Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, özellikle Avrupa ve dünyanın farklı bölgelerinde İslam'a yönelik kara propagandaya karşı İslam dünyasının ortak hareket etmesi gerektiğini söyledi. Görmez, "İslam için çizilmiş ve dinimizin ruhuna ve aslına asla uymayan çarpıtılmış İslam ve Müslüman imajına karşı da birlikte hareket etmek durumundayız." dedi.
'Kardeşlik Buluşması' sloganıyla gerçekleştirilen '2. Afrika Kıtası Müslüman Ülke ve Toplulukları Dini Liderler Zirvesi'nin açılışı Dolmabahçe Sarayı Madhal Salonu'nda törenle başladı. Törene Başbakan Erdoğan'ın yanı sıra, Komorlar Cumhurbaşkanı Ahmed Abdallah Mohammed Sambi, Bornu Sultanı Abu Bakar Ibn Umar Garbai El-Kanemi, Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, Cezayir Evkaf ve Dışişleri Bakanı Bouabdallah Ghoulamallah, Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez ile Afrika ülkeleri ve topluluklarından dini liderler katıldı.
Toplantıda konuşan Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, İslam'ın insan odaklı değerler manzumesinin Afrika insanı tarafından kabul gördüğünü İslam'ın bu coğrafyada hızla yayıldığını söyledi. Afrika'nın İslam medeniyet, İslam bilim ve düşüncesinin gelişmesine sağladığı katkının göz ardı edilemeyecek kadar aşikar olduğunu dile getiren Görmez, "İslam ilim ve irfan tarihine isimleri altın harflerle yazdıran Esed B. Furat, Sahnun, Zeylai, İbn Haldun, İbn Battuta, Süyuti, Ahmed et- Ticani, Muhammed es- Senusi, Hayettin Tunusi, ve ismini burada zikredemediğimizi ilim, irfan ehli pek çok şahsiyet bu mümbit toprakların evlatlarıdır." şeklinde konuştu.
'AFRİKA KITASI, OSMANLI SONRASI BÜYÜK ZULÜM GÖRDÜ'
Osmanlı sonrası Afrika'nın uluslararası güç, rekabet ve sömürgeciliğin mücadele alanı haline geldiğini belirten Görmez şöyle konuştu: "Emperyal güçler, hürriyet sevdalası insanların ve zengin tabii kaynakların membaı olan bu kıtaya musallat olmuştur. Maalesef insanları köleleştirerek servetlerini yağmalamışlardır. Bu kıta ve güzel insanları zulmün acı hatıralarını hala taşımaktadır." ifadesini kullandı.
Sömürgeci siyasetler, kolonyalizm ve neo-kolonyalizm süreçlerinde Afrika halklarının pek çok zulme muhatap olduğunu aktaran Görmez, "Biçare bırakılmış, yer altı ve yerüstü kaynakları ele geçirilmekle kalmamış, dini ve entelektüel kimliklerinde de ağır tahribatlar yapılmıştır. Siyasi ve ekonomik ihtirasın sınır tanımaz elçileri, Afrika'yı talan etmekle yetinmemiş , sistematik köleştirmeler ve insanları aciz bırakan stratejileriyle koca bir kıtayı yoksulluk, düşkünlük ve geri kalmışlıkla malul bırakmışlardır." şeklinde konuştu.
Görmez, bugün dünyanın en mümbit coğrafyalarından birisi sayılan kıta Afrikası'nın son birkaç yüzyılın azgın ve acımasız yayılmacılığı karşısında ciddi bir dışlanma, ötekileştirme ve tarihsizleştirmenin kurbanı olduğunu vurguladı.
'SUNİ İNANÇ VE KÜLTÜR OLUŞTURMA TEŞEBBÜSLERİNE KARŞI ORTAK HAREKET ETMELİYİZ'
Afrika kıtasında yaşayan insanların mağduriyetlerinin istismar edilerek suni inanç ve kültür coğrafyaları oluşturma çabaları olduğuna işaret eden Görmez, bu noktada ortak hareket edilmesi gerektiğine dikkat çekti. Görmez sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu noktada daha fazla geç kalınması halinde kıtanın geleneksel dini dokusunun telafisi kabil olmayacak biçimde bozulması kaçılılmazdır. İstatistiki veriler göstermektedir ki; yaklaşık bir asırdır devam eden söz konusu teşebbüsler neticesini vermiş ve 10. Yüzyılın başlarında çok düşük olan azınlık unsurların nüfus ve nüfuzu hızla artmıştır. Bu bağlamda Müslüman halk kitlelerinin, özellikle de genç kuşakların bilgilendirilmesine ve eğitilmesine ihtiyaç görülmektedir."
Son yıllarda özellikle Avrupa ve dünyanın farklı bölgelerinde gerçekleştirilen kara propagandaya dikkat çeken Görmez, "İslam için çizilmek istenen ve İslam'ın ruhuna ve aslına asla uymayan çarpıtılmış, İslam ve Müslüman imajına karşı da birlikte hareket etmek durumundayız. Toplumların manevi hayatından sorumlu olan bizler, hem kendi halklarımızın bilincini bu anlayışlara pirim verecek tavırlara karşı canlı tutmalı; hem de Yüce dinimiz İslam ve onun değerleri hakkında yapılan kara propagandaya karşı ortak ve etkili bir dil geliştirmeliyiz." ifadelerini kullandı
Cihan