Çevre ve Şehircilik Bakan Yardımcısı ve İklim Başmüzakerecisi Prof. Dr. Mehmet Emin Birpınar, AA muhabirine, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının küresel bazda iklim değişikliği üzerindeki etkilerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Kovid-19'un dünya üzerinde ekonomi, sağlık ve toplumsal alanda birçok etki bıraktığını, bu alanlardan birinin de iklim olduğunu belirten Birpınar, "Korona geldi, hayat durdu, dünya nefes aldı. Bu sayede doğaya, ekosisteme, doğal yaşama ve biyolojik çeşitliliğe verilen zararı görmüş olduk. Ancak uzun zamandır bu zararı gösteren bir başka gösterge daha vardı; küresel iklim değişikliği." diye konuştu.
Birpınar, vahşi tüketim alışkanlığının sera gazı salımını artırdığını, bunun da dünya üzerinde "küresel ısınma" olarak etki gösterdiğini, artan yağışlar ve aşırı sıcakların bunun en belirgin göstergesi olduğunu vurguladı.
Son yıllarda sıcaklık rekorları kırıldığını dile getiren Birpınar, her yılın bir önceki yıla göre daha sıcak geçtiğini söyledi.
"Tam karantina uygulayan ülkelerin haftalık enerji talebi yüzde 25 düştü"
Enerji taleplerinde düşüşler olduğunu dile getiren Birpınar, tam karantina uygulayan ülkelerin haftalık enerji talebinin yüzde 25, kısmi karantina uygulayan ülkelerde ise bu değerin yüzde 18 düşüş gösterdiğini söyledi.
Küresel bazda, yoğunluklu olarak mart ayı olmak üzere ilk çeyrekte enerji talebinde yüzde 3,8 düşüş olduğunu kaydeden Birpınar, şöyle devam etti:
"Büyük ekonomilerde enerji talep düşüşünün daha fazla olması öngörülüyor. ABD'de yüzde 9, AB'de yüzde 11. Bu değerler alınacak önlemlere göre değişim gösterebilir. Nisan ayı başında dünya genelinde görülen karantina faaliyetleri aylık enerji talebinde 1,5 düşüş anlamı taşıyor. Petrol ve doğalgaza olan talep de azaldı. Yılın ilk çeyreğinde doğalgazda yüzde 2 azalma olurken, petrol talebi yüzde 5 azaldı. Çünkü küresel bazda petrolün yüzde 60'ı ulaşımda kullanılıyor. 2019'a kıyasla, kara yolu trafiğinde yüzde 50, havacılıkta yüzde 60 oranında azalım yaşandı.''
"Değişim elimizde"
Küresel karbondioksit emisyonlarının yüzde 8 azalarak 2010 değerlerine döneceğini, bu değerin de 2,6 gigaton karbondioksit demek olduğunu aktaran Birpınar, şunları kaydetti.
"Ülkemizin yıllık sera gazı emisyonunun 5 katı. 2008-2009 krizinde 0,4 gigaton düşüş olmuştu. Salgının sera gazı emisyonlarına etkisi 2008 mali kriz etkisinin 6 katından fazla. Koronavirüs pandemisi gibi üzücü bir sebeple de olsa, iklim değişikliği ile mücadele için gerekli olan ancak uluslararası alanda gerçekleştirilen yoğun çabalara rağmen yıllardır başarılamayan değişimin aslında mümkün olabileceğini görmüş olduk.
İnsan yaşamını doğrudan tehdit eden bu durum karşısında hükümetler hızla harekete geçmiş, birçok önlemi hayata geçirmişlerdir. İnsanlar da alınan tedbirlere çok hızlı biçimde uyum göstermiş, davranışlarında radikal değişiklikler yapmışlardır. Ancak iklim değişikliği küresel bir tehdit olup etkileri uzun vadede görülüyor. Koronavirüs ise çok kısa sürede etki gösteriyor. Ekonomiyi canlandırmak için temiz enerji altyapısına yönelmeli, farklı durumda ise emisyonlardaki toparlanma düşüşten daha büyük olabilir.
Sonuç olarak, Kovid-19 bizlere iklim değişikliğine uyum için ne kadar çok çaba göstermemiz gerektiğini gözler önüne seriyor. Evet, iklim değişikliği çok uzak bir tehdit değil esasında, koronavirüs gibi yanı başımızda. Her an milyonlarca canlının yaşamını etkiliyor. Değişim elimizde."
AA