Bismillahirrahmanirrahim
İ’lem eyyühe’l-aziz!
Senin önünde çok korkunç büyük meseleler vardır ki, insanı ihtiyata, ihtimama mecbur eder.
Birisi: Ölümdür ki, insanı dünyadan ve bütün sevgililerinden ayıran bir ayrılmaktır.
İkincisi: Dehşetli, korkulu ebed memleketine yolculuktur.
Üçüncüsü: Ömür az, sefer uzun, yol tedariki yok, kuvvet ve kudret yok, acz-i mutlak gibi elîm elemlere mâruz kalmaktır. Öyleyse, bu gaflet ü nisyan nedir? Devekuşu gibi başını nisyan kumuna sokar, gözüne gaflet gözlüğünü takarsın ki Allah seni görmesin. Veya sen Onu görmeyesin. Ne vakte kadar zâilât-ı fâniyeye ihtimam ve bâkiyat-ı dâimeden tegafül edeceksin? (Mesnevi-i Nuriye)
Bediüzzaman Said Nursî
SÖZLÜK:
acz-i mutlak : sınırsız güçsüzlük
bâkiyat-ı dâime : daimî, bâki şeyler
gaflet : dalgınlık, dünya ile ilgili şeylere dalarak mânevî sorumluluklarına karşı habersiz olma
ihtimam : önem verme
i’lem eyyühe’l-aziz : ey aziz kardeşim bil ki!
nisyan : unutkanlık
tegafül etmek : gaflet ediyormuş gibi davranmak, zorla unutmak
zâilât-ı fâniye : geçici, yok olucu şeyler