Habibe Işık’ın haberi:
Gazeteci-yazar Mustafa Akyol, "Bediüzzaman’ın çok önemli ahlâkî ilkeleri var. Bunların gözüyle bugüne biraz bakılsa bence daha iyi siyasî mesajlar çıkabilir iktidar cephesinden" dedi.
Genç Yorum Dergisi’ne konuşan Akyol, “Twitterda ‘Nur Talebelerinin “müsbet hareket” ilkesi vardır. Ne de lâzım şu günlerde hepimize‘ diye yazmıştınız. Bu kavram size tam olarak ne ifade ediyor?” sorusu şöyle cevapladı:
“Müsbet hareketi özellikle vurguladım. Çünkü Türkiye’deki İslâmî gelenekte Bediüzzaman Said Nursî tarafından açılmış bir damar vardır. Burada mühim olan insanlara İslâmî değerleri, ilkeleri anlatmak, tebliğde bulunmak, ahlâka ve imana yoğunlaşmak, sivil toplum düzeyinde hareket etmektir. Bir de siyasî güçle bir fetişçilik yaklaşımı vardır. Siyasî sistemi olduğunca etkileyerek İslâma hizmet etmek yaklaşımı vardır. Tabiî bu Millî Görüş yaklaşımı idi, ben bugün Millî Görüş tonu hissediyorum bazı AK Parti yaklaşımlarında. Bu tonun zararı insanları reaksiyoner hale getirir. Bu daha seküler olan insanları sizin savunduğunuz değerlere yaklaştırmıyor, bilâkis onlardan uzaklaştırıyor.”
BEDİÜZZAMAN’IN ÜSLÛBU HER KESİMDE DAHA YARARLI OLACAKTIR
O açıdan Bediüzzaman’ın müsbet hareket ilkesi insanları üzmemek, kırdırmamak, gerilimi yükseltmemek, boyun eğmemek, fakat, gereksiz endişelere ve korkulara yer vermemek, her zaman huzurdan yana olmak, gıpta damarını tahrik etmemek, tartışmalarda insanları daha fazla öfkelendirecek bir üslûp kullanmamak, bazen kendisine eleştirel bakabilmek, bir tartışmada haksız çıktığında bunu bir kazanç olarak görebilmek gibi Bediüzzaman’ın çok önemli ahlâkî ilkeleri var. Bunların gözüyle bugüne biraz bakılsa bence daha iyi siyasî mesajlar çıkabilir iktidar cephesinden. Onu demek istedim. Yani bunların konuşulması lâzım. Türkiye’de muhafazakâr dediğimiz mütedeyyin dünya bir siyasî edim içinde tabiî ki. Demokrasi çok daha güçlü bir kavram haline geldi. Tabiî Bediüzzaman’ın 1940’lı-50’li yıllarda demokrasiyi savunmuş olması, hatta İkinci Meşrûtiyette savunmuş olması da burada önemli. Aslında Millî Görüş geleneği demokrasiye sonradan yakınlık hissetmiştir. Ben bu anlamda Bediüzzaman’ın çizgisinin, onun tavsiye ettiği siyasî üslûbun Türkiye’nin dindar kesimlerinde olsun, diğer kesimlerinde olsun daha yararlı olacağını düşünüyorum. Onu söylemeye çalıştım, ama etkisi olur mu olmaz mı onu göreceğiz.”
Yeni Asya