Bilimler tarihi alanında yaptığı çalışmalarla dünyanın en önemli otoritelerinden kabul edilen Prof. Dr. Fuat Sezgin, vefatının üçüncü yılında anılıyor.
AA muhabirinin kaynaklardan derlediği bilgilere göre, 24 Ekim 1924'te Bitlis’te dünyaya gelen Fuat Sezgin'in babası Mirza Mehmet Efendi, annesi Cemile Hanım'dır. Sezgin'in ailesi aslen Siirt'in Şirvan ilçesinden olup ataları yüzyıllarca Şirvan beyleri olarak Osmanlı Devleti'ne hizmet etti.
Sezgin, ilkokulu Doğubayazıt'ta, ortaokul ve liseyi ise Erzurum'da okuyup 1943'te İstanbul'a geldi.
Çocukluğundan itibaren mühendis olmak isteyen Sezgin, bir tavsiye üzerine katıldığı İstanbul Üniversitesi Şarkiyat Araştırmaları Enstitüsünde görev alan Alman Doğubilimci Hellmut Ritter'in semineri sonrası akademik hayatını değiştirdi.
Sonrasında aynı enstitüde, alanının en önemli uzmanlarından olan Ritter'in öğrencisi olan Sezgin, hocasının bilimlerin temelinin İslam bilimlerine dayandığını belirtmesi üzerine bu alana yoğunlaştı.
Sezgin, 1951'de İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesini bitirdikten sonra Arap Dili ve Edebiyatı üzerine çalışmaya başlayarak, 1954'te "Buhari'nin Kaynakları" adlı doktora tezini tamamladı.
Bu teziyle Sezgin, hadis kaynağı olarak İslam kültüründe önemli bir yere sahip olan Buhari'nin (810-870) bilinenin aksine sözlü kaynaklara değil, yazılı kaynaklara dayandığı tezini ortaya attı. Bu yazılı kaynakların İslam'ın erken dönemine, hatta 7. yüzyıla kadar gittiğini ortaya koydu. Sezgin'in bu tezi, oryantalist çevrelerde büyük yankı uyandırdı.
MBK kararı sonrası Almanya'ya gitmek zorunda kaldı
Sezgin, bir gün üniversiteye giderken gazetede, 27 Mayıs 1960 askeri darbesi sonrası oluşturulan Milli Birlik Komitesinin (MBK) aldığı kararla üniversitelerden uzaklaştırdığı "147'likler" olarak bilinen "zararlı akademisyenler" arasında yer aldığını öğrendi.
Kendisine daha önce yurt dışından yapılan çok sayıda teklifi ülkesine bağlılığı dolayısıyla reddeden Sezgin, verilen bu karar sonrasında Almanya'ya gitmek zorunda kaldı.
Frankfurt Üniversitesinde misafir doçent olarak ders vermeye başlayan Sezgin, Cabir bin Hayyan üzerine hazırladığı tezle 1966 yılında profesör oldu.
Sezgin, bilimsel çalışmalarını Arap-İslam kültürünün tabii bilimler tarihi alanında yoğunlaştırdı. 1966'da İslam uygarlık tarihçisi Ursula Sezgin'le evlendi. Bu evlilikten 1970'te kızı Hilal dünyaya geldi.
Prof. Dr. Sezgin, 1982'de J. W. Goethe Üniversitesine bağlı Arap-İslam Bilimleri Tarihi Enstitüsü'nü ve bir yıl sonra da müzesini kurdu.
Sezgin, direktörlüğünü yürüttüğü enstitünün müzesinde Müslüman bilginler tarafından yapılmış aletlerin ve bilimsel araç ve gereçlerin numunelerini büyük bir özenle yaptırarak sergiledi.
Fuat Sezgin, insanlık tarihinin başlangıcından bugüne kadar sahasında yazılan en kapsamlı eser olarak gösterilen Arap-İslam Bilim Tarihinin ilk cildini 1967'de tamamladı. Sezgin, eserinin 18. cildini yazarken 30 Haziran 2018'de tedavi gördüğü hastanede vefat etti. Fatih Camisi'nde kılınan cenaze namazının ardından Gülhane Parkı'nda toprağa verildi.
