İletişim; bir mesajın, bir kaynaktan, alıcılara, bir iletişim aracı tarafından aktarılması olarak tarif edilir. Tam bir iletişim olması için de, alıcının mesajı doğru alıp almadığının teyit edilmesi şartı vardır. Buna da geri bildirim veya dönüt denir.
Sanat; duygu ve düşüncelerin estetik haz ve tavır ile ifade edilmesi olarak tanımlanır. Güzellik ve inceliği farketmek, algılamak, hissetmek, sevmek gibi kavramlar estetik ve sanatın içeriğini oluştururlar. Yani sanat; sanatçının mesajını muhataplarına en güzel şekilde ileten bir iletişim aracıdır.
Sanatçı; güzellik, estetik, ilim, hikmet, irade gibi sıfatları taşıyan, güzellik ve kemalini sanat eseri aracılığı ile görmek ve göstermek isteyen kişidir.
Sanat eseri, her tabakadan insana sanatçının estetik tavrını, güzellik ve sevgi mesajını ileten evrensel bir iletişim aracıdır.
Sanat tüketicisi olarak tanımlanan insan ise, sanatın ve sanat eserinin muhatabı ve sanat eseri aracılığı ile iletilmek istenen güzellik ve mükemmellik mesajlarının alıcısıdır.
İnsan; göz, kulak gibi dış dünyaya açılan duyuları ve hissetme, anlama, hoşlanma gibi latife olarak isimlendirilen iç duyguları ile bu mesajları algılama yeteneği ile donatılmış şuurlu bir alıcıdır. Ayrıca insanların sanat ve estetik kaygı duyma ve üretme yetenekleri, eğitim ve deneyimle gelişmekte ve cennete layık bir hissiyat ve cihazatla donanmaktadır.
Bütün bu saydığımız sanat, sanatkar, sanat eseri, sanat tüketicisi yani muhatabını bir araya getiren en önemli unsur ise teşhir ve sergi salonu, sanat galerileri veya daimi bir sergi olan müzelerdir. Bu kainatı ve tabiatı da büyük bir sergi salonu veya ilahi bir sanat galerisi olarak tanımlayabiliriz.
Ayrıca gözümüzü açıp baktıkça herşeyde, bilinçli bir tasarım ve güzelleştirme sonucu harika diyebileceğimiz sanat ve estetik güzellikler görmekteyiz. Belki de bizi hayvanlardan ayıran en önemli özelliklerimizden birisi de bu farkında oluş ve bilinçli görüştür.
Mağara devri diye nitelendirilen ilk insanlardan itibaren çevresini gözleyen, inceleyen ve araştıran insanoğlu, bilinçli olarak tabiattaki varlıkların renk ve biçimlerinden ilham almış ve ürettiği pekçok objede bu güzellikleri yansıtmaya çalışmıştır. Mağara resimleri olarak sanat tarihi kitaplarına geçen pekçok tasvirde, 20.yüzyılın ünlü ressamı Picasso ayarında yapılmış çizimler ve boyamalar gösteriyor ki ilk insanlar en az bizim kadar zeki ve yetenekli olmalıdırlar.
‘Sanatçı tabiata öğrenci olmalı’ diyen büyük düşünürü haklı çıkaran bu resimler aynı zamanda ilk insanların birer iletişim aracı olmuşlardır. Bilinen en eski yazıların da resimlerden ve resimlerin soyutlanmasından oluştuğu düşünülürse, sanatın iletişimdeki öneminin ilk insanlara kadar uzandığı açıkça görülmektedir.
Yaptığı ve ürettiği eşyaları renklerle ve biçimlerle süsleyen ve güzelleştirme kaygısı duyan insanoğlu, tabiattaki güzelliklerle de ilgi kurmuş ve ilahi sanat galerisinin hayran bir seyircisi olmuştur. Hatta ilk insanlardan itibaren bu güzelliklerin kaynağını merak etmiş ve aramaya başlamıştır.
Sevgi mesajını bir gül ile ifade edecek kadar sembolist bir iletişim dili geliştiren insan, elbette baharı bir gül destesi olarak görecek ve yüce bir sevgi mesajını idrak edecektir. Her sabah yüzümüze gülümseyen güneş gibi, her baharda tazelenen çiçekli tablo da, yeniden doğuşun şiirini okumakta ve sanatkar ile şuurlu muhatabı arasında sevgi mesajlarının bestesini çalmaktadır.
Nasıl ki bir yazı kendisini bir harf kadar tarif ederken, yazarını bir kitap kadar tarif edip, tanıtmaktadır. Öyle de her bir çiçek ve kelebek gibi güzel canlılar, biyolojik varlıklarının ve özelliklerinin yanı sıra, sergiledikleri güzellik ve sanat ile, sanatkarının yüce sanatını, güzellik ve mükemmelliğini de gözler önüne sermektedir.
Ağaçlar elleri ile bizlere çiçek ve meyvelarını, o sanatkarın kendini tanıtma ve sevdirme mesajı olarak uzatırken, bizde hayvanlardan farklı olarak onlarda yansıyan sanat, incelik, sevgi, şefkat ve merhamet mesajını almalı ve teşekkür ve şükran ile geri bildirimde bulunup, mesajı doğru aldığımızı göstermeliyiz.
Sanat, bilhassa görsel medyada çok tesirli bir iletişim aracı olarak etkisini gösterir. Sinema, televizyon, internet, gazete, dergi, karikatür gibi medya unsurları yanı sıra, bilboard, reklam, ambalaj, logo ve tüketim ürünlerini cazip hale getiren tasarımları ile, ne kadar güçlü bir iletişim aracı olduğu aşikardır.
Ne yazık ki bu iletişim aracını yeterince kullandığımız söylenemez. Teknolojinin ve pek çok şeyin tüketicisi olduğumuz gibi, ne yazık ki görsel iletişim aracı olarak sanatta da tüketim ve taklitin çok ötesine geçememiş olmamız büyük bir eksikliktir.
Ancak ümitvarız ki, kainat kitabını okuyup, hakikatlerinden bilim ve sanatı ders alırken, sanatın evrensel dilini de öğrenip, bütün dünya ile iletişime geçecek ve aldığımız dersi bütün insanlık ile on-line paylaşacağız.