Türk milleti olarak herşeyi abarttığımız gibi sosyal medya paylaşımlarımızı da abarttık.
Sosyal medyanın en çok kullanım platformları olan Facebook ve Instagram'ın ilk çıktığı günleri hatırlıyorum. Faydalı işlere imza atmak niyetiyle çıkmıştı. İnsanların paylaşım platformuydu bunlar. Bilgi paylaşımı, genel kültür aktarımı, karşılıklı sohbet vs. Diyelim bir yeri gezdiniz. O şehir ya da ülkenin neleri meşhurdur, hangi yemek ya da tatlıları yenmelidir, mutlaka uğranması gereken yerleri nerelerdir? Bunların paylaşılması faydalı olacaktır. Ya da bir püf noktası, pratik bilgi, sevilen bir şiir, bir şarkı...Makul ve kabul edilebilir.
Ama iş çığırından çıktı. Yediğimiz yemekleri, serpme kahvaltıları, içtiğimiz içecekleri, kahve keyfimizi, çoluk çocuğumuzu hatta eşimizle havuz keyfimizi bile başkalarıyla paylaşır hale geldik. Özel hayat diye birşey bırakmadık. Şunu bir düşünün. Kocası karısına doğum gününde çiçek gönderiyor. Karısı çiçeğin fotoğrafını çekip, yüzlerce hatta binlerce takipçisi olduğu platforma şöyle yazıyor: "Canım kocacığım, iyi ki seninle evlenmişim. Seni çok..."
Yahu bu cümleleri kocanın yüzüne neden söylemiyorsun? Hadi yüzüne söyleyemedin, özel mesaj kutusuna neden atmıyorsun? Herkesin görüp okuduğu ve senin "Sevgili kocacığım" hitabıyla başlaman komik olmuyor mu?
Hele tatil fotoğraflarının paylaşımından hiç bahsetmek istemiyorum. Bir ara ayakları kumsala koyup denize karşı fotoğraf koymayanları dövüyorlardı!
Facebook, Instagram, tiktok vb. paylaşımlara bir çeki düzen verilmeli. Yoksa yarın birgün bu platformlar kapatılma yoluna gidilirse, "Nerde kaldı özgürlük?" diye sakın bağırmayın. Çünkü bunun adı özgürlük falan değil. Amacı dışında kullanmak hem görgüsüzlük, hem nezaketsizlik.
Sağlıcakla kalın...