Nurettin Huyut'un haberi-RisaleHaber
Kırıkkale Müftüsü Osman Şarklı:
Meslek Liselerinin Sınav katsayısı ile ilgili tartışmaların sürdüğü bir ortamda YÖK Başkanı Prof Dr. Yusuf Ziya Özcan’ın “İmam-Hatipler “Muhafazakâr Genel Lise” olsun” fikrine nasıl bakıyorsunuz?
Ben bu fikri hepten yanlış bulmuyorum. İmam-Hatiplerin şeklini şemailini bozmadan daha iyi bir statüye kavuşturulacaksa böyle bir fikre katılırım. Daha iyisini yapalım derken bütün bütün kaldırmak gibi bir duruma dönüşürse bunu kabul edemem. Bunun böyle bir sonuç vereceği hususunda da endişe ediyorum. Onun için müspet manada değişimlere her zaman sıcak bakıyorum, olabilir diye düşünüyorum. Ama aslını muhafaza etmek şartıyla.
İmam-Hatiplerin değişime ihtiyacı var mı? Veya sizin bu hususta bir düşünceniz var mı?
Benim bu hususta teferruatlı bir bilgim yok… Ama şunu söyleyebilirim. Biz İmam-Hatiplerin misyonunu biliyoruz. Üstlendiği o misyonu değiştirmeyecek şekilde bir yenilenme yapabilirlerse ona da yok demem. Yani, her şey terakki ediyor, onun da gelişmesi ve günümüz şartlarına uygun hale getirilmesi doğru bir yaklaşım olur. Bunu erbabının yapması veya erbabına sorularak yapılması en doğru yaklaşım olur.
İmam-Hatip Liseleri şu anda ne tür ihtiyaçları karşılıyor bu konuda biraz bilgi verir misiniz?
İmam Hatiplerin İlahiyat Fakültelerine eleman yetiştirmesinin dışında bir de bizim Diyanet İşleri Başkanlığının her kademede eleman ihtiyacını karşılıyor. Hatta bu okullardan mezun oldukları halde direk olarak alıp çalıştıramıyoruz. Bazı kurslara tabi tutuyoruz, daha sonra bazı imtihanlardan geçiriyoruz. Öyle göreve başlatıyoruz. Diyanet İşlerinde çalışan bir elemanın düz memur da olsa asgari olarak da olsa İmam-Hatip seviyesinde bir dini bilgisinin olmasında yarar vardır. Zaten İmam-Hatipler de yasal kurumlardır. Milli Eğitimin müfredatıyla öğretimini sürdürüyor. O nedenle bu okullar bizim her türlü ihtiyacımızı karşılıyor diyebilirim.
Bir de Türkiye’de, halkının %99 unun Müslüman olduğu bir ülkede, böyle okulların artması, çoğalması, muhafazası elzemdir. Çünkü birçok kesimin ihtiyacına cevap veriyor. Vatandaş çocuğunun dindar bir ortamda yetişmesini istiyor. Dindar bir hukukçu olmasının veya dindar bir doktor olmasının mesleki açıdan ne tür bir sakıncası olabilir ki, aksine bundan mutlu oluyor. O nedenle kanaatini ve tercihini bu şekilde ortaya koyuyor. Bana göre kim hangi mesleği seçmek istiyorsa ona imkan verilmeli. Anayasanın eğitimde eşitlik ilkesine uyulmalı ve bu katsayı farkı biran evvel ortadan kaldırılmalıdır. Zaten bu adaletsiz uygulamadan sonra bu kurumlara ilgi hayli azalmıştı. Bu da bir boşluk meydana getirmeye başlamıştı. Bir an evvel bunun düzeltilmesi gerekir ki, eski özelliğini kaybetmesin.