İslam karşıtlığı amaçlanırken tam tersi oldu

11 Eylül sonrası karanlık atmosferi dağıtan ve ümit veren gelişmeler...

Ahmet Celiloğlu'nun haberi

Saldırıların üzerinden 10 yıl geçtikten sonra 11 Eylül'ün asıl mağdurunun kim olduğu sorulacak olursa, 'İslam ve İslam ülkeleri' cevabını vermekte hiç zorlanmayız.

Geriye dönüp bakıldığında, El Kaide adlı "İslamî cihad" yürüttüğünü iddia eden bir taşeron eliyle yapılan saldırılardan sonra dünyanın her yanında İslam hakkındaki önyargılarda patlama yaşanırken, terörizmle mücadele bahanesiyle mağdur edilenler hep Müslümanlar oldu. Avrupa ve Asya'da birçok ülke, ABD'nin ayak izlerini takip ederek terörle mücadele bahanesi ardına sığınarak Müslümanlara zorluklar çıkaran yasalara imza attı.

Giderek yaygınlaşan ve "İslamofobi" diye nitelendirilmeye başlanan bu eğilim ABD'nin güvenlik bürokrasisini de yoğun bir şekilde etkiledi. Müslümanlar, ülke genelindeki havaalanlarında güvenlik kontrollerinde sadece görünüşleri ya da isimlerinden ötürü ayrımcılığa maruz kaldılar, güvenlik gerekçesiyle uçaklarına binmekten alıkoyuldular. İstihbarat örgütleri sadece Müslüman oldukları için binlerce kişiyi izleme ve soruşturmaya tabi tuttu.

Katliamla ilgili ortaya çıkan en ilginç gerçeklerden birisi ise Breivik'in tam da ABD'de İslam düşmanlığını kasıtlı olarak kışkırtan çevrelerin ne denli etkisi altında kaldığının anlaşılması oldu. Breivik, internete yüklediği manifesto niteliğindeki metinlerinde malum çevrelere o kadar çok referans vermişti ki, Batı dünyasında bu kesimleri sorgulayıcı bir yaklaşımla inceleme ihtiyacı kaçınılmaz hale geldi.

11 Eylül saldırılarının tetiklediği İslam karşıtı bu atmosferde İslam'ın bu denli gündemde olması kimi hayırlı sonuçlar da doğurdu. Bugüne kadar İslamiyet hakkında tam bir cehalet içinde olan Batılılardan "düşmanlarının" kim olduğunu samimiyetle merak edenler oldu. İslamiyet'e dair anahtar kelimeler Google'da en çok aratılan kelimeler arasına girdi. Pek çok ülkede Kur'an satışları patlama yaptı. Hatta bu öğrenme ve anlama çabaları pek çok Batılının İslamiyet'le müşerref olmasına vesile oldu. Diğer taraftan El Kaide terörüne hedef olan ülkelerden ikisi, İspanya ve Türkiye, terörün verdiği mesajı reddederek Birleşmiş Milletler çatısı altında "Medeniyetler İttifakı" projesini hayata geçirdiler.

Benzer şekilde pek çok ülkede düzenlenen diyalog organizasyonlarının sayılarının artması da 11 Eylül sonrası karanlık atmosferi dağıtan ve ümit veren gelişmelerdendi. Son olarak Norveç'teki korkunç saldırının 11 Eylül'le yükselişe geçen İslam düşmanlığının ciddi bir problem olarak dünyanın gündemine gelmesini sağladığını söylemek mümkün. Norveç'teki olaydan sonra aşırı sağcıların söylemlerini güncelleyip yumuşatmak zorunda kalmaları, İskandinavya'da iptal ettirilmeye çalışılan iftar organizasyonlarının daha da kapsamlı şekilde gerçekleştirilmeleri, 11 Eylül'e benzer şekilde diyalog kanallarını genişletmiş görünüyor.

Zaman

İslam Haberleri