Beykoz Belediyesi’nin kültür-sanat etkinlikleri kapsamında düzenlediği “Gündem Dışı Konuşmalar” programına konuk olan Siyaset Bilimci, Yazar ve Şair Savaş Barkçin gelenekten modernizme görüşlerini paylaştı.
Saadettin Acar’ın moderatörlüğünde düzenlenen “Gündem Dışı Konuşmalar”a konuk olan Barkçin din, modernizm ve ahlak üzerine görüşleriyle güne ışık tuttu.
“Her Şeyin Temeli Ahlaktır”
“Hafızasını kaybeden bir insan sadece geçmişe dair bilgilerini değil, geleceği için lazım olan bilgilerini de kaybeder” diyen Barkçin, gelenek ve modernizm arasında bağlantı kurarak, “Fuzuli’yi okumadan, bilmeden serbest şiir yazılamaz. Klasik edebiyata hâkim olmayan modern edebiyata vakıf olamaz. Türkiye’nin profesörleri, doçentleri, entelektüelleri kendi mensubu olduğu toplumun dinini bilmiyor. Kendimizi unuttuğumuz için birçok şeyin altı boş kalıyor” şeklinde konuştu.
Etik ve ahlak kavramlarına da değinen Barkçin, “Bir ustanın yaptığı işten o kişinin ahlakı hakkında fikir edinebiliriz. Mesela bir hoca bir dersi veriyorken Allah’ın kulu olduğunu aklından çıkarmamalıdır. Bir marangoz işini doğru yapıyorsa bu ahlaktır. Her şeyin temeli ahlaktır. Bilmek kıymetlidir ama bulmaya götürüyorsa kıymetlidir. İlim irfana götürüyorsa kıymetlidir.” İfadelerini kullandı.
“Kolaylaştırıcılara ihtiyacımız var”
Barkçin, entelektüellerin kullandıkları iletişim dili üzerine, “Bizim kolaylaştırıcılara ihtiyacımız var, çünkü bizde anlama ve anlatma sorunu var. Aktarıcıları anlamak zordur. Ben yazılarımda ve konuşmalarımda temel kavram kullanıyorsam, bir sonraki cümlede onun açıklamasını yaparım. Yapılması gereken şu; teknik tabirler teknik insanlarla konuşulurken kullanılır, onun dışında teknik tabirler çok kullanılmamalı. Ama teknik tabirle temel kavram birbirinden farklıdır. Temel kavramları bilmeliyiz. İhtilaf kavramını bilmeden hukukçu olamazsın” dedi.
Doğruyu kendimizden duyduğumuzda inanmıyoruz, illaki bize Batılı söyleyecek
Günümüzdeki problemlerin temel kaynağı üzerine konuşan Barkçin, “Her konuda yöntem çok önemli yön olmayınca yöntem de olmuyor. Bizim yönümüz yok ama daha da kötüsü yönümüzü başkalarının belirlemesini bekliyoruz. Hey şey çok fazla kalıplara sokuldu. Biz doğruyu kendimizden duyduğumuzda inanmıyoruz, illaki bize Batılı bilmem kim söyleyecek ki öyle inanalım” diyerek güne ışık tuttu.