Amerikan dış politikasının son dönemdeki en etkili isimlerinden, eski Savunma Bakanı Donald Henry Rumsfeld, 88 yaşında hayatını kaybetti. Almanya göçmeni bir babanın oğlu olarak dünyaya gelen Rumsfeld, uzun kariyeri boyunca Kongre üyeliği (1963-1969) ve iki kez Savunma Bakanlığı (1975-1977, 2001-2006) başta olmak üzere çok sayıda kritik görevde bulundu. Aldığı ve almayı reddettiği kararlarla Rumsfeld, oldukça tartışmalı bir mirasa imza attı.
İŞGALLERİN MİMARI
11 Eylül 2001 saldırılarının hemen ardından Afganistan ve Irak’ın işgal edilmesi kararının ardında, Donald Rumsfeld vardı. “Terörü” işgalle bitireceğini zanneden Rumsfeld’in harekete geçirdiği ABD ordusunun düzenlediği operasyonlarda her iki ülkede 1 milyona yakın insan hayatını kaybederken, işgallerin Amerikan bütçesine maliyeti 6,5 trilyon doları aştı. Afganistan ve Irak süreçleri, “Amerika’nın en uzun savaşları” olarak da tarihe geçti.
EBU GUREYB SKANDALI
Irak’ın işgalinin hemen ardından Amerikan askerlerinin Bağdat’ın tarihî mirasını yağmalamasını “demokrasinin getirdiği gevşeme” şeklinde izah eden Donald Rumsfeld, 2004’te Ebu Gureyb Hapishanesi’nde tutuklulara uygulanan insanlık dışı muamelenin ortaya çıkmasıyla eleştirilerin hedefi oldu. Dönemin ABD Başkanı George W. Bush ise, Rumsfeld’in istifası talebini reddetti.
ASLA PİŞMAN OLMADI
Donald Rumsfeld, öldüğü güne kadar Afganistan ve Irak işgallerini savunmayı sürdürdü. Ortaya çıkan ağır bilançoya rağmen bu işgallerin arkasında duran Rumsfeld, 2011’de yayınladığı otobiyografisinde, Saddam Hüseyin’i devirmelerinin “daha istikrarlı ve güvenli bir dünya yarattığını” iddia etti. 1980’de başlayan ve 8 yıl süren İran-Irak Savaşı sırasında Bağdat’ta Saddam’la el sıkışan Rumsfeld’in verdiği ünlü poz ise, arşivlerden göz kırpmaya devam ediyor.
Yeni Şafak