Yalnızlık mı zor, insanlar mı? Hangisi hangisine tercih edilir; seç, beğen, hüzün! Tercihsizlik tercihi yok; seçeneklere e şıkkı yazılmamış ne yazık ki!
Bu diyarda yaşadığımız müddetçe zorluğun pençelerinden kurtulamayacağız; çünkü insanın kendisi zor! Bir yanı üns ve ünsiyet diğer yanı birbirini yiyen kurt; iki salınım arasında sıkışmış insan ne kadar rahata erer, yalnızlık kuyusunda ne kadar durur?
Ana rahminde yalnız değil mi, doğduğunda neden ağlar; yalnızlığımızı bozdunuz diye mi? Kabir yalnızlığına gittiğinde niye ağlatır; bizi yalnız bıraktın diye mi?
İnsan işte bir garip alem; onda alemler düzülmüş, kolay mı?
Hasta olur şifa diye ağlar, derde düşer ferahlık diye bağırır, yollar karmaşıklaşır hidayet diye feryat eder! İnsan ne için var?
Zor sorulardan yalnızlık gibi kaçar, kalabalıklarda kaybolmak ister. Dünya dar gelir, bazen bir damlada boğulur!
Bazen de bir dostun tebessümüyle bütün dünya onun olur!
Yusuf kuyudadır ama kardeşini arar, onu oraya atan da diğer kardeşleridir. Demek aziz olmaya giden yol terk edilmekten ve yalnızlıktan geçiyor.
Kolaylık zorluktan sonra verilen nimet ve nimet şükürle daim olur, şükredilmeyen nimet nikmete dönüşür.
Hangisi zor, hangisi kolay?
Balığın karnında durmak kolay mı? Ya hicrete zorlanmak? Hicretsiz fetih olmuyor.
Hicret yalnızdır, fetih ordularla... Hira neyi hatırlatır?
Yalnızlıktan korkan kendini nasıl fetheder? Kof kalabalıklara karışana kofluktan başka ne karışır?
Ne enis dosttur yalnızlık; sonu azizlikse, sonu fetihse! Değilse ne acı şeydir.
Bu dünya insansız yaşanır mı? Hayatın bir yanı da yalnızlık vesselam.