Anorganik diye bilinen maddelerin bilinenlerinin sayısı 25’ i geçer. Bunların en önemlilerinin başında demir gelir. Demir daha çok kanda, alyuvarlarda, yani kırmızı kürelerde hemoglobulin denilen ve oksijeni taşımakla vazifeli olan kimyevî terkibin yanı bileşiğin yapısında bulunur. Arzın kabuğunda bolca bulunan demir, insan bedenindeki toplam miktarı 4-5 gram kadardır. Fakat bu miktar için hiçbir zaman azdır, vücut için lüzumsuzdur diyemeyiz. Eksikliği halinde vücut için oldukça büyük zararlara yol açabilecek olan kansızlıklara (anemilere) sebep olacaktır.
Kalsiyum kemiklerin en önemli yapı maddesidir ve çeşitli yönlerden vücut için hayatî ehemmiyeti haizdir. Kemiklerde kalsiyum tuzları halinde depolanır ve kalsiyumun vücuttaki toplam miktarı bir kiloyu geçer. Bu miktarın 1150 gramı kemiklerde, 10 gram kadarı ise ara dokuda bulunmaktadır. Kalsiyumun, kanın pıhtılaşmasında, kasların kasılmasında, sinir hücrelerinin faaliyetlerinde çok önemli rolleri vardır. Kalsiyumun kandaki miktarı, 100 cm3 kanda 8,5-10 mgr (miligram) kadardır. Kandaki kalsiyum miktarı bu seviyelerin altına düşerse, adalelerde istenmeyen genel kasılma hali (tetani), titreme, hissizlik, kulakta çınlama vs. gibi problemlerle kendisini gösterir.
Fosfor, kalsiyum gibi daha çok kemiklerde ve ayrıca kaslarda bulunur. Sodyumun insan vücudundaki toplam miktarı 60-65 gram kadardır. Bedenimizde daha çok hücreler arası sıvıda bulunur. Hücre faaliyetlerinde, vücudun su dengesinin tanziminde son derece önemli rolleri vardır. Bedenimizde yer alan potasyum ise, sodyumun aksine daha çok hücrelerin içerisindeki sıvıda bolca bulunur. Magnezyumun çoğu kemiklerde, ayrıca kaslarda, kanda vs.de bulunmaktadır.
Diğer Bir Grup Elementler
Belirttiklerimizden başka vücut sıvılarında bolca mevcut olan klor, daha çok saçlarımızda ve derimizin en üst tabakası olan epidermiste bulunan kükürt, B12 vitamininin yapısında yerleştirilmiş olan kobalt, pankreas bezinin salgısı olan insülinde, safrada, saçta, kemiklerde bulunan çinko, tiroid bezinde bolca bulunan iyot, kanın akyuvarları (beyaz küreleri) n de bulunan bakır, kemiklerde, karaciğerde ve böbreklerde bulunan molibden sayılabilir. Bütün bunlara ilave olarak ta eser miktarda bedenimizde bulunan alüminyum, arsenik, baryum, boron, brom, flor, kadmiyum, krom, lityum, nikel, selenyum, silisyum, stronsiyum, tutya ile bu sayı daha da çoğaltılabilir.
Netice
İnsanın kimyevî tahlili neticesinde, gerek organik (uzvî), gerekse inorganik (gayri uzvî) maddelerde olsun temel unsurları mahlûkatta mevcut olan elementler olup, insan adeta bu unsurların ince elekle süzülmesi ile yaratılmış bir mahlûk durumundadır. İnsan bedeninde bunların bir kısmının gram, miligram, mikrogram ve hatta daha az miktarlarda bulunması, bu elementlerin ehemmiyetini kati’yen azaltmamakta, bilhassa bir kısmının azlığında dahi vücut için ehemmiyetli sayılabilecek arazlar, hastalıklar meydana gelebilmektedir. Netice olarak şunu söyleyebiliriz; İnsan vücudunda mevcut olan elementler toprakta mevcut olan elementler olup, insanın maddî yapısından bu elementleri alsak geriye ruhtan gayri hiçbir şey kalmayacaktır. Sonunda dönüp dolaşıp toprağa karışacak olan insan oğlu, zaten maddî yapısı itibarı ile topraktaki elementlerin fevkalade tertipli bir dağılmasından ibaret olacak şekilde, fevkalade mahir bir el tarafından topraktan yaratılmıştır. Bu netice ise Adem (A.S.) ın topraktan yaratıldığı hakikatini açıkça te’yit etmektedir.
İnsanın moleküler yapısı dünyanın özeti gibidir. İnsanın yapı taşı durumunda olan her bir hücrenin moleküler terkibi adeta insanın özeti gibidir. Bu tabloda insanın ve bir tek hücrenin genel moleküler terkiplerini mukayeseli olarak görüyoruz.
İnsan vücudunda yer alan elementleri, vücuttaki nisbetlerini ve çok az miktarlarda bulunan bir kısım eser elementlerin isimleri tabloda görülüyor.