Program, Kur'an-ı Kerim okunmasıyla başladı. İslam dünyasında ciddi bir hareketliliğin başladığını ifade eden Ahmet Taşgetiren, "6 asırlık ömrünün zaaf yıllarında Osmanlı, "Avrupa'nın hasta adamı" diye nitelenmişti. O "Hasta adam" Birinci Dünya Savaşı sonrasında öldürüldü. Osmanlı coğrafyası paylaşıldı, talan edildi. Paylaşılan miras aşağı yukarı yüz yıldır üzerlerine tayin edilen işgüderlerin elinde ve çarpık düzenlemelerle çarçur edildi. Ama içten içe bir halk damarı kendini yeniden inşa etti ve önderlerini buldukça hayat sahasına çıktı. Türkiye, belki de Osmanlı gibi bir birikime sırtını dayadığı için en önce toparlanan oldu. O toparlanma süreci Türkiye için bile henüz tamamlanmış değil; inşa eylemi sürüyor" dedi.
Türkiye'nin, dışarıdan önce içeride, tarihin normalleşmesini yaşadığını dile getiren Taşgetiren, "Belli ki Tunus, Zeynelabidin bin Ali'nin despotik yönetimi ile devam edemezdi. Belli ki Fas, Cezayir, Libya, Mısır böyle devam edemez. İslam dünyasında, "Böyle devam edemez" nitelikte pek çok yönetimin adı zikredilebilir, pek çok dosya açılabilir. Nasıl Türkiye'de siyasi kadrolardan öte "Statükonun değişmesi"nden söz ediyorsak, İslam coğrafyasının diğer köşelerinde de, bu coğrafyanın kendi iradesiyle şekillenmediği bilinen ve değişmesi, "tarihin normalleşmesi" diye tanımlanabilecek olan statükolar var. Onun için daha pek çok ülkede değişim kaçınılmaz" şeklinde konuştu.
Yeni Şafak