Sezgin, hayattayken 2008'de Gülhane Parkı'nda İstanbul İslam Bilim ve Teknoloji Tarihi Müzesi ve bu müzenin faaliyetlerini desteklemek amacıyla da Fuat Sezgin İslam Bilim ve Tarihi Araştırmaları Vakfı kuruldu. 2013 yılında ise Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi bünyesinde Prof. Dr. Fuat Sezgin İslam Bilim Tarihi Enstitüsü kuruldu.
Ayrıca Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın himaye ve öncülüğünde 2019 yılı, "Prof. Dr. Fuat Sezgin Yılı" ilan edilerek bu kapsamda birçok çalışma ve etkinlik gerçekleştirildi.
Arapça, Almanca, Latince, İbranice, Süryanice'nin de dahil olduğu birçok dili çok iyi derecede bilen Sezgin, uluslararası çok sayıda önemli ödül ve nişana da layık görüldü.
Ömrünün son günlerine kadar ilmi faaliyetlerine devam eden Sezgin, bütün akademik hayatı boyunca bilimin ve teknolojinin ilk defa Doğu toplumlarında ortaya çıktığını ve İslam medeniyeti üzerinden dünyaya yayıldığını kanıtlamaya çalıştı ve eserleriyle bunu başardı.
Sezgin, eserleri ve yaptığı çalışmalarla tüm dünyaya bilimsel ilerleme sürecinin bir milletin değil, bütün bir insanlığın malı olduğunu ortaya koydu.
Prof. Dr. Fuat Sezgin, yaşamı boyunca Kahire Arap Dili Akademisi, Şam Arap Dili Akademisi, Fas Rabat Kraliyet Akademisi, Bağdat Arap Dili Akademisi, Türkiye Bilimler Akademisi şeref üyeliği de dahil olmak üzere çok sayıda önemli akademide yer aldı.
Eserleri
Geride çok büyük bir ilmi miras bırakan Prof. Dr. Fuat Sezgin'in en önemli eseri, ilk cildi 1967'de yayımlanan 17 ciltlik Arap-İslam Bilim Tarihi'dir. Sezgin, bu eseri için yaklaşık 300 bin yazma eseri yerinde inceledi.
Prof. Dr. Sezgin, bu eserinde, Kur'an bilimleri, hadis, fıkıh, kelam, felsefe, tarih, tasavvuf, edebiyat, şiir, tıp, farmakoloji, zooloji, veterinerlik, simya, kimya, botanik, ziraat, astronomi, astroloji, meteoroloji, matematiksel coğrafya ve haritacılık gibi birçok konuyu derinlemesine inceledi.
Sezgin, ayrıca 1984'ten itibaren Arap İslam Bilimleri Tarihi dergisini yayımladı.
Prof. Dr. Sezgin'in, coğrafya, Avrupalı seyyahların seyahatnameleri, matematik, astronomi, felsefe, tıp, müzik, nümizmatik, tarih yazıcılığı ve diğer konularda yazılmış orijinal eserlerin tıpkı basımlarını ve bu konuda araştırma yapmış Batılı bilim insanlarının eserlerini içeren seriler halinde bin 300 cilt civarında yayını bulunuyor.
Fuat Sezgin'in, "Buhari'nin Kaynakları", "İslam'da Bilim ve Teknik", "İslam Uygarlığında Mimari, Geometri, Fizik, Kimya, Tıp Saatler, Optik, Mineraller, Savaş Tekniği, Antik Objeler”, “İslam Uygarlığında Astronomi Coğrafya ve Denizcilik", "Bilim Tarihi Sohbetleri", "Tanınmayan Büyük Çağ İslam Bilim ve Teknoloji Tarihi'nden", "Amerika Kıtasının Müslüman Denizciler Tarafından Kolomb Öncesi Keşfi ve Piri Reis", "İslam Bilim Tarihi Üzerine Konferanslar", "İslam'da Bilim ve Teknik" ve "İslam Kültür Dünyasının Bilimler Tarihindeki Yeri" kitapları da Türkçe olarak basıldı.
AA