Cevat Zorba'nın haberi:
1991 yılında yazdığı 'Ortadoğu'da Modernleşme ve İslami Hareketler' tezi nedeniyle 9 yıl sonra, 'irticacı' diye yaftalanarak Kırıkkale Üniversitesi'ndeki görevinden uzaklaştırılan sosyolog Alev Erkilet Başer, 28 Şubat gözaltılarının tüm darbelerin yargılanması için bir fırsat niteliği taşıdığını söyledi. Başer, Kemal Gürüz'ün YÖK Başkanlığı döneminde, 2000 yılında üniversitedeki görevinden uzaklaştırıldığını ve ardından uzun yıllar büyük mücadeleler verdiğini belirterek "İrtica bahanesiyle görevimden uzaklaştırıldığımda, düşman sayılan düşünce İslam'dı. Sonraki altı yılı işsiz, sonraki altı yılı ise yine üniversiteden uzak bir alanda çalışarak geçirmek durumunda kaldım" diye konuştu.
FARKLI OLANA TAHAMMÜLLERİ YOK
Devlet içindeki bazı güçlerin toplumun farklı kesimlerini belli aralıklarla düşman ilan ettiğini kaydeden Başer, "Benim de mensubu olduğum üniversite camiası 1945'ten itibaren defalarca tasfiye sürecine maruz kalmıştır. Behice Boran'ların Ankara DTCF'den tasfiyesi ile hatta belki de 1933 Darülfünun tasfiyeleri ile başlayan dalga, 2000'e gelindiğinde bizi vurdu. Ben bu durumun düşünceyi tek tipleştirmek, farklı olan her şeyi silmek, temizlemek çabası olarak görüyorum" diye belirtti.
DARBELERİN YARGILANMASI İÇİN FIRSAT
28 Şubat soruşturmalarının haksızlıklara uğrayan ve tasfiye edilenlerin sesini duyurma fırsatı olduğunu ifade eden Başer, "Umarım bu dava, şiddet tekelini elinde bulunduranların kahredici gücüne karşı mazlumların, düşünceleri ile onurlu biçimde ayakta kalmaya çalışanların, sesinin de bir gün duyulacağına olan inancı pekiştirir" görüşünü dile getirdi. Başer "Bu yargılamayı, kendi sorunlarım açısından değil daha ziyade tüm darbelerin yargılanmasına açılan kapının son aşaması olarak görüyor ve heyecanla karşılıyorum. Bu nedenle destekliyorum" şeklinde konuştu.
Yeni Şafak