Dr. Bağcivan internette sağlığı konusunda araştırma yapanların dikkat etmesi gerektiğini vurgulayarak şunları söyledi "Baş ağrısı yazıp araştırma yaparak hastalığınıza teşhis koymaya çalışmayın. Baş ağrısına neden olan yüzlerce hastalık olabilir. İnternet günümüzde adeta e-hasta'lar oluşturdu"
Hekimler kadar hastaların da yoğun tempoları nedeniyle yeterince bilgilenememeleri, medya da yurtdışı haberlerin ve araştırmaların yoğun olarak yer alması, internetin yaygınlaşması hasta olanları da olmayanları da internette sağlık araştırması yapmaya yönlendiriyor. International Hospital İç Hastalıkları Uzmanı Dr. İbrahim Bağcivan, internette araştırma yapılmasını öneriyor ancak bu araştırmanın "internetten tedavi olma umudu" taşımaması gerektiğini belirtiyor. Dr. Bağcivan "Tedaviyi hekimden değil internetten almak isteyen e-hastalar, bu yolla hem umutsuzluğa kapılıyor hem yanlış bilgilenebiliyor" uyarısını yapıyor. Dr. Bağcivan, "e-hasta" kavramıyla, hekim tarafından tanımlanmış hastalıklarını araştırmayıp, şikayetlerinden tanı koymaya çalışan kişileri tarif ettiğini söylüyor.
Dr. İbrahim Bağcivan, internette araştırma yapmanın bazı püf noktaları olduğunu belirtiyor ve bunları şöyle sıralıyor:
İnternet ilaç vermiyor!
İnterneti belli araştırmalar için kullanılabilirsiniz. Ancak internet hastalığınızla ilgili olarak size çözüm sunmaz. Aksine internetten eksik ve yanlış bilgi edinme ihtimaliniz yüksek. Hastalığınıza dair şikayetler, adeta puzzle'ın parçaları gibidir. Parça sayısı arttıkça teşhise giden yol da belirginleşecektir. Parçaları doğru şekilde tamamlamak ise, hekimin tecrübesi, bilgisiyle gerçekleşebilir. Tek bir şikayetle hiçbir portal ya da hekim tanı koyamaz. Hafif bir nezlede bile öksürük, ateş, boğaz ağrısı, burun akıntısı olur. İnternette araştırılan şeyler genellikle temel şikayetin birine yönelik oluyor. Hasta internete baş ağrısı diye giriyor ve karşısına binlerce sayfalık kitap çıkıyor. Bu kitabı nasıl okusun, neresinden okusun, hangisini doğru, hangisini yanlış saysın?
Milyonda bir ihtimali kendinizde aramayın!
Hasta internette araştırma yaptığında; "Hepatit B hastaları 20 yıl sonra siroz olabilir" bilgisine rastlıyor. Hasta bu sayıyı düşünerek, kendisinin siroz olacağına inanıyor, yanlış bilgiler nedeniyle paniğe kapılıyor. Oysa Hepatit B, hastaların yüzde 30'unda siroza dönüşür, yüzde 70'inde dönüşmez. Bir başka örnek de Hepatit B aşılarında görülüyor. Aşının koruyuculuk süresi hakkında aklında soru işaretleri oluşuyor. İnternetten eksik ve yanlış bilgilerle hastanın kendi durumunu değerlendirmesi, paniğe kapılmasından başka bir işe yaramıyor...
Tıpta iki kere iki dört değildir
Tıp bilimi ayırıcı tanı bilimidir, "iki kere iki, dörttür" diye kesin kurallar yoktur. Baş ağrısı şikayetiyle ile gelen 10 hastanın başı, 10 farklı nedenle ağrıyabilir. Beyin tümörü sadece baş ağrısı yapsaydı, her başı ağrıyana beyin tümörü teşhisi koymamız gerekirdi. İnternetten araştırıp hastalığına tanı koyan insanlar da var. Oysa muayene ve incelemeler yapılması gereklidir. Tanının mutlaka ilgili hekim tarafından konulması gerektiğinin altını çiziyorum.
Hastaların deneyim anlattığı blog'lardan uzak durun
Blogları önermiyorum. Bir hasta için doğru ilaç diğeri için yanlıştır. By-pass olmuş hasta için aspirin çok hayatidir, ama midesinde ülser olan için çok tehlikelidir. Her hasta kendi koşulları içinde değerlendirilir. Hasta tecrübelerine dayanan bilgiler, okuyan kişiye iyi gelecek diye bir kural yoktur. E-hastalar daha çok tanımlanmış hastalıklarını araştırmaz, şikayetlerinden tanı koyarlar.
Bugün