İşitme kayıplarında hastayı sosyal hayata yeniden kazandıran işitme cihazlarının,işitme tembelliğine yol açtıkları veya olumsuz bir görünüme sahip oldukları düşünülüyor. Oysa kişinin ihtiyaçlarına uygun işitme cihazı, hem tıbbi, hem de sosyal açıdan hastanın hayatını kolaylaştırıyor. Odyoloji, Ses ve Konuşma bozuklukları Uzmanı İrem Konakçı, işitme kaybı ve işitme cihazları hakkında en önemli soruları yanıtladı!
İşitme kaybı neden olur?
İşitme kaybı işitmeden sorumlu kulak yapıları ya da işitme sinirinde oluşan herhangi bir soruna bağlı olarak ortaya çıkmaktadır. İşitme kaybına neden olan birçok faktör bilinmektedir. Hamilelikte x-ray ışınlarına maruz kalma, kontrolsüz ilaç kullanımı gibi durumlar bebekte işitme kaybına neden olabilir. Doğum esnasında kordon dolanması ve yeni doğan sarılığı gibi bazı durumlarda yine işitme kaybı nedenleri arasında yer alır. Bu nedenle günümüzde ulusal yenidoğan işitme taraması programı ile tüm yeni doğanlara işitme testi yapılması amaçlanmakta, ayrıca sarılık, uzun süre yoğun bakımda kalma gibi durumlara bağlı olarakta ileri tetkikler yapılmaktadır. Genetik faktörler, viral hastalıklar, orta kulak iltihapları, sendromik hastalıkların bazıları, menenjit, kafa darbeleri, işitme üzerinde etkili bazı ilaçların kullanımı, yüksek sese maruz kalmak ve anormal kulak yapısı gibi daha birçok neden işitme kaybının ortaya çıkmasına sebep olabilmektedir.
İşitme cihazı nedir, ne işe yarar?
Günümüzde farklı işitme kayıplarına yönelik farklı teknik özelliklere ve görünüme sahip işitme cihazları bulunmaktadır. İşitme kaybı yaşayan kişinin KBB Hekimi ve odyoloji uzmanı tarafından yapılan değerlendirmeleri sonucunda cihazdan fayda görüp göremeyeceği, fayda göreceği düşünülüyor ise hangi özelliklerdeki cihazın daha uygun olacağı belirlenir. İşitme cihazı hastalığı iyileştirmez. Tıpkı göz kusurlarında gözlüğün görmeyi kolaylaştırması gibi, kişinin cihazı ile daha iyi duymasına yardımcı olur ancak tedavi edici etki yaratmaz.
İşitme cihazı alırken nelere dikkat etmek gerekir?
Ülkemizde birçok işitme cihazı firması bulunmaktadır. Bu onlarca marka ve bunların onlarca alt modeli anlamına gelir. Bu noktada hastaların işitme cihazı seçimi ve takibi ile ilgili olarak doğru yönlendirilmelerini gerektirmektedir. Hastalar cihaz seçerken neye dikkat etmeleri gerektiğini bilmeden işitme kayıplarının tipine ve derecesine uygun olmayan, mevcut teknolojisi açısından da konuşmayı anlamasına ve ayırt etmesine yardımcı olmayacak cihazlar seçebilmektedirler.
Öncelikle bilinmesi gereken işitme testi yapılmadan önce olası hastalıkların saptanabilmesi için iyi bir kulak muayenesinin gerekliliğidir. Muayene sonrası uygulanacak cihazın saptanması, ne tip bir işitme kaybının olduğunun belirlenmesi ve sonrasında cihazda yapılacak ayarların belirlenebilmesi için çok iyi bir işitme testi yapılması gereklidir. Eğer odyolojik tanılamada bir eksik ya da hata olursa bu ileri dönemlerde büyük sorunların doğmasına neden olabilir.
KBB muayenesi ve işitme testinden sonra cihaz kullanması gereken hastanın kulak kalıbı hazırlanır. Kalıp cihazın en önemli parçalarından biridir. Kalıbın hazırlanmasından sonra uygun işitme cihazının belirlenmesi gerekir. Bu süreçte hastaların birkaç farklı cihazı deneyip, hangi cihazla daha iyi duyduğunun belirlenmesi ve işitme kaybının tipi ve derecesine göre uzmanlarca yönlendirilmesi gereklidir.
İşitme cihazı seçimi esnasında yapılan en tipik hatalardan biri cihazın sessiz ortamda denenerek seçilmesidir. İşitme testlerinin ve denemelerinin yapıldığı ortamlar sessizdir ancak günlük yaşamda böylesine izole ortamlarda bulunmayız. Dolayısıyla sessiz bir ortamda rahatlıkla duyabildiklerimizi gürültülü ortamlarda duymakta güçlük yaşayabiliriz. Bu nedenle gürültülü ortamda ne kadar iyi duyulduğu göz önünde bulundurularak seçim yapılmasında fayda vardır.
Amaç çevresel gürültüye rağmen iyi bir işitmenin sağlanması ve konuşmaları ayırt edebilmektir. Halk arasında yaygın bazı yanlış bilgiler vardır. Örneğin işitme cihazının işitme kaybını arttırdığına ya da kulağı tembelleştirdiğine dair inanışlar vardır. İşitme cihazının işitme kaybı üzerinde olumsuz bir etkisi olmaz, tam tersine daha rahat anlamayı ve dolayısı ile işitme cihazı kullanmaya ihtiyaç duymanızı sağlar. Yapılan çok büyük hatalardan biri de çocukların büyüdükçe işitmesinin düzeleceğine dair inanmaktır. Halbuki bir çocuk ne kadar erken cihazlanır ve bu konuda rehabilitasyon desteği alırsa dil gelişimi o kadar hızlı ilerler. Birçok kişi, işitme cihazının sadece yaşlılığa bağlı kullanılacağını düşünmesi ve cihaz kullanıldığında bunun sosyal yaşamında büyük olumsuzluklar yaratacağına inanması nedeniyle cihaz kullanmayı reddetmektedir.
Halbuki işitme cihazı kullanmanın gözlük kullanmaktan bir farkı olmadığının fark edilmesi, aksine sosyal yaşamda daha rahat iletişim kurmasına yardımcı olacağını fark etmesi ile yaşam kalitesi artacaktır.
İşitme gibi dış dünya ile en temel bağlantıları sağladığımız bir duyu ile ilgili doğru bilgiye sahibi olmak, sorun varsa erken müdahale etmek ve doğru cihaz seçimi ile yakın takip ile işitebilmenin ayrıcalığı yaşanabilir.
HaberTürk