...
Bediüzzaman’ın eserlerinin değişik yerlerinde M. Kemal’le ilgili ifadeler yer almasına karşılık, Atatürk’ün Said Nursî’ye dair bir beyanı, bilinen kayıtlarda yok. Peki, bunun anlamı ve izahı ne?
Acaba M. Kemal, millî mücadeleye verdiği desteği görüp takdir ederek ısrarla ve defaatle İstanbul’dan Ankara’ya davet ettiği ve “Bize sizin gibi kahraman bir hoca lâzım” diyerek son derece cazip imkânlar vaadiyle, birlikte çalışma teklifinde bulunduğu, ama red cevabı aldığı Said Nursî ile, sonraki süreçte hiç ilgilenmedi mi?
...
İsmet Paşanın M. Kemal’den farkı, aynı çizgi ve paraleldeki uygulamalarından ayrı olarak, Bediüzzaman’ı çok yakından takip ettiğini, sarih beyanlarıyla da açıkça göstermesi.
Bilhassa 14 Mayıs 1950 seçimleriyle iktidardan düşüp muhalefete geçtikten sonra Menderes’i de yıpratmak için Said Nursî ile uğraşmayı kendisine iş edinen İnönü, Bediüzzaman’ın bilhassa hayatının son aylarında çıktığı yurt gezilerini diline dolayarak Türkiye’nin en önemli gündem maddelerinden biri haline getirmişti.
Said Nursî’nin vefatından iki ay sonra gerçekleşen 27 Mayıs ihtilâlinin ardından başbakan olduğunda MİT’in masasına koyduğu solcular dosyasını geri çevirerek “Bana Nurcuların dosyasını getirin, sizin en önemli işiniz Nurcuları takip etmek” diyen kişi de yine İsmet İnönü idi.
Yani, Said Nursî’yi etkisiz hale getirmek için aynı icraatları yapmalarına karşılık, M. Kemal Bediüzzaman hakkında konuşmamayı ve ketumiyeti tercih etmişken, ondan bu noktada ayrılan İnönü her fırsatta Bediüzzaman’ı, hizmetini ve talebelerini hedef alan konuşmalar yapmıştı.
Kazım Güleçyüz'ün yazısı BASINDAN SEÇMELER'de