Neonlardan
Tanklardan
Ve bilmediğim bir dil gibi konuşan ışıklardan
Kör olmuş gözlerimi
Ya paltomun astarına gizleyerek
Ya da göz kapaklarımın içine
Her köşe başında
Ardımda bir volkan patlaması gibi kalan
Şehrin gözlerinden
Kaçmayı ezber etmiş ayaklarımın bilgeliğiyle
Taşıyorum karanlıklara
Biliyorum aydınlık
Biliyorum karanlıkta güçlüdür en çok
Avuçlarımda buruş buruş sakladığım
Sımsıcak bir sabah var
Başımın üstünde
Küçük gözleri kırpışan
Çocuk yüzlü yıldızlar
Birazdan onlarda ölecek benimle
Ne acı!
Bir askerin
Kırmızı bir kurşunla
Kosova’da kapkara bir geceyi yazdığı
Filistin’de
Bosna’da
Geride
Bir taş gibi kaskatı
Kalan kanlı bir elbiseye
Yıldızlar ağlayacaklar
Ve sonra
Toprağa saklamak için
Bu utancı
Gökyüzünden bir bir atlayacak
Toplu bir intiharla kayacaklar
Ah ne acı!
Ve bizi bulacak
Güneşin ilk ışıkları
Bizi bulacak
Üzerimde eğreti duran tel örgüleri
Sınır boylarını
Çekip atınca
Üzerimden kara sularını
Hava sahanlığını
Yüzüme, saçlarıma bulanan
Çocuk yüzlü
Beyaz yıldızların tozlarını
Çekip alınca rüzgar
İlk ışıklar bulacak
Bizi ilk ışıklar
Sınırsız bir ülkeye göçen
Ruhumdan arta kalanı
Ve avuçlarımda sakladığım
Buruşmuş
Sıcacık bir sabahı