İmamların yemini de Atatürk ilkeleri üzerine

Diyanet'e bağlı imamlar 1982'den bu yana göreve "Atatürk İlkelerine sadakatla bağlı kalacaklarına" yemin ederek başlıyor

Diyanet'e bağlı imamlar 1982'den bu yana göreve "Atatürk İlkelerine sadakatla bağlı kalacaklarına" yemin ederek başlıyor. "İslam'da ırkçılık yok" diyen ilahiyatçılar tepkili.

Türkiye'de 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa tabi olan imamların da diğer devlet memurları gibi 1982 yılından beri yürürlükte olan 'Asli Devlet Memurluğuna Atananların Yemin Merasimi Yönetmeliği'ndeki yemin metnini okudukları ortaya çıktı. İmamların da okuduğu bu metinde ise "Türkiye Cumhuriyeti Anayasasına, Atatürk İnkılap ve İlkelerine, Anayasada ifadesi bulunan Türk milliyetçiliğine sadakatla bağlı kalacağıma" ifadeleri dikkat çekiyor. İmamlar da ancak bu şekilde Türk milliyetçiliğine bağlı kalacaklarına yemin ederek görev yapabiliyorlar. Bu yemin metnine ise ilahiyatçılardan tepki yağdı.

Atatürk ilkelerine ve milliyetçiliğe...

Taraf, Diyanet İşleri Başkanlığı'na bağlı imamların 1982 yılından beri 'Türk milliyetçiliğine bağlı kalacaklarına" dair yemin ettikten sonra görevlerine başladıklarını ortaya çıkardı. Diyanet işleri Başkanlığı'nın resmi sitesinde yemine ilişkin "Asli Devlet Memurluğuna Atananların Yemin Merasimi Yönetmeliği kapsamında 30.11.1982 tarih ve 17884 No'lu Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa tabi tüm kamu kurum ve kuruluşları ile bunların personelinden, Asli Devlet Memurluğuna atanan personelin göreve başlarken okuduğu yemin metni" ön bilgisi yer alıyor.

Yemin metni ise aynen şöyle: "Türkiye Cumhuriyeti Anayasasına, Atatürk İnkılap ve İlkelerine, Anayasa'da ifadesi bulunan Türk Milliyetçiliğine sadakatla bağlı kalacağıma; Türkiye Cumhuriyeti kanunlarını milletin hizmetinde olarak tarafsız ve eşitlik ilkelerine bağlı kalarak uygulayacağıma; Türk Milletinin milli, ahlaki insani, manevi ve kültürel değerlerini benimseyip, koruyup, bunları geliştirmek için çalışacağıma; insan haklarına ve Anayasanın temel ilkelerine dayanan milli, demokratik, laik bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyetine karşı görev ve sorumluluklarımı bilerek, bunları davranış halinde göstereceğime namusum ve şerefim üzerine yemin ederim."

İmamlara "Türk milliyetçiliğine bağlılık" yemini ettirildiğini öğrenen ilahiyatçı ve aydınların tepkileri sert oldu.

KUR'ANDA IRKÇILIK YOKTUR

Süleyman Ateş (Eski Diyanet İşleri Başkanı): Ben 1976-78 yılları arasında görev yaparken böyle bir metin okutulmazdı. Bu sanırım 12 Eylül darbesinin ardından konulan bir metin. Siz söyleyene kadar böyle bir metin olduğunu bilmiyordum. Bir din adamına yemin ettirmek yanlıştır. Din adamı İslam'a, Kuran'a ve sünnete bağlıdır. Böyle bağnaz, dar bir yoruma girmemek gerekir. Kuran'da ırkçılık yoktur. Kuran'da milliyetçilik yoktur. Bütün Müslümanlar onun gözünde eşittir.

TEKTİPÇİ ZİHNİYET

Hüseyin Gülerce (Yazar): İlk kez duydum. Bu metin 1982 Anayasası'nın bir sonucudur bence. İnsanları tek tipleştirmek isteyen kafanın bir yansıması bu yemin metni. Kesinlikle doğru değil böyle bir yemin. Demokratikleşme çabaları ilerledikçe böyle farkında olmadığımız bir çok şey daha ortaya çıkacaktır. Kürt sorununun çözümü noktasında girişimlerin olduğu bir dönemde Anayasadan bu tür metinlerin ayıklanması gerekir. Bu yemin ve bu tip maddeler Kürt sorununun çözümünde engel, işi yokuşa süren maddeler.

Prof. Dr. Bayraktar Bayraklı (Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi): İlk defa sizden duydum şok oldum. İmamlarda ne eksiklik görmüşlerde bu yemini ettiriyorlar. Böyle bir yemin çok çok yanlış.

Ahmet Taşgetiren (Yazar): Bu yemin Türkiye'de devlet-toplum ilişkisinin sağlıksızlığını göstermiştir. Bunların tamamının düzeltilmesi gerekiyor. Bu tarz yüklemeler, dayatmalar olmamalı.

Cahit Koytak (Yazar): Ortaya çıkardığınız bu yemin metni bir kere İslam'a aykırıdır. İmamların görevi halkın ihtiyaç duyduğu dini bilgileri vermek ve ibadetlerine yardımcı olmaktır. Kuran'ın mesajına, peygamberin sünnetine, veda hutbesine aykırıdır. Bu durum İslami de değildir. Yemin bile ettiklerini bilmiyordum. Böyle bir metin, kitabı rafa kaldırmak demektir. Kuran-ı Kerim milliyetçiliğe, ırk sempatizanına kapalıdır, böyle bir şey kabul edilemez.

Taraf

Güncel Haberleri