RİSALEHABER
Afyon Mahkeme safahatı 23 Ocak 1948 Cuma günü Said Nursi Hazretlerinin Emirdağ’da tevkif edilmesiyle başladı.
Hapishanede çok ağır şartlar altında 20 ay kadar yatan Said Nursi ve talebeleri bundan tam 71 sene önce bugün, 20 Eylül 1949 Salı günü sabaha karşı gizlice tahliye edildiler. Talebesi Ceylan Çalışkan hariç…
Bu tarihten sonra binlerce Risale-i Nur davaları devam etse de, Said Nursi Hazretleri bir daha hapishaneye girmedi.
Afyon Hapishanesinde Üstad Bediüzzaman hazretleriyle beraber yatan Afyon-Bolvadin doğumlu Bayram Yüksel Ağabey hapishanede yaşadıkları ilginç hadiselerden bahseder. Bu ibretli olaylardan birisi de “Kasap Tahir” hadisesidir. Ömer Özcan'ın Ağabeyler Anlatıyor-1'de yer alan olay şöyle:
ELİ, AYAĞI, BOYNU PRANGALARLA BAĞLI OLAN KASAP TAHİR’İN ISLAHI
Bayram Yüksel Anlatıyor:
Afyon Hapishanesinde bir “Kasap Tahir” vardı. Uzun boylu çok yakışıklı bir adamdı. Ayakkabıcı kendisi… Ailesine sataşan birinin kafasını koparmış, başka çeşitli cinayetleri vardı. Afyon’u da haraca kesmiş bir adamdı. Herkes ondan korkardı. Kasap Tahir idamlıktı. Eli, ayağı, boynu demir halkalarla bağlı idi. Şimdi pranga diyorlar onlara. Bu prangalar sırtındaydı, onlarla gezerdi hapishanede. İdamlıklar ağır ceza koğuşundadır. Hapishanenin çavuşu olur bilirsiniz, koğuşun çavuşuydu Kasap Tahir.
Kasap Tahir’i, Tâhirî Mutlu ağabeyle Re’fet Barutçu ağabeyin koğuşuna koyuyorlar. Ağabeyler diyorlar ki:
-“Sen Bediüzzaman’ın elini öper, duasını alırsan kurtulursun.”
-“Kurtulurum mu?” diyor.
-“Kurtulursun inşallah!” diyorlar. O da hemen gidiyor Üstada.
-“Efendim bana dua edin de kurtulayım” diyor.
-“Sen namazlarını kılarsan, ben sana dua edeceğim” diyor Üstad.
-“Efendim ben kurtulacak mıyım?” diyor.
-“Eğer sen namazlarını kılarsan senin için dua edeceğim, kurtuluşun için dua edeceğim, sen namaza başla.” Diyor Üstad.
-“Valla başlarım, kurtulacağım mı Hocam?” diyor.
-“Ben senin kurtulman için dua edeceğim” diyor tekrar Üstadımız.
BU ADAM NASIL BU HÂLE GELDİ?
Geliyor koğuşa, Tâhirî ağabeyle Re’fet ağabeyi koğuşun en başköşesine yerleştiriyor, kendi yanına. Tâhirî ağabeyin yemeğini pişiriyordu artık. Tâhirî ağabeyle beraber yiyip içiyor, Tâhirî ağabeye hizmet ediyordu.
Koğuşta 70 kişiden 4 kişi kaldı namaz kılmayan. Kasap Tahir o namaz kılanları koğuşun en iyi yerlerine; ötekileri de Tâhirî ve Re’fet ağabeylerin eski berbat yerlerine yerleştirdi, Nur Talebelerine çok hürmetkâr oldu. Herkes “Bu adam nasıl bu hâle geldi?” Diye hayret ediyordu…
Hakikaten Temyiz Mahkemesi Afyon Ağır Ceza Mahkemesinin Kasap Tahir hakkında verdiği idam kararının bozdu ve cezasını 30 seneye indirdi. Bir seneye kalmadan 1950’de umumi af kanunu çıkınca da temelli kurtuldu. “Benim kurtuluşum Hoca Efendinin duasının kerametidir” demişti bize.