İslam coğrafyasının şu muazzam tablosuna şahit oldum

İslam Bilim Tarihi uzmanı Prof. Dr. Fuat Sezgin'in açıklamaları

Süleyman Demirel Üniversitesi, İslam Bilim Tarihi uzmanı ve 1978 yılında arabistan Kral Faysal Vakfı tarafından verilen “İslami Bilimler Ödülü”nü alan ilk kişi olan Prof. Dr. Fuat Sezgin’i ağırladı. Prof. Dr. M. Lütfü Çakmakçı Kültür Merkezi’nde düzenlenen konferansta Sezgin, “Amerika Kıtası’nın Müslüman Denizciler Tarafından Kolomb Öncesi Keşfi"ni anlattı. 

İKİ ENLEM ARASINDAKİ UZAKLIĞI BULDULAR

J.W.Goethe Üniversitesi’ne bağlı Arap-İslam Bilimleri Tarihi Enstitüsü’nde çalışmalarına devam eden Sezgin, İslam coğrafyasında 26 yıl boyunca araştırma yaptığını dile getirerek şu an Afrika, Asya ve Avrupa'ya ilişkin kullanılan tüm dünya haritalarının Müslümanlar tarafından yapıldığını bunu da araştırmalarıyla ispatladığını söyledi.

Konferansta Amerika’nın keşfinin çok önemli bir olay olduğunu söyleyen Prof.Dr. Sezgin; "İslam coğrafyasının muazzam tablosuna şahit oldum ki Amerika’nın keşfi bu büyük parçanın tablolarından biridir. Bu konuda bir kitap yazdım. Çeşitli dillere tercüme edildi. Çinlilerin Hint Okyanusu’na açılma gayretlerini gösteren üç kitap var. 1500’li yıllarda ortay çıkan ve Afrika’yı muhteşem gösteren bir haritayı ancak Çin’in yapabileceğine ilişkin görüş ortaya atıldı. Çiniler tüm Hint Okyanusu’nun eylem boylam derecelerini ölçmüşler Ümit Burnu’nu geçerek güney kutbu kütlesine ulaşıp Amerika’yı haritalandırarak Avrupa ve Asya üzerinden haritalandırma işlemine devam ederek Çin’e dönmüşlerdir. Ama bunların kısa sürede yapılacak gelişmeler değildi. Dünyanın yuvarlak olduğu fikri İslam aleminde miladi 8’inci yüzyılda, hicri birinci yüzyılını ikinci yüzyıla dönüşünde başladı. Müslümanlar İslam’ın başlangıcından yüz yıl sonra dünyanın yuvarlak olduğunu biliyorlardı. Bizim amaçlarımızdan biri İslam dünyasında bilinen yanlışları düzeltmek. Avrupa’da dünyanın yuvarlak olduğu fikri 16. Yüzyılda tutulmaya başladı. İslam’ın üçüncü yüzyılında hemen hemen tüm ilimlerde yaratıcılık çağında öteye geçilmeye başlandı. İslam halifesi Irak kuzeyinde bir enlem derecesinin uzunluğunu ölçtürdü. Daha üçüncü yüzyılda iki enlem arasındaki 111 km’lik uzunluk olduğunu biliyorlardı” dedi.

MATEMATKİSEL COĞRAFYA İLK KEZ İSLAM DÜNYASINDA YAZILDI

9’uncu yüzyılı ilk çeyreğinde Müslümanların muhteşem bir coğrafi harita yaptıklarını söyleyen Sezgin, “Enlem boylam derecelerini ölçmede İslam dünyasını da bir arı kovanı gibi çalışılıyordu. Yüzlerce bilgin adeta birbiriyle yarışıyordu. Muazzam bir müşterek çalışma vardı. Astronomik rasat ve ölçmede yüksek dere sonuç olmak için Abbas Halifesi rasathane yaptırdı. İslamın dördüncü yüzyılında Akdeniz havzasında boylam derecelerinde inanılmaz doğrulara ulaşıldı. İslam dünyasında Biruni, yeni bir boylam derecesi bulma gayretini yeni bir metodla Gazne ile Bağdat arasında uyguladı. Dünyada ilk defa ölçüme dayanan boylam derecesi ölçümü yapıldı. Matematiksel coğrafyasının kitabını 11’inci yüzyılda yazdı. Avrupa’da matematiksel coğrafyanın kitabı ise 20’inci yüzyılda yazıldı” bilgisini verdi.

OKYANUSLARDA ENLEM BOYLAM DERECELERİ ÖLÇÜLDÜ

Daha sonra müslümanların okyanuslarda boylam derecesini ölçmeye başladıklarını ve doğruya çok yakın sonuçlara ulaştıklarını anlatan Sezgin,”Müslümanlar Batı Akdenizin ve Batı Avrupa’nın haritasını yaptılar. Müslümanlar, Kanarya adalarından geçen başlangıç meridyenini kullanırken Akdeniz’de çok iyi sonuçlara ulaştıkları için boylam derecesinin başlangıcını Atlas Okyanusu’na naklettiler. Portekizlilere denizcilikte ilerlemelerini İslam dünyasına borçludur. Portekiz Denizci Vasco Da Gama, bir Arap haritasıyla Ümit Burnu’nu geçti” dedi.

