Öncelikle tüm milletimizin ve İslam âleminin Kurban Bayramını can u gönülden tebrik ederim.
Cenab-ı Hak bu bayramı da idrak etmeyi nasib etti. Daha nice bayramlar nasib eyler inşallah.
Bayram birliktir, beraberliktir, sevgidir, kardeşliktir, yardımlaşmadır, güçsüzlere ve fakirlere şefkat etmektir. Nefislerin İslam terbiyesi ile terbiyelenmesidir. İnsanlığı bilmek ve insanca yaşamaktır.
Kurban, İbrahim’in (as) ve Allah’ın (cc) emrine hiç tereddütsüz boyun eğen İsmail (as) demektir. İsmail (as) imanıyla, ahlakıyla, itaatiyle, samimiyetiyle, ihlâs ve sadakatiyle âbideleşen yüce bir insandır, bir peygamberdir, bir modeldir.
İbrahim (as) nemruda karşı, İsmail de (as) babasıyla olan sınavında muvaffak olmuşlardır. Bu muvaffakiyet, hiç şüphesiz Allah’a (cc) olan imanlarının kuvveti ile olmuştur.
Nemrutluk mesleği günümüzde de devam ediyor. Bu nemrutlar, İslam âlemini kan gölüne çeviriyorlar ve medeniyetin bin yıllık kazanımlarını kendi kanlı elleriyle yerle bir ediyorlar. Müslümanlara ağız tadıyla bir bayram kutlamalarına müsaade etmiyorlar. Allah hepsini ıslah eylesin. Kalplerini mühürlettirecek kadar insanlıktan çıkıp ıslah olmayacak olanları da cehennemin en dehşetli yerini hazırlasın.
Avrupa nemrutları ile işbirliği içerisinde bulunan ve Müslüman görünen nice münafıklar da bu cinayetlere; mal, mülk, şan şöhret, makam, mevki ve saltanat sevdasına ortak oluyorlar. Nemrut ahlakıyla ahlaklanmış bu münafıklar, suret-i haktan görünüp, milletten çalıp çırptıklarıyla bir de kurban kesip dağıtacaklar. Acaba kendilerinden başka kimi kandırabileceklerdir?
“Onların etleri ve kanları asla Allah’a ulaşmaz. Fakat O’na sizin takvanız (Allah’a karşı gelmekten sakınmanız) ulaşır. Böylece onları sizin hizmetinize verdi ki, size doğru yolu gösterdiğinden dolayı Allah’ı büyük tanıyasınız. İyilik edenleri müjdele. ” (Hac: 37)
Ayette de buyrulduğu gibi kurbandan asıl maksat, takvadır. Yani Allah’a karşı gelmekten sakınmak, doğru yolu bulmaktır. İbadet yapmamak, günah işlemek, haksızlık yapmak, insanlara eziyet etmek gibi ne kadar yanlış ve hatalı davranışlar varsa, bunların hepsi de takvasızlıktır ve yanlış yoldur.
Kurbanla Hac arasında şüphesiz sıkı bir bağ vardır. Hac suresinde kurbanını hikmeti ifade edilmiş, gücü yeten Müslümanlara hac da kurban da farz kılınmıştır.
Bediüzzaman özetle; “Rüya hacda sükût etti. Çünkü, haccın hikmetinin ihmali, gazap ve kahrı celb etti. Günahları da artırdı. Haccın özellikle tanışmayla fikir birliğini, yardımlaşmayla işbirliğini içine alan İslamın yüksek siyasetinin ve geniş toplumsal faydaların ihmali, milyonlarla İslâm düşmanlarını, İslâm aleyhinde istihdama zemin hazırladı. ” diyor ve bu ihmalin yüz yıl öncesinden nasıl bir trajedi yaşanmış olduğunu şöyle ifade ediyor:
“İşte Hint, düşman zannederek, hâlbuki pederini öldürmüş, başında oturmuş bağırıyor.
“İşte Tatar, Kafkas, öldürülmesine yardım ettiği şahıs, bîçare valideleri olduğunu, "ba'de harabi'l-Basra-Basra harab olduktan sonra" anlıyor. Ayakucunda ağlıyorlar.
“İşte Arap, yanlışlıkla kahraman kardeşini öldürüp, hayretinden ağlamayı da bilmiyor.
“İşte Afrika, biraderini tanımayarak öldürdü, şimdi vâveylâ ediyor.
“İşte âlem-i İslâm, bayraktar oğlunu gafletle bilmeyerek öldürmesine yardım etti, valide gibi saçlarını çekip âh ü fîzar ediyor.
“Milyonlarla ehl-i İslâm, hayr-ı mahz (her yönüyle hayırlı) olan sefer-i hacca şedd-i rahl etmek (yola çıkmak) yerine, şerr-i mahz (her yönüyle şer) olan düşman bayrağı altında dünyada uzun seyahatlar ettirildi. Fa'tebirû (ibretlik bir manzara). ” (e-risale, Sünuhat, 33/53)
Aradan koca bir yüz yıl geçmesine rağmen Müslümanlar saadeti hâlâ Avrupa’nın ve Amerika’nın çürümüş, kokuşmuş medeniyetinde arıyorlar. Bunca müsibete ve rezalete rağmen ne zaman farkına varıp kendi medeniyetimize döneceğiz bilemiyorum.
Biz bugün de Cenab-ı Hak “Müminler kardeştir. ” buyurduğu halde babalarımızı, analarımızı, kahraman kardeşlerimizi, bayraktar oğullarımızı, düşman zannederek, yanlışlıkla, bilmeyerek, tanımayarak, gafletle öldürmeye devam ediyoruz. Bir de oturup başucunda, ayakucunda, ağlayarak saçlarımızı yoluyoruz.
Hac mevsimindeyiz. Kalplerimiz hacılarımızın kalpleri ile birlikte atıyor. Atmaya da devam edecek. Haccın ve kurbanın hikmetlerini iyi idrak edip hayata geçirebilirsek muhakkak ki hakikate ve saadete erebileceğiz.
Hakiki medeniyet İslam medeniyetidir. Hakiki kardeşlik iman kardeşliğidir. Yeter ki farkına varabilelim.
Düşmanlıktan, gafletten, yanlışlıktan, birbirimize karşı yabancılıktan uzak, yardımlaşma, fikir ve işbirliği içerisinde, gözyaşı akıtmadan güzel bir bayram geçirilmesi dileklerimle tekrar bayramlarınızı tebrik ederim.