Büyük İslâm âlimleri sadece hayattayken değil, vefatlarından sonra da dine hizmet ediyorlar. Konyada medfun bulunan Hz. Mevlânâ, bilhassa yabancıların İslâmla buluşmasına vesile oluyor. Hayattayken Ne olursan ol, (İslâma) gel! diyen Hz. Mevlânânın bu çağrısı günümüzde de karşılık buluyor.
Çoğu zaman Konyayı ziyaret eden turistlerin İslâmla müşerref olduğunu duyarız. Hz. Mevlânânın eseri Mesnevinin de gerek Avrupa ve gerekse Amerikada en çok okunan eserler arasında olduğu malûm. Bir yönüyle bakıldığında Hz. Mevlânânın yabancılar nezdinde daha fazla okunduğu da söylenebilir. Bunca aleyhte propagandaya rağmen, Hz. Mevlânânın eserlerinden etkilenerek İslâma teslim olanların sayısının artması, İslâma davet edenlere daha fazla vazife düştününü de gösteriyor. Nasıl ki Hz. Mevlânânın Mesnevisi yabancıların Müslüman olmasına vesile oluyor, çağımızın Mevlânâsı Bediüzzamanın eserleri de aynı vazifeyi yapıyor. Geçen yıllarda yapılan bir araştırma, Müslüman olan yabancıların büyük bir kısmının, Risâle-i Nur vesilesiyle bu bahtiyarlığa eriştiğini ortaya koymuştu...
Hz. Mevlânâdan ve eserlerinden etkilenen ABD, İsviçre, İtalya, İsveç ve Meksikalı 7 kişinin Müslüman olması, Konyada faaliyet gösteren Çetiner Müzik Film Yapım tarafından belgesel hâline getirilmiş. Firmanın sahibi Hikmet Çetiner, Işığa Gelenler (Who Find The Light) adlı belgeselin 40 dakikalık olduğunu kaydediyor.
Belgesele konu olan 7 muhtedi, Hz. Mevlânâ ve ardından İslâm ile nasıl tanıştıklarını ve hayatlarında ne gibi değişiklikler olduğunu belgeselde anlatmışlar. (AA, 18 Şubat 2009)
İsviçreden Peter Cunz, şöyle demiş: Arkadaşlarla Mevlânâ Müzesini ziyaret ettik. Kendimi farklı bir atmosferde buldum. İsviçreye döndüğümde aklım burada kaldı. Bir süre sonra Konyaya yine geldim ve Mevlânâyı araştırdım. Mevlânâyı araştırırken aslında İslâmı araştırdığımı anladım. Mevlânânın felsefesi İslâmın kendisidir. Mevlânâ, İslâmdan farklı bir şey söylemiyordu. Müslüman olmaya karar verdim. Çünkü Mevlânâyı anlamanın yolu İslâmdan geçiyordu.
Daha önce tutucu bir Hıristiyan olduğunu ifade eden Anna Regard Cunz ise şöyle demiş: Zamanla bazı sorularımın cevabını Hıristiyanlıkta bulamadım. Eşimden de etkilenerek İslâmı ve Mevlânâyı inceledim. Aradığım cevapları İslâmda buldum. İslâm birdir. Önemli olan onu doğru anlamak.
Meksikalı Federiko Stocktanın tesbitleri de şöyle: Mevlânânın yolu bizi İslâma ve güzelliğe götürdü. Dünya zulümlerden, savaşlardan ve sevgisizlikten ancak Mevlânânın felsefesi ile kurtulur.
ABDli Sher Gamard şöyle konuşmuş: Eşimle namaz kılıyorum. Bütün sıkıntılarımdan kurtulup huzura kavuşuyorum. Mevlânânın eserlerini, Kurân-ı Kerimi okudum. Çok önemli mesajlar var. İnsanların mutluluğu, İslâmın emirleri, Hz. Muhammedin sözleri ve Mevlânâ felsefesindedir.
İsviçreli Brigitte Schlappi: Mevlânâyı anladıkça ferahladığımı hissettim. İslâmla tanıştım. Müslüman oldum. Yaradanı seven insana dünyada umutsuzluk yoktur.
İtalyan Monica Bellinin tesbiti ise şöyle olmuş: Mevlânâyı tanımadan önce İslâmı farklı biliyordum ama Mevlânânın eserlerini okudukça düşüncelerim değişti. Mevlânâ İslâmı anlatmak için anahtar.
Şunu tesbiti hiç unutmamalıyız: Doğru İslâmı ve İslâmiyete lâyık doğruluğu ortaya koyabilirsek İslâma teslim olanların sayısı çığ gibi artacak...
Yeni Asya