DOKTORA PAYESİ VERİLDİ

Kolomb’un dünyanın güney kutbuna doğru sivrileşen armut şeklinde tasvir ettiğini belirten Sezgin, “Biruni, Hint medeniyetini anlatan kitabında Büyük Okyanusta bir büyük kara kütlesinde insan yaşamı olabileceğinden bahsetmektedir. Kolomb’un elinde bir Arap haritası vardı ve o haritayla yola çıktı. Amerika kıtasında Atlas Okyanusu’nu Büyük Okyanus’tan ayıran Macellan boğazı bilgisinin 1428 yılında İslam dünyasından Portekiz’e geldiğini biliyoruz” diyerek konferansını tamamladı.

iha

Prof. Dr. Fuat Sezgin kimdir?

24 Ekim 1924’te Bitlis’te doğdu. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Şarkiyat Enstitüsü’nde İslami Bilimler ve Orientalistik alanında öncü bir yere sahip olan Alman orientalist Hellmut Ritter’in yanında öğrenim gördü. Ritter'in, modern bilimin oluşumunda özellikle 9.-13.yüzyıllar arasındaki Endülüs ve Abbasi devletlerindeki bilim adamlarının da önemli katkıları olduğunu vurgulaması üzerine bu alana yöneldi. 1950'de Arap Dili ve Edebiyatı Bölümünde “Buhari’nin Kaynakları[1]” adlı doktora tezini tamamladı. Hadis kaynağı olarak İslam kültüründe önemli bir yere sahip olan Buhari’nin bir araya getirdiği hadislerde bilinegeldiğinin aksine sözlü kaynaklara değil İslam’ın erken dönemine, hatta 7. yüzyıla kadar geri giden yazılı kaynaklara dayandığı tezini ortaya attı. 1954 yılında İslam Araştırmaları Enstitüsü’nde doçent oldu.

27 Mayıs 1960 askeri darbesi sırasında üniversiteden uzaklaştırılan ve 147’likler diye bilinen akademisyenler arasındaydı. 1961 yılında Almanya’ya giden Fuat Sezgin, Frankfurt Üniversitesi'nde önce misafir doçent olarak dersler verdi. 1965 yılında Frankfurt Üniversitesi’nde profesör oldu. Oradaki bilimsel çalışmalarının ağırlık noktası Arap-İslam kültür çevresinde tabii bilimler tarihi alanı oldu ve bu alanda 1965 yılında habilitasyon çalışmasını yaptı. Henüz İstanbul’da iken başladığı 7.-14. yüzyıldan itibaren gelişen Arap-İslam edebiyatı tarihi çalışmasına (Geschichte des arabischen Schrifttums) Almanya’da da devam ederek orientalistik çalışmaları için kaynak eser haline gelmiş ve hala aşılamamış 13 ciltlik eserinin ilk cildini 1967, son cildini ise 2000 yılında yayınladı. Geschichte des arabischen Schrifttums İslam’ın ilk döneminde uğraşılmış, dini ve tarihi edebiyattan coğrafya ve haritacılığa kadar bütün ana ve yan bilim dallarını konu edinmektedir. Prof. Sezgin, Suudi Arabistan Kral Faysal Vakfı’nın “İslami Bilimler Ödülü”nü 1978 yılında ilk alan kişidir. Bu ve başka desteklerle Sezgin, 1982 yılında J.W.Goethe Üniversitesi’ne bağlı Arap-İslam Bilimleri Tarihi Enstitüsü’nü ve 1983’de buranın müzesini kurdu, buranın halen direktörlüğünü yürütmektedir. Enstitüye bağlı olarak kurduğu müzede Sezgin, İslam kültür çevresinde Müslüman bilginler tarafından yapılmış aletlerin ve bilimsel araç ve gereçlerin yazılı kaynaklara dayanarak yaptırdığı numunelerini sergilemektedir. Müzede bulunan objeleri tanıtmak ve İslam kültür çevresindeki bilimsel gelişmeyi göstermek için hazırladığı Wissenschaft und Technik im Islam isimli kataloğu 2003 yılında yayınladı. Fransızcası da yayınlanmış olan bu kataloğun Arapça, İngilizce ve Türkçesi de yayınlanmak üzeredir.

Prof. Dr. Sezgin, Arap-İslam Bilimleri Enstitüsü için hazırladığı bilimsel araç ve gereçlerin benzerlerini yaptırarak 25 Mayıs 2008 tarihinde Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlı İstanbul İslam, Bilim ve Teknoloji Müzesi'nin açılmasında öncü rol oynamıştır.

 

Yorum Yap
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.

İslam Haberleri