Kudretiyle varlığı var edeni, rahmetiyle varlığından haberdar edeni bilmeye, amel ve ubudiyet ile bildiğini ve sevdiğini ispat etmeye kabiliyetli olarak yaratılan insan; ilim ve dua vasıtasıyla tekemmül etmek üzere şu dünya hanına gönderildiği bilinmektedir. Hilkat ağacının en nurani meyvesi, ilahi rızayı tahsil ile mükellef insanın, fıtratına ekilen istidatlarını ilim ve dua ile nemalandırması istenmektedir...
Nurlu külliyat; hilkatin en yüksek gayesinin, fıtratın en yüce neticesinin iman-ı billâh olduğunu bildirmektedir. İlmin değerini ma’ruf, zikrin şerefini mezkûrun kıymeti tayin etmektedir. Ma’ruf ve mezkûr Rahman olunca, O'nu bilmek, bilmelerin en kıymetlisi, O'nu anmak zikirlerin en eşrefi olacağı tariften vareste görülmektedir...
Nurlu eserlerde, insaniyetin en âlî mertebesi ve beşeriyetin en büyük makamı marifetullah olarak tarif edilmektedir. Cin ve insin en parlak saadeti ve en tatlı nimeti marifetullah içindeki muhabbetullah olduğu, ruh-u beşer için en hâlis sürur ve kalb-i insan için en safi sevinç o muhabbetullah içindeki lezzet-i ruhaniye olduğu söylenmektedir...
Enenin mahiyetini, Hüve’nin kadir ve kıymetini, eşyanın hakikatini öğrenme silsilesi olan ilim; ilm-i şeriat, ilm-i marifet, ilm-i hikmet ve ilm-i hakikat olmak üzere dört başlıkta tasnif edilebilmektedir. Evet, aklın gıdası, akleden bir kalbin ziyası olan ilm-i marifet; imanın keyfiyetine, dua ve ubudiyetin külliyetine hizmet etmektedir...
Akleden bir kalbin rahminde büyüyen ve bir cihetle bütün ilimlerin de şahı olan ilm-i marifet; dâhildeki imana hariçten delil ve bürhan arama ameliyesidir. Arş-ı kemalâta giden yolların en metini ve en zengini, ruh-u hidayetin de emin bir zemini olan ilm-i marifet; aklın yaratılış gayesine bir nevi itaat etmesidir...
Saadet sarayının anahtarı hükmünde olan ve zahirden hakikate ulaşmayı intaç eden ilm-i marifet; eşyanın varlığından hareketle hakikatinin öğrenilmesi, Rahman’ı tarif ve tavsif eden isim ve sıfatların tecelliyatı içinde ilahi kemalatın seyredilmesidir...
İlm-i marifet; kalpteki imanı kavi kılmak için enfüsi ve afaki âlemden deliller serdedilmesi, Rahman’a aidiyet ve mensubiyetin ilmi olarak farkedilmesi, abdiyetini ifa ameliyesidir...
Devlet-i irfana yükselme seyahati olan ilm-i marifet; vicdanda mündemiç istinad ve istimdat noktalarının sevkiyle, merak duygusunun şevkiyle, iman ve iz’anın zevkiyle amel ve harekâtta hulusiyet ile istimrarı, fikir ve hissiyatta istikamet ile istikrarı tevlid etmektedir...
Yokluğa varlık rengini vurana yönünü dönmeye, eserlerdeki harikuladeliği görmeye, varlığı var edeni övmeye, sani-i ezeliyi sevmeye ve sevdirmeye hizmet eden ilm-i marifet; hakikati ve mahiyeti itibarıyla mevcud-u meçhul olan Mukaddes ve Müteal bir zatın isim ve ünvanlarının bilinmesine, müsemmaları olan Rahman’ın tanınmasına en esaslı bir vesiledir...
Aklın hareketine, kalbin seyahatine, ruhun inbisatına vasıta olan ilm-i marifet; Subhanallah, Elhamdulillah, Allah u Ekber gibi mübarek kelimatın evvel-i nüzul zamanındaki hallerinin iadesine medar cerrahi bir ameliyat hükmündedir...
Elhasıl; bahş-ı ezelden alınan en kıymetli bir bahşiş hükmünde olan ilm-i marifet; kendisine malik olanı dünyaya halife ve melik kılacaktır. Gafletin doğurduğu müşevveş hissiyat ile mülevves fikriyatın arkasında ilm-i marifetten uzaklık gerçeği yatmaktadır. İlim ile aklanmayı (akletmeyi), ilmi aktarmaya (nakletmeye) öncelediğimiz gün manevi terakkimiz başlayacak, imanımızda şek ve şüpheler kalmayacaktır...
İlmin kıymeti talebe göre, talep de ihtiyacın şiddetine göre artacaktır. İmanın hududuna vüs’at, insanın umuduna kuvvet veren ilm-i marifet; hakiki teyakkuzu doğuracaktır...