Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü, Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, toplumsal barış bozulmaya başlayınca sosyal sorumluluk projelerinin hızla yayılmaya başladığına işaret eden Tarhan, Türkiye’de de TÜBİTAK’da sosyal projeler yapmaya çalıştığını, ciddi bütçeler ayrıldığını, çünkü sosyal sorumluluk projelerinin olmadığı yerde akademik başarı, teknik başarı olmadığını kaydetti.
Tarhan, “Çok iyi bir alet üretiyorsun ama adam kötü, hırsız, sahteci çıkıyor. Bu nedenle sosyal projelerle daha ilkokul seviyesinde iyi insan eğitmeyi hedeflemek gerekiyor. Onun için gelişmiş ülkelerde ilkokulda ahlaki değerler dersi veriliyor. Ahlaki değerler dersini zorunlu koyamadık hala. Ahlaki değerler dersinin konulması lazım. Ahlaki değerler dinden de bağımsızdır. Bazı insanlar var mesela ibadeti çıkar, dinle ilgili hiçbir şeyi kalmaz. Yalan var, ahlak yok. Bazı insanlarda tam tersi oluyor bu. Ahlak öğretilmesi gerekiyor. Ama ahlakı en iyi öğretme yolu ölümden sonrası hayata inanma. Çünkü içsel, vicdani bir bekçi gerekiyor. Ölümden sonra hesap verme duygusu olmayan bir kimsede neden ahlaklı olsun ki.” dedi.
ÖLÜMDEN SONRA YAPTIĞI İŞİN YARADAN KATINDA KARŞILIĞI OLDUĞUNU DÜŞÜNÜRSE
İnsanın en değerli sermayesinin hayat olduğunu kaydeden Tarhan, “Hayat sermayesi nedir? Harp okullarına gidin, vatan için ölme yemini yazan madde vardır. Hiçbir meslekte yoktur bu, başkaları için, vatan için diye. Şimdi sadece dünya hayatını düşünen bir kimse ‘Ben neden öleyim’ diyor. Millet plajlarda eğleniyor ben neden öleyim ki diyor, savaşmıyor. Gelenek devam ettirenler ediyor: Ama gelenekten kopanlar… Sosyal medyanın sayesinde gelenek darmadağın oldu. Sadece kendi çıkarını düşünen bir küresel insan tipi yaygınlaştı. Hedonistlik yani haz peşinde koşmayı seçen insanlar. Böyle durumda niye toplum için riske girsin ki. ‘Ben önemliyim, ben kutsalım, toplum, devlet, vatan kutsal değil’ diyor. Böyle bir sıkışma anında ahlakını satar hemen o kişi. Fiyatını bulduğu zaman satar. Bu nedenle satılmayacak bir ahlak ancak ölümden sonrasıyla ilgili. O yaptığının karşılığı varsa, çünkü insan beyni ödül, ceza sistemine göre çalışıyor.” diye ifade etti.
Ölümden sonra yaptığı işin yaradan katında karşılığı olduğunu düşünürse beyin kişiyi ikna ettiğini anlatan Tarhan, “Çünkü beynimiz menfaat olup olmamaya göre çalışır. Bu bir gerçek yani, buna bir şey yapmamak gerekiyor. Geçici menfaatin yoksa ölümden sonraki menfaat var orada. İlahi rızayı kazanmak daha büyük bir menfaattir.” dedi.
ERDEMLİ OLMAK MI KARLIDIR, ÇIKARCI OLMAK MI?
Prof. Dr. Nevzat Tarhan, erdemli olmak konusuna da değinerek, şöyle devam etti:
“Ben erdemli olmak mı karlıdır, çıkarcı olmak mı karlıdır? diye soruyorum… Kimileri ‘Çıkarcı olmak karlıdır’ diyor... Halbuki erdemli olmak yani ahlaki değerlerinin olması uzun vaade de karlıdır. Çıkarcı olanlar kısa vadede karlıdır. Uzun vadede başarı toplam başarıdır. Hayatın sonunda belli olur. Mutluluk toplam mutluluk, hayatın sonunda belli olur. Hayatın sonunda bir insan iyi mi, ahlaklı mı diye anlaşılır. Ahlaki değerleri çocuklara dini gerekçelerle öğretmek değil kalıcı ahlakı öğretmek gerek. Onun dışında toplumlarda da kültürel olarak, sosyal öğrenmeyle öğretiliyor, iyi ki öğretiliyor. Aile öğretiyor bunu. Ailenin olmadığı yerlerde bu durum dağılıyor. Aslında ahlaki yoksunluk olan kişi de en büyük engellidir.”