Ankara Arena güne Kur'ân sesleriyle uyanıyor, Başkent'in ufkunda İttihad-ı İslâm sedâları yankılanıyordu.
Hayrat Vakfı tarafından düzenlenen "Milletlerarası Risale-i Nur ve İttihad-ı İslam Sempozyumu"nun 6.sı Ankara'da tüm ihtişam ve mükemmel bir organizasyonla gerçekleşti.
Bu yılki konu başlığının "İslam Dünyasının Problemleri ve Çözüm Yolları" seçildiği sempozyum, yurt içi ve yurt dışından katılımcılarla Nebevî nefesin ruhlarda ve gönüllerde bıraktığı lâhûtî mânanın bir yankısı olarak ebediyetlere göz kırpmakta...
Ankara Arena gibi doldurulması oldukça iddialı bir spor salonunun tıklım tıklım doldurulması, hanımefendilerin çarşaflarıyla şeâir-i İslâmiyyeyi ilân ve İslâm Âlemine hal diliyle tesettür dersi vermeleri dikkate ve altını çizmeye değer görülen manzaralardandı.
Girişten itibaren muazzam bir organize, dizayn, hizmet ve düzenlemenin tüm İslâm dünyasına yansıması, yaşadığı problemlerin ıslah ve izalesi gönülden arzumuzdur.
Erhamürrahimîn olan yüce Rabbimiz, İnşaallah üzerimizdeki kara bulutları dağıtır, akıtılan göz yaşlarıyla birlikte akan kanlar da durur; huzur, sükûn, sulh, uhuvvet, kardeşlik, tesanüd, ittihad hâkim olur ve Şeriat-ı Garra'nın hâkimiyetiyle dünya halas ve necat bulur inşaallah...
Bediüzzaman Said Nursî (r.a)’ın hayatının en mühim gaye, maksat ve hedeflerinden biri de İslâm Birliğinin tesisi ve Müslümanların ittihadının gerçekleşmesiydi.
ittihad; birleşmek, birlik, aynı fikirde olmak…
İttihad-ı maksad; gaye ve fikir birliği…
İttihad-ı menafi' ; Menfaatlerin bir ve ortak oluşu. İş birliği…
İttihad-ı millet ; milletin birliği.
Birleşmek, aynı fikirde olmak olan ittihadın; ittihad-ı İslam diye terimleşmiş anlamı, Müslümanların birleşmesi, kaynaşmasıdır. Bu birleşme gerek ferdî, gerekse devlet bazında ekonomik, sosyal, kültürel, eğitim paylaşımı, turizm, dinî meselelerin müzakeresi, şeâirin yerleşmesi ve ihyası gibi pek çok meselede düşünülebilir. Diğer bir ifadeyle; maksatta ittifak eden Müslümanların yöntem farklılıklarını dikkate almadan inançları çerçevesinde tek çatı altında toplanmaları, AB , BM gibi birlik ve ittifaklardan çok daha ileri, hak ve adalet ölçülerine dayanan Kur’ân ve Sünnet temelli bir birlik oluşturmalarıdır.
Bediüzzaman ise ittihad-ı Muhammmedî’yi şöyle ta’rîf eder :”Tarif ettiğim ve dahil olduğum İttihad-ı Muhammedînin (a.s.m.) tarifi budur ki: Şarktan garba, cenubdan şimale uzanan bir silsile-i nûranî ile merbut bir dairedir. Dahil olanlar da, bu zamanda üç yüz milyondan ziyadedir. Bu ittihadın cihetü'l-vahdeti ve irtibatı, tevhîd-i İlahîdir; peyman ve yemîni, îmandır; müntesipleri, "kalû bela"dan dahil olan umum mü'minlerdir; defter-i esmaları da, Levh-i Mahfûzdur. Bu ittihadın naşir-i efkarı, umum kütüb-ü İslamiyedir; günlük gazeteleri de, Îla-i Kelimetullahı hedef-i maksat eden umum dînî gazetelerdir; kulüp ve encümenleri, cami ve mescidler ve dînî medreseler ve zikirhanelerdir; merkezi de, Harameyn-i Şerifeyn'dir.”( Bediüzzaman Said Nursî, Tarihçe-i Hayat, Birinci Kısım : İlk Hayatı, 58)
Bu ittihadın tüzüğünün Sünnet-i Peygamberî (asm), kanunnâmesinin şer’î emir ve yasaklar olduğunu, kesin delil ve isbatının Kur’ânî ve Nebevî kaynağa dayandığını ifade etmektedir.
Bediüzzaman; maksadının İslâm Birliği fikrini harekete geçirmek, teşvik ve teşci’ ederek Müslümanları ve İslâm milletlerini maddî/mânevî terakkînin, yükselişin en yüksek noktasına taşımak olduğunu belirterek, bu birliğin en önemli unsurlarından olan maddî terakkiye dikkati çekerek kendisinin bu ittihadın fertlerinden bir ferd ve bir cüz’ olduğunu beyan buyururlar.
Üstad Hazretleri, İstikbalde inşâallah gerçekleşecek olan bu İttihadı ‘Bayram’ olarak nitelendirmektedir: “... İnşâAllah, alem-i İslâm’ın da büyük bir bayramına yetişirsiniz. Cemahir-i müttefika-i islâmiyenin (İslam cumhuriyetlerinin birleşmesinin) kudsî kanun-u esasiyelerinin (Kitaba ve Sünnete dayanan kutsal Anayasalarının) menbaı (kaynağı) olan Kur'an-ı Hakim, istikbale tam hâkim olup beşeriyete (insanlığa) tam bir bayramı getireceğine çok emareler (işaretler) var.”( Bediüzzaman Said Nursî, Emirdağ Lahikas II, s. 76)
Kur’ânın da, Resulullah (s.a.v)’in de dâveti birlik ve kardeşliğedir.
Hayrat Vakfını, emeği geçen herkesi dünya çapında tahakkuk ettirdikleri bu muhteşem ve kudsî hizmetlerinden dolayı tebrik ediyorum. Allah (cc) ebeden razı olsun.