İşte arzu ettiğimiz manzara bu…
Demokratik ortamda akl-ı selim ile atılmış büyük bir adımdır. Kamu görevlilerinin serbest bırakılması fazlasıyla ümitlendirmiştir.
Bunun arkasının gelmesi lazımdır. Sonuna kadar bu anlayışla gitmeli. Demokratik ortamda Kürtler hangi hakları alırsa alsınlar sözümüz olmaz. Hatta biraz daha ileri gidip tamamen ayrılıp yepyeni bir devlet dahi kursalar yine sözümüz olmaz. Demokratik bir anlayışla referandumla ayrılma olursa saygı ile karşılarım. 57 İslam Ülkesine bir yenisi eklenir 58 olur. Ha bir fazla ha bir noksan…
Dolayısıyla PKK’nın siyasallaşmasından zerre kadar endişe etmiyorum. Aksine işin başından beri desteklediğim bir düşüncedir. Kanın durmasına ve silahların susmasına şiddetle ihtiyaç vardır. Çünkü silahlar susmadığı sürece sağduyulu davranılması mümkün değildir.
Ama ben şahsen bölünmenin kimseye yarar getireceğine inanmıyorum. Bu süreç bölünmeye götürmemelidir. Küçük devletler halinde zayıf bir toplum olmak yerine AB gibi ABD gibi büyük devlet olmakta azim yarar var. O nedenle ayırmaktan değil birleştirmeden yana olmak lazım.
Hükümet bu işe şefkatle yaklaşmalı, kol kanat germeli, Kürtlerin isteklerine kendi isteğiymiş, kendi taraftarının isteğiymiş gibi bakmalı öyle hareket etmeli. Karşı taraf gibi bakmamalı…
Bizim saadetimiz meşrutiyettedir. Meşruti sistemdedir. Meşru olanı yapmaktadır. Gayr-i meşru yollara girildiğinde günahtan başka bir şey kazanılmaz/kazanılmadı.
Otuz yıldır bu yolu seçenler ne kazandı? Kendileri veya savundukları Kürtler ne elde etti. Geri dönüp baktığımızda kandan, kinden, nefretten başka bir şey görülmüyor. Kazanılmış hakların hepsi demokratik ortamlarda elde edilmiş haklardır. Silahın gücün hiçbir şey kazandırmadığı ortadadır. PKK olmasaydı da bu haklar zaten kazanılacaktı. Belki de daha rahat olacaktı.
Bu gün açılım başlatılmışsa, süreç devam ediyorsa bu tamamen demokrasinin zaferidir. Demokratik refleksin gelişmesinden kaynaklanıyor. Bir cihette Risale-i Nurun geniş dairedeki fütuhatıdır. Yetiştirmiş olduğu milyonlar iş başındadır. Bu milletin hayrına olacak her gelişmeye imza atan da onlardır. Bu bir cemaatin bir gurubun işi de değildir. Top yekûn dindarların, top yekun bunlardan etkilenmiş bir milletin birlikte başardığı bir iştir.
Bu başarıya kimse gölge edemez/etmemeli. Öncülük yapanlar elbette alkışlanacaktır. Ama herkes biliyor ve görüyor ki, bu top yekun bu milletin başarısıdır.
Bu sürecin başarıyla devamına şiddetle ihtiyaç vardır. Sadece kanın durması değil güçlü ve lider bir ülke olmanın yolu da barıştan geçecektir.
Temennimiz böyle devam etmesidir. Silahların susması ve hoşgörünün hakim olmasıdır.