Ücretli sistem olan halen yaşadığımız devir yerini malikiyet ve serbestiyet devrine bırakacaktır. Çünkü mevcut ekonomik ve sosyal sistem Batı felsefesini esas almakta ve insanlara huzur ve mutluluğu getirememektedir. Bilakis gelir dağılımındaki bozukluk daha da artmış küçük bir insan topluluğu mutlu ve müreffeh yaşarken insanların büyük bir çoğunluğu sefalete atılmıştır.
Ücretli sistem denilince sadece kapitalizm akla gelmemelidir zira sosyalist ve komünist düzenlerde esas olarak ücretli sistemdir. Hatta toplumun neredeyse tamamı ücretli hale getirilmiştir. Kapitalizmde hiç olmaz ise küçük bir kesim kendi işini yapabilmekte yani malik ve serbest olabilmektedir.
Sonuç olarak yaşadığımız ücretli sistem bir gün yıkılacaktır. Çünkü sosyal hayatın dinamikleri Batı felsefesinin dayatması sonucunda ortaya çıkmıştır. Malikiyet ve serbestiyet devrinde ise Batı felsefesi ulaştığı noktalarda revizyona gitmesi gerekir. Eğer bunu yapamaz ise Kuran medeniyetine karşı mağlup olması kesindir. Kuran medeniyeti, kıtalarda ve toplumlarda gelişecek ve insaniyet bu esaslara riayet eden medeniyet aracılığı ile terakki edip yükselecektir. Bu gerçeğin ispatı için aşağıdaki tabloları incelemek yeterlidir.
Günümüz medeniyeti felsefeden aldığı dersle beş menfi esas üzerine kurulmuştur. 12. Ve 25. Söz’de ve Hakikat Çekirdekleri isimli eserinde bu hususu dile getiren Bediüzzaman’ın düşüncelerini bir tablo haline getirirsek şu karşımıza çıkar:
|
| Kabul Ettiği Yöntem | Netice –Sonuç |
1 | Nokta-iİ İstinadı | Kuvvet | Tecavüz |
2 | Hedef-İ Kasdı | Menfaat | Tezahum (Zahmet Çekme)- Boğuşmak |
3 | Hayatta Düsturu | Cidal | Tenazu (Niza Çıkarma)-Çarpışmak |
4 | Kitleler Mabeynindeki (Cemaatlerin) Rabıtası | Unsuriyet Ve Menfî Milliyettir | Tesadüm Çarpişmak)- Tecavüz |
5 | Cazibedar Hizmeti | Heva, Hevesi Şiddetlendirmek ve Arzularını Tatmindir. | Rahatsızlık Sefalet- Saadetin Selb Olması (ortadan kalkması) |
Medeniyeti hazıra (Hikmet-i Felsefe) beş olumsuz esas üzerine kurulmuştur. Bunlar:
1. Nokta-i istinadı, kuvvettir. O ise, şe'ni tecavüzdür.
2- Hedef-i kasdı menfaattır. O ise, şe'ni tezahümdür.
3- Hayatta düsturu, cidaldir. O ise, şe'ni, tenazu'dur.
4- Kitleler mabeynindeki rabıtası, âheri yutmakla beslenen unsuriyet ve menfî milliyettir. O ise, şe'ni müdhiş tesadümdür.
5- Cazibedar hizmeti, heva ve hevesi teşci' ve arzularını tatmindir. O heva ise, insanın mesh-i manevîsine sebebdir.
İşte medeniyet-i hâzıra, edyan-ı sâbıka-i semâviyeden, bâhusus Kur'anın irşadatından aldığı mehâsinle beraber, Kur'ana karşı böyle hakikat nazarında mağlub düşmüştür. Amma hikmet-i Kur'aniye ise:
1. Nokta-i istinadı, kuvvet yerine «hakkı» kabûl eder.
2. Gayede, menfaat yerine «fazilet ve rıza-yı İlahî»yi kabûl eder.
3. Hayatta, düstur-u cidal yerine «düstur-u teavünü» esâs tutar.
4. Cemâatlerin rabıtalarında, unsuriyet ve milliyet yerine «rabıta-i dinî ve sınıfî ve vatanî» kabûl eder.
5. Gayâtı, «hevesât-ı nefsaniyenin nâmeşru tecavüzatına sed çekip ruhu maaliyata teşvik ve hissiyat-ı ulviyesini tatmin etmektir ve insanı Kemâlât-ı insâniyeye sevkedip insan etmektir.»
Hakkın şe'ni ise, ittifaktır. Faziletin şe'ni, tesanüddür. Teavünün şe'ni, birbirinin imdadına yetişmektir. Dinin şe'ni uhuvvettir, incizabdır. Nefs-i emmâreyi gemlemekle bağlamak, ruhu Kemâlâta kamçılamakla serbest bırakmanın şe'ni, saadet-i dâreyndir. İşte medeniyet-i hâzıra, edyan-ı sâbıka-i semâviyeden, bâhusus Kur'anın irşadatından aldığı mehâsinle beraber, Kur'ana karşı böyle hakikat nazarında mağlub düşmüştür. Bu durumu tablo ile şu şekilde gösterebiliriz:
|
| Kabul Ettiği Yöntem | Netice –Sonuç |
1 | Nokta-İ İstinadı | Hakkı kabul eder | Adalet ve İttifaktır |
2 | Hedef-i Kasdı-Gayesi | Fazilet ve Rıza-ı İlahi | Muhabbet ve Tecazübdür (cezbetmek, çekmek) |
3 | Hayatta Düsturu | Düstur-u Teavündür (Yardımlaşma Düsturu) | İttihad,Tesanüd(Dayanışma)- Birbirinin İmdadına Yetişmektir |
4 | Cihetül Vahdeti-Kitleler Arasındaki Rabıtası | Rabıta-i Dinî Vatanî ve Sınıfîdir | Samimî Uhuvvet, Müsalemet (barış) ve Haricin Tecavüzüne Karşı, Yalnız Tedafü'dür |
5 | Cazibedar Hizmeti | Heva Yerine Hüdadır- Nefs-i Emmâreyi Gemlemekle Bağlamak, Ruhu Kemâlâta Kamçılamakla Serbest Bırakmaktır | İnsaniyeten Terakki ve Ruhen Tekâmüldür- Saadet-i Dareyn (İki dünya saadeti) |