Bu meyanda mü’minlerin en büyük imâmı, Peygamber Efendimiz –sallâllâhu aleyhi ve sellem-’dir. Zira O, bütün insanlık için, emsalsiz bir örnek şahsiyettir. Kendisine “İmâmü’l-Harameyn, İmâmü’l-Enbiyâ” denir.
Cenâb-ı Hak da:
وَاجْعَلْنَا لِلْمُتَّقِينَ اِمَامًا
“…Bizi takvâ sahiplerine imam/önder kıl.” (el-Furkân, 74) âyet-i kerîmesiyle, bizlere hem takvâ ehli olmamızı, hem de takvâda imam olacak/öncülük edecek bir İslâm şahsiyeti sergilememizi telkin buyurmaktadır.
Aziz Mahmud Hüdâyî Hazretleri de, vakfettiği camisinde imamlık yapacak kimselerin, اَصْلَحْ (çok sâlih) ve اَرْشَدْ (toplumu irşâd edici) olmasını vasiyet etmiştir.
Günümüzde “imam” kelimesinin de istismâr edilmiş olması, onun aslî mânâsına gölge düşürmemelidir.
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Altınoluk Dergisi 368. Sayı Ekim 2016