Bedîüzzamân Saîd Nursî’nin “İşârâtü’l- İ’câz fî Mezanni’l- Îcâz” isimli eseri Diyânet İşleri Başkanlığı tarafından neşredildi.
Hz. Üstâd’ın, “Çünki, hâricî dînsizlik cereyânına karşı böyle eserleri neşretmek, Diyânet Riyâseti'nin vazîfesidir” ifâdesindeki arzûsu yerine gelmiş oldu.
Neşr oldu “İşārātü’l-İ’cāz”, ne saādetdir;
Nāşir ise, lāyıkdır şükrāna, Diyānet’dir.
Beklerdi Azìz Üstād çokdan, Devlet’den;
Duyduk bu eser, pìşdārdır neşre, bidāyetdir.
Hoşnud olacak Kur’ān hādimleri a’sārın.
Neşr olması ni’metdir devrinde bu āsārın:
Anmak gerekir, Mehmed Görmez Hoca’dır Başkan;
Takdìrine mazhār halkın, yār ile ağyārın…
O’na destek veren elbette, Receb Tayyìb Bey;
Yādı lāzım nice zātın bu kabìl, pey-der-pey…
Kudretim yok buna lākin, dilerim afv olunur;
Çünki, manzumede saymak değil eshel, zor şey…
Dedi tārìhine Üstād: “Revāh-ì Zaferim.” ( رواح ظفرم) [Hicrî: 1435] (Maksada ermeden dolayı neş’eliyim)
“Bunu gördüm ya bugün, kalmadı artık kederim.
Bildi Devlet, bu eserler iyidir, faydalıdır;
Sa’yi meşkur ola kimler sebeb olduysa, derim…”
Revâh: Bir şeyin tahsilinden dolayı gelen sürûr ve şâdlık, neş'e.
Zafer: Muvaffak olma, maksada erme, üstünlük kazanma.
رواح = 215
ظفرم = 1220
Hicrî 1435
Manzûmenin vezni: Arûz olup ilk iki kıt’a: (Mef’ûlü / mefâîlün / mef’ûlü / mefâîlün), son iki kıt’a: ([Fâilâtün] / feilâtün / feilâtün / feilâtün / feilün [feûl])’dır.