Sadece bugün değil, dün de Filistinde yaşananları kontrol altındaki medyanın bize ulaştırdığı kadarıyla bilebiliyoruz. Meselâ son günlerde gündemde olan Gazze katliâmında nelerin yaşandığını tam anlamıyla bilebiliyor muyuz? Uluslar arası sermayenin kontrolünde olan büyük medya yaşananların sadece bir kısmını dünyaya duyuruyor.
Filistinde yaşananları anlamak için belki de 50 yıl öncesinden bu güne yaşananları tahlil etmek lâzım. Bir günü tahlil ederek neticeye varmak insanı yanlışa götürebilir. Ama ortada tartışılması dahi mümkün olmayan bir hakikat var: İsrail, Filistinlilerin topraklarını işgal etmiş durumdadır.
İsrailin katliâm mekânı olarak seçtiği Gazzede ise zaten aylardan beri aç bırakılarak ölüme mahkûm edilmiş 1.5 milyon Filistinli yaşıyor. Tamamen abluka altında olan ve en zarurî ihtiyaçlarını dahi karşılamaktan mahrum edilen bir halk... Sınır kapıları kapalı, giriş-çıkışların olmadığı bir yer.
Gazzeliler, aylardan beri sınıra yakın yerlerden Mısır tarafına doğru tünel kazarak komşu devlet tarafına geçiyor ve ihtiyaçlarını oradan karşılıyordu. Düşünün, iptidaî şartlarda kazılan tünellerden neler getirilebilir? Her halde, oturma grubu, yatak odası, yeni mobilyalar, 4x4 arabalar getirilemez! Bu bilgi katliâm öncesi Gazzede yaşananları anlamak için yeterli olmalıydı. Ama olmadı, olamadı. Fiilî katliâm başlayana kadar Gazzede yaşanan dram karşısında sessiz kaldık.
Bir kısım medya, Gazzede yaşanan katliâm sebebiyle asıl suçlu olan İsraili görmemek eğiliminde. Utanmasalar, İsraile eline sağlık diyecekler; ama o kadarı da ayıp olur diye ucundan bucağından başka bahaneler bularak Filistinlileri töhmet altında bırakmak istiyorlar. Meselâ, İsrailin bir Hamas yetkilisini katletmesiyle ilgili haberi şu başlıkla vermişler: Hamas lideri 4 karısı, 2 çocuğu ile bombalandı. (Hürriyet, 2 Ocak 2009)
Aynı gruba ait başka bir gazetede ise haber biraz daha farklıydı: İsrailin Gazzeyi hedef alan saldırıları dün altıncı gününe girerken, ölen Filistinli sayısının 417ye ulaştığı ve ölenler arasında Hamasın en kıdemli 10 liderinden biri olan Dr. Nezar Reyyanın da bulunduğu bildirildi. İsrail F-16 savaş uçaklarının Reyyanın Cebaliyedeki 4 katlı evini 1 tonluk bombayla vurduğu, binanın yerle bir olduğu belirtildi. Saldırı sonucu halk arasında Filistin Aslanı olarak bilinen Reyyanın yanı sıra binada bulunan 4 karısından 2si, 12 çocuğundan 4ü ve binaları isabet alan 5 komşusunun da yaşamını yitirdiği açıklandı. (Milliyet, 2 Ocak 2009)
Ne var bunda? diyenler olabilir. Şu var: Asıl haber olması gereken bir Hamas yöneticisinin bir ton bomba ile ailesiyle birlikte katledilmesi mi yoksa onun 4 karısı olduğu bilgisi mi? Gazzede devam eden katliâm büyük ölçüde büyük medyanın gündeminden düşmüş görünüyor. Her gün bombalanan Gazzede ölenlerin sayısı artarken, büyük medya ilgisiz ayrıntılarla akıl karıştırmanın peşinde. Okuyucuya, Onlar zaten çok eşli. Dolayısı ile bize uymaz. Boşver, ölürlerse ölsünler mesajı mı verilmek istenmiş?
Oysa bakın aynı habere göre İsraildeki bir Mossad yetkilisi, ülkesinin Gazze katliâmıyla ilgili olarak; İşe yaramaz bir kolektif cezalandırma yöntemi değerlendirmesinde bulunmuş.
Yerli ve yabancı medya Gazze katliâmı karşısında insafsız yaklaşımını bir yana bırakıp, insanî yaklaşım sergilemeli.
Yeni Asya