçüsüzlük nasıl hizaya getirilir, dengesizlik vasata nasıl sevk edilir? Büyük lokmanın hazmı zordur; büyük sözün daha zor; altı doldurulmayan önü açılmayan sözler kişiyi ezer!
Fikirde edep, düşüncede edep, fiilde edep; insana edep, hakikate edep… Edepsizlik hoş görülür mü, görmezlikten mi gelinir?
Sussan olmuyor, konuşsan olmuyor; yürüyüp gitmek belki en iyisi! Ne var ki incinen hakikat olunca insan üzülmeden edemiyor; bed dua olmaz, nasıl bir hayır dua etmeli bilinmez! Kendi hallerine mi bırakmalı?
Daralmışlıktan, sıkışmışlıktan nasıl kurtunulur da hakikat âleme şahit kılınır bu hal ile? Ortada olan, eşiğe yaklaşan, eşikte duranlar ürkütülmez mi keskin yaklaşımla?
Ayet çok açık “üstünlük takva ile” diyor; bundan öte söz mü olur? “Mü’minler kardeştir” diyor; anlaşılmayan bir şey var mı? Hadiste “bana en yakın olanınız ahlakı güzel olandır” diyor; itirazlık bir durum var mı?
Genel çerçeve bu kadar net, sahih durum bu kadar sarih, ölçü gündüz gibi bu kadar açıkken neyin tevili, neyin yorumu; Kur’an ve Sünnetten uzaklaştığımızın farkında mıyız?
Kılıç çekilecek biri varsa önce kendi nefsimiz, vesveseci şeytan, sonra insi cinni şerirler; hariçte düşman çok; bakın ümmetin haline, görün İslam coğrafyasının durumunu!
Küçük odacığını odaklanmışlar ne görür ne duyar ne işitir; kendi seslerini duyar, kendi gördüklerini görür, kendi düşlerini düşünür, kendi fikirlerini fark eder!
Dışarı çıkamaz; bir yanı ifrat bir yanı tefrit savrulur gider!
Zaman zaman kendini murakabe etmek; vasatta mıyım, dengesiz halimle zarar mı veriyorum, halim nicedir, gidişatım nasıldır; her birimizin buna ihtiyacı var; bu durumda olanları usulünce uyarmak ve uyarıları dikkate alıp kendimizi tamir yoluna gitmek; ihtiyacımız olan ikinci şey.