Röportaj: Şaban Yılmaz
Sizi kısaca tanıyabilir miyiz?
1951 yılında Bolu-Gerede’de doğdum. Yıldız Teknik Üniversitesi makine mühendisliği bölümünden mezun olduktan sonra iş hayatına atıldım. Çeşitli sektörlerde pek çok deneyim edindikten sonra 1991 yılında Eminotomotiv’i kurdum. Şu an Emin Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanlığını yürütüyorum.
ALTIN GÜNLERİNİN MODERNİZE EDİLMİŞ HALİ
Eminevim sistemi nedir? Bu organizasyon fikri nasıl doğdu?
55.000 AİLEYE EV VE OTOMOBİL TESLİMATI YAPTIK
Şimdiye kadar kaç ailenin ev sahibi olmasına vesile oldunuz?
1991 yılından bu yana yaklaşık 55.000 aileye ev ve otomobil teslimatı yaptık. Her ay yüzlerce aileye otomobil ve ev satışı yapıyoruz. Yine aynı şekilde yüzlerce aileye de ev ya da otomobil teslim ediyoruz.
Size müracaat edenler kredi ve faiz kullanmak istemeyen kişilerden mi yoksa farklı sebeplerden dolayı mı başvuruyorlar?
Aslında bize toplumun her kesiminden müracaatlar oluyor; ancak en başta faize girmek istemeyen kişiler tercih ediyor. Daha sonra kredi kullanma durumu olmayanlar, küçük taksit ödeyenler geliyor. Ayrıca bizim uyguladığımız sistem Türkiye’de en avantajlı sistem olduğu için karlı çıkmak isteyenler de bizi tercih ediyorlar.
İNSANIMIZI FAİZİN PENÇESİNDEN KURTARMAYA ÇALIŞIYORUZ
Faiz için mahalle baskısı var mı? (Konut ya da otomobil üreticileri veya kredi kullandıran bankalar ve finans kuruluşları tarafından.)
Size müracaat edenlere ne tür güvence veriyorsunuz? Çünkü daha önce insanlarımız bu tür organizasyonlar yüzünden çok mağduriyetler yaşadı.
Zamanında insanların iyi niyetini suiistimal edenler inanın en çok bizi mağdur etti. İşini kötü yapanların en çok zararı bizim gibi iyi niyetli firmalara oldu. Rabbime hep şükrediyorum bu güne kadar kimseyi ağlatmadık. Hep güldürdük, mutlu ettik. Biz, ayaklarımızı yere sağlam basmaya gayret ediyoruz. Bize müracaat edenlere pek çok teminat sunuyoruz; ancak bunların en başında ipotek teminat sistemi geliyor. Bu şu demektir, evini teslim alan bir müşterimizin borcu bitene kadar evine ipotek koyuyoruz tapu müşterinin adına oluyor; ancak satamıyor haliyle borcunu ödememe durumunda o evi satıp hakkı olan diğer insanların ödemesini yapabiliyoruz. Allah’a şükür daha böyle bir durumla karşılaşmadık. Biz iyi niyetliyiz bize gelen kişiler de iyi niyetli.
İnsanlar yatırım için mi yoksa ihtiyaç için mi ev alıyorlar?
SİSTEMİ ADİL BİR TEMEL ÜZERİNE OTURTUP MODERN HALE GETİRDİK
Kura sisteminde ilk ev alan ile son ev alan arasında haksızlık olmuyor mu? Bunu nasıl telafi ediyorsunuz?
Eğer direkt altın günü gibi yapsaydık tabi ki haksızlık olurdu; ancak az önce dediğim gibi biz bu sistemi adil bir temel üzerine oturtup modern hale getirdik. Evini ilk alanlar şanslı son alanlar şanssız olmasın diye kira yardımı diye bir sistem geliştirdik. Kira yardımının özü şu, evini ilk alanlar son alanlara bir miktar kira yardımı yapıyor çünkü ilk alanlar kiradan kurtulup kendi evine geçiyor sonra alacaklar ise, henüz kirada oturuyorlar, oysa ilk alanlar o gruptaki herkesin parasıyla ev aldı haliyle diğerlerine biraz yardımda bulunuyor. Adalet sağlanmış oluyor. İlk alan, biraz fazla ödeme yapıyor son alanlar ise az ödeme yapıyor. Somut anlatacak olursak, 100.000 TL değerinde eve ilk alanlar,120.000 TL gibi bir rakam ödüyor. Son alanlar ise 80.000 TL ödüyor. Ayrıca bizde şöyle bir uygulama da var artık kimseyi grup sonuna kadar bekletmiyoruz. Mesela kişi 100 aylık bir takside girdiyse en geç 50. Ayda ev sahibi oluyor.
İlk önce Eminotomotiv ile başladınız. Eminevim işine nasıl girdiniz?
Eminevim konut üretim işine girmeyi düşünüyor mu?
Şuan devam etmekte olan inşaatlarımız var zaten. İstanbul’un çeşitli bölgelerinde konutlar üretiyoruz; ancak biz daha ziyade el birliği sitemine ağırlık verdiğimiz için konutlarımızla pek gündeme gelmiyoruz.
Çalışanlarınıza ne tür eğitimler veriyorsunuz?
Eğitim vermeden olmuyor bir defa bunu gayet iyi biliyoruz. Zaman zaman eğitimlere ben de katılma fırsatı buluyorum. Gerçektende son derece önemli faaliyetler. Kurumsal bir firmada verilmesi gereken bütün eğitimleri dönem dönem alanında profesyonel kişiler tarafından verdiriyoruz.