Özellikle 11 Eylül saldırılarının ardından, İslam dininin adı terörizmle ilişkilendirilmeye başlandı. Nitekim Almanya'daki "Sauerland Grubu" adıyla bilinen terör hücresi ve benzeri oluşumlar bu ön yargıları daha da körükledi. Toplumdaki bu yanlış kanaat, son zamanlarda artan terör saldırıları ve Müslüman gençler arasında radikalleşmenin yaygınlaşmaya başlaması üzerine, İngiltere'nin önde gelen İslam âlimlerinden Muhammed Tahir ul-Kadri, terör eylemleri ve intihar saldırılarını kınayan bir fetva verdi. Ul-Kadri, intihar bombacılarının kesinlikle bir şehit ya da İslam toplumunun kahramanları olarak değerlendirilemeyeceğini, onların ancak ve ancak “cehennemin kahramanları” olabileceğini söyledi.
59 yaşındaki Pakistan doğumlu İslam âlimi Muhammed Tahir ul-Kadri, terör ve şiddet karşıtı fetvasında şu görüşlere yer verdi:
“Terör, terördür, şiddet ise şiddet. Bunların İslam öğretisinde yeri yoktur. Terör ve şiddet için hiçbir gerekçe gösterilemez ya da herhangi bir mazeret ileri sürülemez. Bunun herhangi bir istisnası da yoktur.“
Ul-Kadri, dünya genelinde faaliyet gösteren “Minhay ul-Kur'an“ hareketinin yöneticisi. Aynı zamanda da İngiltere’nin en önemli İslam âlimlerinden biri olarak kabul ediliyor.
Teröristleri kâfir olarak nitelendirdi
Pakistan’daki şiddet eylemleri ve İngiliz üniversitelerindeki Müslümanların giderek radikalleşmesi, ul-Kadri’yi bu fetvayı vermeye yönelten sebeplerdi. Ama tabii ki İslam dinin adının genel olarak terörizmle ilişkilendirilmeye başlanması da bunda etkiliydi. Fetva, sadece bir âlimin konuşmasından çok fazlasını içeriyor: Ul-Kadri, başta Kur'an-ı Kerim ve Hadis-i Şerif'ler olmak üzere pek çok İslamî kaynaktan yararlanarak 600 sayfalık bir metin hazırladı. Fetvasında, bu tarz bir şiddetin İslam öğretilerinde yeri olmadığını vurgulamaya çalıştı. Ul-Kadri, daha da ileri giderek teröristleri “kâfir” olarak nitelendirdi ve kendilerini cehennem ateşinin beklediğini söyledi. Pakistanlı İslam âlimi, “şehitlik“ ve “cihad“ kavramlarının terör eylemleriyle bir araya getirilemeyeceğini de kaydetti:
“Bugün ya da geçen 10-20 yıl içinde, İslam’ın adını yanlış şekilde kullanarak yapılan her çeşit terör eylemini kınıyorum.“
Fetva İngilizce'ye çevrilecek
Ul-Kadri, İslam dininin, güzeli ve iyiliği teşvik eden bir barış dini olduğunu vurguladı. Kamuoyu önünde duyurulan bu fetva, İngiltere’de genelde olumlu karşılandı. Özellikle de Müslüman âlim ve makam sahiplerinin, terör eylemleriyle aralarına yeterince mesafe koymadıklarını iddia eden çevrelerde… Muhammed Tahir ul-Kadri’nin fetvası önümüzdeki haftalarda İngilizceye çevrilerek internete koyulacak. En azından bu şekilde internetteki radikal İslam yanlılarına karşılık verilmesi hedefleniyor.
Terörü kınadılar
Ul-Kadri’nin fetvası belki şu ana kadarki en geniş kapsamlı fetva ancak bu tarz çağrılar ilk kez yapılmıyor. Londra’daki saldırılar sonrası, İngiltere’nin önde gelen imam ve cemaat liderleri, terörizmi sert bir biçimde kınamışlardı. Viyana’da benzer bir fetva verilmiş, Hamburg’daki Şii cemaatinin dinî lideri ve Almanya’daki diğer Müslüman kurluşlarının yöneticileri de benzer açıklamalar yapmışlardı. Arap dünyasında da bu tarz açıklama ve fetvaların sayısı arttı. Uzun süre sessiz kalan Kahire’nin El Ezher Üniversitesi rektörü Şeyh Muhammed Said Tantavi de Londra ve Şarm El Şeyh’teki saldırılar sonrasında, masum insanlara karşı düzenlenen şiddet eylemlerinin hiçbir gerekçesi olamayacağını dile getirmişti:
“İslam’ın emirlerini yerine getirdiklerini iddia eden teröristler yalancı ve şarlatandırlar. İslam dini ile bu kişiler arasında herhangi bir bağ olamaz."
Deutsche Welle