İman hem dünya hem de kabir ve sonrası olan ebedi hayatta saadete vesiledir. Dünya huzur ve saadeti de imana bağlıdır. Asrımızın materyalist felsefesi, dünyevileşme hastalığı ve sefahat bataklığına karşı bir zırh gibi koruma vazifesini yapan imanın tahkiki mertebesine ulaşması elzemdir.
“Nasıl ki, iman ölüm vaktinde insanı idam-ı ebediden kurtarıyor; öyle de, herkesin hususi dünyasını dahi idamdan ve hiçlik karanlıklarından kurtarıyor.”
Son nefesini iman ile bitiremeyen, ebedi olarak kalacağı yer cehennemdir. İbadet, dua ve imani meseleleri okuyup, hazmedip, damarlarına kadar işleten de o ebedi azaptan kurtulacaktır.
Azrail (a.s)'a ruhunu imanla teslim eden o dehşetli azaptan kurtulmanın yanında daha çok kazançları da elde edecektir. Kazandıkları meyvelerden bazıları;
1-Cennettr.
2-Ebedi saadettir
3-Rü’yetullah (Cenab-ı Allah’ı görmek) tır.
4-İnsanın en çok sevdiği ruhunu, Azrail’e teslim ederken endişe duymamasıdır. Hatta emin bir ele teslim etmenin rahatlığı içinde olmasıdır.
5-İnsan güzel hallerinin ebedileşmesini iser. Bunları fotağraflaştırır veya videoda muhafaza eder. Bu manada Kiramen katibin meleklerini, ebedi alemde gösterilecek ve sahibine mükafat kazandıracak levhaları kaydettikleri için sever.
6- Sıkıntılı ve yanlızlık karanlıklarını melek ve ruhanilere imanla şenlenir ve saadete inkilab eder.
7-Peygamberlere imanla geçmiş zaman aydınlanmış oluyor.
8-Meleklere imanın bir faydası da, kabir hayatındaki durumla alakalıdır. Bediüzzaman şöyle ifade ediyor; “"Herkes gibi ben dahi muhakkak gireceğim" diye mezarıma hayalen girdim. Ve kabirde yalnız, kimsesiz, karanlık, soğuk, dar bir haps-i münferidte, bir tecrid-i mutlak içindeki tevahhuş ve meyusiyetten tedehhüş ederken, birden Münker ve Nekir taifesinden iki mübarek arkadaş çıkıp geldiler. Benimle münazaraya başladılar. Kalbim ve kabrim genişlediler, nurlandılar, hareketlendiler. âlem-i ervâha pencereler açıldı. Ben de, şimdi hayalen ve istikbalde hakikaten göreceğim o vaziyete bütün canımla sevindim ve şükrettim.”
9-Kadere iman da hem dünya, hem de ahiret hayatını mesrur ediyor. Üstad güzel ifade ediyor: “Kadere iman eden gamlardan kurtulur.… Hattâ ben kendi hayatımda binler tecrübelerimle gördüm ve bildim ki, kadere iman olmazsa hayat-ı dünyeviye saadeti mahvolur. Elîm musibetlerde, ne vakit kadere iman cihetine bakardım, musibet gayet hafifleşiyor görüyordum. Ve "Kadere iman etmeyen nasıl yaşayabilir?" diye hayret ederdim.”
Bunlar gibi daha çok fayda ve meyveleri kazanmak ancak imanla mümkün olmaktadır.