Cemil Yüzer'in haberi
Darbeye Karşı 70 Milyon Adım Koalisyonu üyesi 250 kişilik grup, Yüksel Caddesi'nde bir araya geldi. Yüksel Caddesi'nden Sakarya Caddesi'ne yürüyen grup burada basın açıklaması yaptı. Davullu, düdüklü, 'boru'lu grup, Genelkurmay Başkanı Başbuğ, İrticayla Mücadele Eylem Planı'nda imzası bulunan Albay Dursun Çiçek ve darbecilerin yargılanması, 'Ergenekon'un dağıtılmasını istedi. Bazı protestocular ellerinde tuttukları soba borusunun üzerine 'Boru budur' yazarak, Başbuğ'un Ergenekon soruşturmasında ele geçirilen ajandalardaki krokilerden yola çıkılarak yer altından çıkartılan Bazukaları 'boru' olarak tanımlamasına atıf yaptı.
Darbelere Karşı 70 Milyon Adım Koalisyonu tarafından şu açıklama yapıldı:
“Bu çağda darbe mi olurmuş?” diye soranlar olduğunu biliyoruz.
Darbe girişimlerini ciddiye almayanlar olduğunu da biliyoruz.
Ergenekon davasına şüpheyle bakanların, davayı sulandırmaya çalışanların olduğunu da biliyoruz.
Ama her gün ele geçen silahlar, her gün açığa çıkan darbe planları, toplumu biçimlendirmek üzere dikkatlice hazırlanmış taslaklar bu şüpheleri boşa çıkartıyor.
Albay Dursun Çiçek’le ilgili kamuoyuna görüşlerimizi açıklamaya çalışırken, birdenbire çok daha geniş kapsamlı bir başka darbe planı daha, bizzat darbecilerin “Kafes Operasyonu Eylem Planı” adını verdiği bir başka belge daha bulundu.
Dursun Çiçek, cezaevinde sadece 43 saat kaldı. Mahkeme Çiçek’i delil yetersizliğinden serbest bıraktı.
Çok açık ki bazı mahkemelerin darbe planlarına, darbeci bir örgütlenmenin varlığına ikna olması için bir darbe yaşanması gerekiyor.
Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, darbe planlarının yer aldığı belgenin “kağıt parçası” olduğunu ve sahte olduğunu iddia etmişti. Üstelik bu iddiasını onlarca komutanla birlikte düzenlediği bir basın toplantısında dile getirmişti.
Belgenin altındaki imzanın ıslak imza olduğu, orijinal olduğu ve Dursun Çiçek’e ait olduğu ortaya çıktığında ise Genelkurmay Başkanı suskunluğa büründü.
İlker Başbuğ suskunluluğa bürünebilir ama biz susmayacağız. Görevlerinin dışına çıkarak, illegal bir biçimde, toplumu biçimlendirmek üzere planlar yapanların, bu planları hayata geçirmek için örgütlenenlerin, bu planlara göz yumanların, komuta kademesindeki tüm sorumlularla birlikte istifa etmesi gerektiğini her zaman hatırlatacağız.
Bir değil, üç değil, beş değil! Bu askerler, kendi görev alanları dışında her şeyle ilgileniyor. Darbe anayasalarından aldıkları güçle, kendi dünya görüşlerine uygun olarak halk iradesini hiçe sayarak toplumu şekillendirmeyi hedefliyor.
Kafes Operasyonu adı verilen belge bu planların ne kadar tehlikeli boyutlara ulaştığını bir kez daha gösterdi.
Ergenekon kapsamında tutuklanan Deniz Yarbay Ercan Kireçtepe tarafından hazırlanan ve çoğu Ergenekon soruşturmasında tutuklu Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nda görevli muvazzaf ve emekli subaylar tarafından gerçekleştirileceği belirtilen planda, AKP üzerinde iç ve dış baskıyı artırmak için Türkiye’de yaşayan gayr-ı müslimlere suikastlar düzenlenmesi ve azınlıkların yaşadığı mahallelerde bombalar patlatılması hedefleniyor.
“Hazırlık”, “Korku oluşturma”, “Kamuoyu oluşturma” ve “Eylem” olmak üzere dört safhadan oluştuğu görülen belgeye göre, gayr-i müslimlerin oturduğu yerlerin ayrıntılı şekilde tespit edilmesi, buralarda azınlıkları korkutmaya yönelik faaliyetlerde bulunulması ve konu hakkında köşe yazıları yazdırılarak, AKP’nin konuyla ilgili vurdumduymazlığının ele alınması planlanıyor. Planın eylem bölümü ise daha korkunç: Azınlık haklarını hararetle savunma konusunda ön plana çıkmış kişi/kişilere suikast düzenlenecek, gayr-ı müslimlere ait mezarlıklara yönelik olarak sansasyonel eylemler icra edilecek, Agos gazetesi civarı gibi belirlenen yerlere ses bombaları konacak, gayr-ı müslim nüfusun yoğun bulunduğu bölgelerde sık aralıklarla araç, ev ve işyeri kundaklanacak ve bütün bunlar, özel plan hücre lideriyle kurulacak koordineyi müteakip, belirlenecek irticai örgütler adına üstlenilecekti.
Cuntacıların silah, malzeme ve teçhizatın bir bölümünün emniyet güçlerinin eline geçtiği hatırlatılan Kafes Operasyonu Eylem Planı’nda, buna rağmen, örgütlenmenin elindeki silahların müteakip operasyonları gerçekleştirmeye yetecek durumda olduğu ifade ediliyor.
Karşımızda sadece siyasete müdahale etmeye çalışan bir güç yok!
Karşımızda siyasal alanı yıpratmak için cinayet işlemeyi, çocukları öldürmeyi hedefleyen bir kontrgerilla var. Darbeci bir cinayet örgütüyle karşı karşıyayız.
Bu yüzden, darbe girişimleri olduğu konusunda şüpheye kaplanlara, Ergenekon davasını sulandırmaya çalışanlara son bir kez daha uyarı yapıyoruz.
Ergenekon davasını sulandırmaya çalışanlar, Ergenekon örgütüne hizmet ediyorlar!
Darbe girişimlerine inanmayanlar, darbecilere hizmet ediyorlar!
Biz darbe girişimleri son bulana kadar, darbe girişimlerine bulaşmış olanların tümü cezalandırılana kadar, Ergenekon davasının sonuna kadar ilerlemesi için mücadele etmeye, ses çıkartmaya devam edeceğiz.
Demokrasi büyük bir tehdit altında!
İnsanlar tehdit altında!
Bu tehdidi engellemek için Dursun Çiçek derhal cezaevine yollanmalıdır.
Kafes adı verilen yeni darbe ve kaos planına adı bulaşmış olan 41 subay derhal tutuklanmalıdır.
Karargâhında ve emri altında çalışan emir komuta zincirinde sürekli olarak darbe planlamaları yapılan İlker Başbuğ görevinden alınmalıdır.
İlker Başbuğ görevinden alınana kadar mücadeleye devam edeceğiz.
Çünkü biz özgürlük istiyoruz.